Sayı ve Şekilden Tesir ve Yöne - II - Sentez

Kuran'da Mümin veya Gafir adıyla geçen surenin sekizinci ayetinde şöyle der: Ey Rabbimiz! Onları babalarından, zevcelerinden, zürriyetlerinden salah halde bulunanları vaddetiğin cennetlere sok. Çünkü yegene galip sensin, hakim sensin.

Günümüzde camilere gittiğinizde namazdan önce veya sonra, hoca'nın duasında veya vaazında, bazı fikir sahipleri sevdikleri için cemaat tarafından dua gönderilmesini talep ederler. Bunu bazısı hocaya kağıt vererek vaaz esnasında veya bizzat yanına gidip şu kişi ruhuna şu kadar hatim indirildiğini şu kadar rakam tesbih çekildiğini söyleyip, ruh varlığı için dua talep ederler.

Aslında bu yazının başlığı şöylede olabilir :) Allah nezdinde din ve Beşer'in nezdinde din örneklerle...

İnsan olma yolunda ilerlerleyen  beşer, içinde bulunduğu alemin yasaları içinde kendini unutunca, "salah halde bulunmanın" ne demek olduğunu unutunca, duygusal olarak özdeşleştikleri için kolaylıklar talep eder. Bunun örneklerini bizzat kuran'da örneklerle anlatılan peygamberlerin hayatlarında görebiliyoruz. Onlar en yakınlarının kurtarılmasını bizzat rablerinden talep etmişler fakat kuranda da bir çok kere tekrarlanan hidayeti verenin Allah olduğu belirtilmiştir.  Burada enkarnasyon yasaları gereği dünyaya gelirken, bu kesafete gelen varlıkların bilgilerini aktarma - tatbik etme - işleri bizzat varlıkların kendisi tarafından yapılacaktır. Bir çok peygamber, bu anlamda sevdiklerine/alışveriş içinde olduklarına yardım edememişlerdir. Yine Kuran'da kimsenin kimseye yardımcı olmayacağı günden sakının buyurulmaktadır. Bu ayette yine enkarnasyon yasalarına atıfta bulunarak üç bilgiye(*) sahip ruh varlığının  bilgisini bizzat kendisinin yapması gerektiğine işaret etmektedir.  Yukarıda ki ayette de ifade edildiği üzere salah halde bulunan varlığın cennet denilen hali yaşaması mümkündür. Salah halde bulunmak başka bir yazı konusudur. Burada değinmeyeceğiz.

 Ancak günümüzdede görüldüğü üzere maalesef bazı cami hocalarının sözde Allah rızası için, bu farkındasızlıkla belki o varlık kurtarılır ümidi ile bu durumu beslemeye devam ettikleri görülmektedir. Bu yanlış bilgi metodunun çeşitli alanlarda yine teksir yasası hasebiyle tekrarlandığını görebiliyoruz. Örneğin toplumumuz için konuşursak işi kendisi yapmayıp başkasına yaptırmayı seven bir halk içinde yaşıyoruz diyebiliriz. Bunun en basit örneğini televizyonlarda "nerde bu devlet?" diyen vatandaşlarımızda görebiliyoruz. Her sene ulusal bazda yapılan öğrenci seçme sınavlarına kendisi adına bir başkasını sokan kişileri görmekteyiz. Bu durumda bir bilgiyi deneyimlemeden, bilginin getirdiği olanaklardan faydalanmaya çalıştıklarını görebiliyoruz. Hırsızlık bu yüzden suçtur. Bu durum ister istemez daha sonra deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılmayan evlerin depremde yıkılması gibi bir etki yaratacaktır.  Örnekler çoğaltılabilir. Hal bu ki Kuran'ın bakara suresinde bir ayette raina demeyin unzurna deyin diye ifade edilmiştir. Varlık kendinden çıkan tesirlerin yaratmış olduğu durumları takip edip sorumluluğunu almalıdır. Sorumluluk almak bilgiye hürmet gösterilirse doğabilecek bir durumdur. Halk arasında ki tabiri ile hepimiz aynı gemideyiz.

üç bilgi: 1-kendini bil, 2-rabbini bil, 3-tekamül et

Yorumlar

Popüler Yayınlar