Firavun Tuthmose

Soru: Sadece adını söylerim… Ben aslında şarkı söylemem. Birçoğumuz yıllarca saatlerde sayılar gördük, ve ben 2 yıl kadar önce çok sık 5:23 görmeye başladım, ve son aylarda da – 1:11. Birkaç ay önce çok etkileyici bir deneyim yaşadım. Cep telefonum kendiliğinden kapandı ama bir ışık yanıp sönüyordu, ama hiçbir çağrı falan da yoktu. Ve ben bunu bir süre görmezden geldim, nihayet, bir mesaj mı geldi acaba deyip baktım ama gelmemişti. Ve telefonumu açar açmaz, Mors koduna ayarlı hoparlörler devredeydi. Hatırladığım kadarıyla kiminle konuşsam 523 çıkıyordu. Ben 523’e bakarken – 5, 2 ve 3 ki toplamı 10 oluyor, bu da 1 veriyor, ve 2009 yılı da 11 oluyor – 111 çıkıyor. Ben bu binaya gelip gideli üç yıl oluyor, ve bu, 111inci toplantı. Benim için 111 ya da 523’ün önemi nedir?

KUTHUMI LAL SINGH: Gerçekten. Gerek senin için gerekse tüm alan üyeleri için bunun önemi, aslında karmaşadan mükemmelliğin çıktığıdır. Bu farklı, nasıl olduğunu anlamadığın olaylar, aslında senin/sizlerin büyük bir yaratıcı olduğunun kanıtıdır. Karmaşa içinde yaşadığını hissetsen de, farklı olayları eşzamanlı hale getiriyorsun, ve bak, bu tür şeyleri nasıl var edebiliyorsunuz. Bu olaylar gerçekten kendi içsel benliğinden, kendi özünden gelen işaretler ya da göz kırpmalardır, ama bunun matematiğine girecek olursan, insan zihni bunu karmaşa olarak görse bile, sana herşeyin kendi uyumu içinde ve kendi düzeninde olduğunu söyleyecektir. Böyle zamanlar, kontrol etme, manipüle etme ihtiyacının bazısını yeniden gözden geçirip tekrar bırakmak ve karmaşa enerjisine gerçekten dalmak için çok güzel bir zamandır.

Bilim adamları ve fizikçiler, matematikçiler, daha yeni yeni karmaşa/kaos teorilerini araştırmaya ya da bakmaya başlıyorlar. Ve onların baktığı… en sevdiğim şeylerden biri de kaos matematiği, ki bu sanki zıt ya da ters anlamlı rakkamların kullanılması gibi görünüyor, ama kesinlikle… kaos matematiğinde herşey bir eğriye atıldığında ve eski yapıyı parçalayan bir değişken eklendiğinde, enerjiye özgürlük verilmiş olur, ve o da yeni düzlemini araştırmaya başlar. Ve o, yeni düzlemini ya da yeni bilincini araştırırken, herşey bir süre için karmaşa ya da kaos içindeymiş gibi görünür. İnsanoğlu, kesin bir yapısallık, kesin bir tanım istemeye şartlanmıştır, ve sonuçlarla ilgili belli beklentileri vardır. Az önce, şu ara muazzam bir karmaşadan geçmekte olan ve çok sinrlenmiş bir alan üyeleri’nın mektubunu duyduk, sanki hiçbir şey işe yaramıyormuş gibi görünüyor. Ama kendinize o karmaşaya, o kaosa tümüyle girme iznini verirseniz – kendinize kaosa dalma özgürlüğü verirseniz – o zaman, bizim düzen diyeceğimiz şeyin yeni bir düzeyi olduğunu keşfedersiniz, ama bu düzen, Eski Enerji dünyasında şimdiye dek deneyimlediklerinizin hiçbirine benzemez.

Yeni Enerjideki düzen – bunu nasıl açıklasak – bu, Eski Enerji dünyasındaki yanılsama düzenindense, mükemmelliğin düzenidir. Şimdi senin sorunu aştığımızı biliyoruz ama, bunlar, kendini karmaşaya bırakman için güzel işaretlerdir.

Şimdi Cauldre(Medyum) ve Linda herhalde epey çılgın epostalar alacaklar…

LİNDA: Belki.

KUTHUMI LAL SINGH: … şöyle diyen, Fes Kırmızısı Düzeni insanlara kaosu öğretiyor ve insanlara, dünyanın tüm dertlerini ve ıstıraplarını içine almayı ve şu anda dünyada olup biten tüm o korkunç şeyleri kabul etmeyi öğretiyor. Evet, kesinlikle bunu öğretiyoruz.
Ve bunu da söyledikten sonra, şimdi kısa, küçük bir öykü anlatmak istiyorum. Firavun olduğum, Tuthmose olduğum yaşamımda, o hayatta daha çok, çok küçük yaşta Firavun olmuştum, ve bir yandan da Firavun olmayı öğreniyor ve anlamaya çalışıyordum. Şimdi, bu çok zorlu bir meslektir – çok zorlu bir meslektir – çünkü herkes senden bir tanrı olmanı bekler, oysa içinde tanrı olduğuna ilişkin hiçbir işaret yoktur. İnsan tarafın buna inanmaz bile, ve sürüp giden bir ikilem başlar içinde.
Firavunluk dönemimin başlarında topraklarımız ansızın bir çekirge istilasına uğradı, ve çekirgeler, bir virüs salgınına neden olan kanatlı bir böcek türünü de beraberlerinde getirdiler. Böylece gökyüzü, kapkara kesilecek kadar bu istilacı çekirge ve böceklerle doldu, ve bunlar, yiyeceğimizi elde ettiğimiz ekinleri ve toprağı bir çırpıda yiyip bitirmeye başladılar. İnsanlar, çekirgelerin getirdiği bu böceklerden yayılan salgına yakalanıp ölmeye başladı. Ve tacı paylaştığım Hepi teyzem – evet gerçekten, ona Hepi diyordum – bana gelip meydan okuyan bir tavırla dedi ki, “Genç adam, ne yapmamızı öneriyorsun?” Ve ben de ona, gidip üzerinde düşünmem gerektiğini söyledim. Bu arada, rahipler ve danışmanlar da geliyor ve bazı tarlaları yakmayı öneriyordu, duman ve sıcak belki çekirgeleri kaçırabilirdi. Bazıları da, hepimiz gidip saklanalım, böylece böceklerden yayılan salgın herkesi öldürmemiş olur, diyordu.

Sözde danışmanlarımı ve öneri getirenleri dinledikten, ve gerçekten olan biteni hissettikten sonra, teyzem Hepi’nin ve diğerlerinin yanına döndüm ve, “Hiçbir şey yapmayacağız. Hiçbir şey” dedim. Şimdi, gözünüzün önüne getirin… onların yüzündeki ifadeyi gözünüzün önüne getirin. Hiçbir şey yapmamakla kendimi soktuğum durumu hayal edin, çünkü bakın, sana doğru yaklaşan bir enerji geldiğinde insanoğlunun verdiği tepki, ya onunla savaşmak ya da ondan kaçmaktır, ve ben iki yolu da önermemiştim.

Bir dolu tartışmadan sonra, ve bir dolu tacize ve hakarete maruz kaldıktan sonra ve bana tanrıdan daha azı olduğum söylendikten sonra, nihayet tanrısal hakkımı ilan edip şöyle dedim, “Bunu bu şekilde yapacağız.” Ve ondan sonra olanlar oldukça şaşırtıcıydı ve beni tüm zamanların en büyük Firavunu haline getirdi.  Hiçbir şey yapmayacağımızı, bunu tanrılardan gelen bir işaret olarak kabul ettiğimizi, olan bitenle mücadele etmeyeceğimizi, tersine, olanı kabul edeceğimizi ilan ettiğimizde; bu mesajı krallığımızın tüm halklarına yaydığımızda, enerjiler anında değişti.

Sonra olan şuydu; dünyanın genelde pek fazla büyük fırtınaların çıkmadığı bir bölgesinde, muazzam bir fırtına çıktı. Yağmur yağdı. Rüzgar esti. Yerküre sallandı, o kadar ki, çekirgeler ve salgına neden olan böcekler ya kaçtılar ya da boğuldular. Ve çok, çok kısa bir süre içinde topraklarımızdan tümüyle gittiler. Yağmur, kalan ekinleri canlandırdığı gibi, yenilerini de yarattı. Irmağın açılmasına, ve hepimizin yiyeceğe ve gıdaya ve enerjiye kavuşmasına neden oldu, ve ben tanrı ilan edildim. Ve siz de olabilirsiniz.

Dünya’daki bu karmaşa zamanı, enerjilerin saldırıyormuş gibi göründüğü bu zaman, artık daha fazlasını kaldırmanın ya da içinize almanın çok zor olduğunu düşündüğünüz bu zaman, direnmeme zamanıdır, direnmek yerine kendinizi açmak zamanıdır. Bu bir çelişki gibi görünebilir, ama Yeni Enerji fiziği budur. Ve siz kendinizi açtığınızda, ve kesinlikle hissetmenize ve kesinlikle bilmenize izin verdiğinizde, bu, sizi bir sonraki düzeyinize götürecektir. Ve orası, sizlerin de tanrı ilan edileceğiniz düzeydir.
Namaste.

Yorumlar

Popüler Yayınlar