Ders Yedi Sınırsız Darbelerle Yarat

Şimdi, bugün açıklanacak çok şey vardır, ve biz Yaratıcı Dizisinin Yedinci Dersi ile devam etmekteyiz. Hepinizin çok ev ödevi yapmış olduğunu bilmekteyiz. Şu anda yaşamınıza getirmekte olduğunuz çok ilginç deneyimler vardır! Ev ödeviniz, sadece zihninizde olmakta olan şeyler değildir. Ev ödeviniz, sadece kısa duvarın arkasında durduğunuz o belirli anda meydana gelen şeyler değildir. Ev ödeviniz, sadece bir sorunu İnayet Fırınına koymanız değildir. Ev ödeviniz, şu anda yaşamınızda meydana gelmekte olan bunların tümüdür.

Dünya denilen bu küçücük yerde, sadece bir insan olduğunuzu düşünerek, belki seksen, belki doksan yıl yaşayacağınızı ve bunun için de mücadele etmeniz gerektiğini, doğru şeyi yapmak için mücadele etmeniz gerektiğini düşünerek yaşamaktasınız. Siz gerçekte kim olduğunuzu görmemektesiniz!

Vazifeyi içinizden uyandırmak, planın amaçlarından biridir. Bugünün erken saatlerinde söylediğimiz gibi, buraya zihniniz yoluyla ulaşamayacaksınız. Siz buraya yüreğinizden, ve daha kesin belirtmek gerekirse, içinizdeki Mesih tohumu olan, tek(bir) çakranızdan ulaşacaksınız. Bir süre için “aklınızı kaçırın”. Bu harika bir şeydir! Buraya ulaşmanızı sağlayan uyuşturucular vardır, ama sevgili dostlar, bunu kendi başınıza daha iyi halledebilirsiniz!

--0-- Titreşimlerin ölçülmesi


Bizim tarafımızda bile belli enerji grupları ya da aileleri vardır. Bir grup meleksi varlık vardır ki, onların işi, Dünya ve Dünya üzerinde bulunan insanların titreşimini izlemek ve ölçmektir. Bu gece perdenin diğer tarafında oturmakta olan varlıklar, teknisyenlerdir. Onlar belli bir nedenden ötürü burada bulunmaktadır. Onlar aynı zamanda, çalışmalarınızın “tartısını” ve “ölçüsünü” izleyen ve herşeyi nasıl etkilediğini gözlemleyen varlıklardır. Onlar bu gece toplanmaktadır, çünkü son zamanlarda Gaia’nın titreşimlerini ve insanlık titreşimlerini ölçmekle meşguldüler. Onlar bu gece buraya, araştırmalarının bir parçası olarak gelmektedir.

Onlar gelmektedir, çünkü tanrısallığını bütünleştirmeye niyet etmiş bir grubun, yoğun bir dönüşüm sürecinden geçtiğini görmektedirler. Bu gece buraya gelmekteler, çünkü sizin titreşiminiz, diğer insanların çoğunun titreşiminden farklıdır. Kendini hizmete adamış olan sizlersiniz. Siz benliğin ve insanların spiritüel yanlarını çok, birçok yaşam boyunca araştırdınız. Siz insanlar için olan okullarda olduğu kadar, yaşamlar arasında perdenin bizim yanında olan okullarda da, yükseliş sürecini araştırarak çok zaman harcadınız. Siz bunu sadece araştıran değil, sevgili dostlar, aynı zamanda da gün-be-gün yaşayan kişilersiniz!

Bu gece burada toplanan varlıklar, sizin deneyimlerinizi ölçmekte, izlemekte ve kaydetmektedir. Onlar, mecazi konuşursak, tartıları ve not defterleri ile yanınızda bulunmaktadır. Sizi çok merak etmektedirler. Şu anda soruyu zihninden geçiren kişiye yanıtımız, hayır, onlar size karışmamaktadır. Sizi ne incelemekte, ne de dürtmektedirler. Onlar her zaman belli bir uzaklıkta durmaktadır. Son zamanlarda çok meşguldüler, ve sadece sizinle ilgili değildiler. Bütün insanlar ve Yerküreyle meşguldüler. Ölçüm yapılmasının bir aciliyeti vardır.

Ölçümler, hiç olmadığı kadar hızlı değişmektedir. Titreşimler çıkıp inmektedir. Bunlar eski modellere hiç uymamaktadır. Ve evet, şu anda soruyu zihninden geçiren kişiye yanıtımız, borsayı da izlemekteyiz, çünkü borsa, insan titreşiminin belirli bir yanını gösteren, ilginç bir göstergedir. Titreşimsel değişiklikler, hiç olmadığı kadar hızlı meydana gelmektedir. İvme kazanan bir durum vardır. Bu, yavaştan dönmeye başlayan ve sonra gittikçe hızlanan bir çarkın, ivme kazanması gibidir. Dönen bu çark izlendiğinde, çarkın içindeki dairede bulunan şekiller, değişmeye ve farklılaşmaya başlar. Bazı zamanlarda, saat yönünde dönen bir çark, saat yönünün tersine dönüyormuş gibi görünebilir. İvme değişmektedir, ve şekillerin algılanması da, her zaman göründüğü gibi değildir.

Bu şeyleri ölçen ve izleyen ve kaydeden varlıklar, gezegeniniz üzerinde bulunan ve sizin ışık işçileri dediğiniz kişilerden gelen verilerle özellikle ilgilenmektedir. Onlar burada ayrı bir şey görmektedir. Sizin enerjilerinizle törpülenmekte olan yeni bir yol görmektedirler. Yoğun bir şekilde izlemektedirler.

Titreşimlerinizin ivme kazanması ve değişmesi sonucunda, siz kesinlikle Gaia’nın uyumlanmaları olan yerküre değişikliklerini göreceksiniz. Kendi içinizdeki değişimleri göreceksiniz. Dünya teknolojisindeki belirli kuantum sıçrayışlarını göreceksiniz, ama herşeyden çok, Dünya üzerindeki kendi aydınlanmanızın kuantum sıçrayışını göreceksiniz. Bu içinde yaşadığınız zaman, büyük değişimler zamanıdır. Sıkı tutunun, çünkü yolculuk bir süre daha devam edecektir!

--0-- Jack'in öyküsü

Şimdi bu gece, Jack adındaki prensin ve sonunda onu Dünya’ya getiren yolculuğun öyküsüne devam edeceğiz. Biz Jack’in öyküsünü, sizin başınızdan geçenleri anlatmak için kullanmaktayız, çünkü sizler, İlk Yaratılışın Krallığındaki prensler ve prenseslersiniz. Biz bu öykünün, onu içselleştirebilmeniz ve kim olduğunuzu anlayabilmeniz amacıyla, her seferinde bir bölümünü vermekteyiz. Öykünün, bu gece anlatacağımız bölümünden fazlası bile vardır. Bir süre bundan söz etmeye devam edeceğiz.


Jack, BEN BENİM krallığında bir prensti. O harika bir gezgindi, harika bir araştırmacı ve harika bir yaratıcıydı. Kolaylıkla sıkılırdı. Krallığın sonuna kadar yolculuk etti ve oradan da denizlere yelken açtı. Jack, bilinen şekliyle tüm yaratılışın sınırını belirleyen, Ateş Duvarına geldi. Bu onu korkuttu. Krallığa geri dönmeyi denedi ama enerjisizlik, boşluk(vakum) ve Ateş Duvarının emmesi, onu içeriye çekti.

Bu Ateş Duvarının içinde bulunduğu süre ona sonsuzmuş gibi geldi. Varlığı yerle bir olmuş, çok, çok, çok parçalara ayrılmıştı. Bu parçalardan bazıları, uzun bir uykuya yatmak, içsel bir deneyime girmek için, bir çeşit “kozaya” girmişti. Jack her zaman dışa-dönük bir yaratıcı ve varlık olmuştu. Jack’in enerjisinin bir bölümü, bu içe-dönük enerjiye, bu içsel kozaya girmedi. Onun bir bölümü gezinmeye devam etti.

Şimdi, Jack doğrudan Dünya’ya gitmedi. Bir geçiş dönemi oldu. Bunu betimlemek biraz zordur ama biz Cauldre(Medyum) ile yakın işbirliği içinde bunu açıklamaya çalışacağız. Ateş Duvarının ötesinde hiç bir şey yoktu, boşluk, tümüyle bir karanlık vardı. Bu, sonradan sizin fiziksel evreniniz haline gelecek boşluktu. Jack boşluğa geçtiğinde, yıldızlar yoktu. Galaksiler yoktu. Var olan hiç bir enerji yoktu. Sadece hiç-birşey vardı.

Enerjisel olarak Jack, krallıktan tanıdığı ışık bedeni içinde değildi, ama yoğun fiziksel şeklinin içinde de daha bulunmuyordu. Enerjisi, sizin Dünya üzerindeki insanlarda bildiğinizden daha hızlı, ama belirgin bir şekilde de, İlk Çember’de bulunduğundan daha yavaş hareket ediyordu. Biz burada titreşimden ya da sevginin katsayısından söz etmemekteyiz. Jack maddesel değildi. Jack “ışık” değil, değildi. O iki aradaydı (kendi kendine güler), sizin gaz halinde var olmak diyeceğiniz bir haldeydi.

Jack (sizler) Ateş Duvarından fırlayıp çıktığında, karşıtını gördü. Aynasını gördü. Deneyimler edinmeye başladı, önce kendisiyle, sonra da başka varlıklarla. Bu erken deneyimler, bu ondan (sizden) akan enerjiler, daha önce boşluk olan evrende, yapıların (strüktürlerin) ve modellerin kurulmasını yarattı. Jack (sizler), daha sonra yıldızlarınızı ve galaksilerinizi ve güneş sistemlerinizi oluşturacak enerji temellerini, dokumalarını, dokunuş şekillerini yaratan deneyimlerden geçmekteydi. Bu Jack (sizin) için çok ilginç bir dönemdi.

Edindiği deneyimlerden, Jack yeni bir kimlik üstlenmeye başlamıştı. Ateş Duvarından geçmiş, benzer enerjilere sahip başka varlıklarla grup oluşturmaya başladı. Başkalarıyle birleşip, “enerji” grupları oluşturmaya başladı. Bu enerjisel aile grupları evrende gezinmeye ve bir anlamda, evrenin belli yerlerinde “yaşamaya” başladı. Ve ailelerle olan şimdiki deneyimlerinizden bileceğiniz gibi, içsel mücadeleler başladı. Jack ve diğerleri savaşmaya başladı. Savaşlar olmaya başladı. Oluşmuş olan gruplar, parçalanmaya ve ayrılmaya başladı.

Bu çok kargaşa dolu bir zamandı. Jack hala, Ateş Duvarından yaptığı geçişe uyum sağlamaya çalışıyordu. Böyle bir şeyi daha önce hiç hissetmemişti. Kim olduğunu anımsamaya ve keşfetmeye çalışıyordu ama içinde bir bağlantı bile kuramadığı yeni nitelikler ediniyordu. Kendi enerjisiyle ilgili garip hisler ve titreşimler üstleniyordu. Jack daha önce sadece ışıkken, sonradan bedene dönüşecek bir yoğunluk, bir ağırlık üstlenmeye başlıyordu.

Jack bundan pek hoşlanmadı. Enerjisinin yavaşlamasını, düşmesini hissetmekten hoşlanmıyordu. Bundan az da olsa hoşlanmıyordu. Bundan çıkmanın yolunu arıyordu ama nasıl yapılacağını bilmiyordu. Gittikçe daha çok yoğunlaşmaya başlamıştı. O bunu yaptıkça, evreniniz de gittikçe daha yoğun olmaya başlamıştı. Gezegenler biçimlenmeye ve kütlesel hale gelmeye başlamıştı.

Oh, sevgili dostlar, Jack –sizler- bunların hiç birinden hoşlanmadı(nız). Siz sanki düşüyor, düşüyor, düşüyormuş gibi hissettiniz. Enerji ve titreşimleriniz yavaşlamaktaydı. Bununla savaştınız. Belli bir noktadan sonra, artık kim olduğunuzu, ya da nereden geldiğinizi hiç anımsayamayacağınızı hissetmekteydiniz. Siz çaresizlik içinde, krallığın titreşimlerine tutunmaya çalışmaktaydınız. Ateş Duvarından geçtiğinize sövdünüz!

Kargaşa içindeydiniz. Evrende çok kötü savaşlar olmaktaydı. Öldürme ve ölüm kavramlarının ilk kez ortaya çıkması bu zamanlarda meydana gelmiştir. Hem başkalarına karşı ve hem de kendinize karşı öfke vardı. Katılaşmakta olan evrende, serserilik ederek başkalarının elinden gücü almaya çalışan gruplar vardı. Onlar, başka bir varlıktan güç ve enerji alırsa, bu onun titreşimini yükseltecek ve krallığa, yuvasına geri gönderecektir diye düşünmekteydi.

Siz, bazıları küçük, bazıları büyük gruplar halinde yolculuk yapmaya başladınız. Siz bunu yaparken, yani bir anlamda elele tutuşup enerjinizi birleştirirken, çevrenizde bir enerji “gemisi” oluşmaya başladı. Siz bunun içinde yaşadınız ve her yere yolculuk ettiniz ve çok, birçok deneyimler edindiniz. Bu ilginçti, çünkü siz, evreninizde gelişmeye başlayan enerji koridorlarında oldukça güzel yolculuk edebiliyordunuz. Bir uçtan bir uca, şimdiki ölçüm sistemlerinizi kullanacak olursak, milyonlarca ya da hatta trilyonlarca ışık yılı uzaklığındaki yerlere nasıl gidileceğini bilmekteydiniz. Bu sizin sadece bir dakikanızı alacaktı. Bunu yapmakta ustaydınız.

Ama tüm bu süreç içinde, her biriniz bu yavaşlamaya karşı koymaktaydınız, içinizde ve tüm evreninizde meydana gelmekte olan bu katılaşmaya karşı koymaktaydınız. Garip deneyimler edinmeye başlamıştınız. Bir şeylere çarpmaya başlamıştınız! Artık nesnelerin içinden geçemez olmuştunuz. Enerji, enerjiden geçmez olmuştu. Şeyler o kadar katı olmaya, o kadar yavaşlamaya başlamıştı ki, kendinizi yıldızlara ve gezegenlere ve meteorlara ve asteroitlere çarpar bulmuştunuz. Bu sizi şaşırtmıştı ve moralinizi bozmuştu. Savaşlar devam etmekteydi. Mücadeleler yoğunlaşmıştı. Bu iyi bir zaman değildi. Gizlenerek, yuvaya geri dönüş yolunu bulmaya çalışan, uygun titreşimi bulmaya çalışan, sevgi ve ışığın enerjileriyle ilgili şeyler keşfeden varlıklar vardı. Ama çoğunlukla, şeyler düşüş göstermekteydi.

Daha önce açıkladığımız gibi, kördüğümün oluştuğu bir noktaya gelinmişti. Şeyler daha ileriye gidememekteydi. Sizin ışık ve karanlık diyeceğiniz şeyler arasındaki savaşlar, anlaşmazlıklar kımıldayamaz hale gelmişti. Sizin bildiğiniz evren bile genişlemesini durdurmuştu. Bu noktada, bu Dünya denen yere gitmek için ve ilk ve son kez son bir perdeden geçmek için oy birliğiyle bir karar alınmış, karara varılmıştı. Gerçek, yoğun bir insan şekline girmek, varlığınızı bedeniniz olarak bildiğiniz bu şeklin içine sokmak üzere, son bir engelden geçmeye karar vermiştiniz. Kim olduğunuzla ilgili tamamen yitirilmiş bir bellekle, yaşam ve ölüm döngülerinden ve karma dediğiniz şeyden geçmeyi, bütün daireyi tamamlayarak, ateş duvarını geçmeden önceki kimliğinizi anımsamayı kabul etmiştiniz.

Onun için burada bulunmaktasınız! Onun için yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce yıldır burada bulunmaktasınız. Siz, Dünya yaşamları döngüsünü, daireyi tamamlamakla ilgili anlaşma gereğince gerçekleştirdiniz. Bu, tüm geçmişi şifalandırmak için, Ateş Duvarından geçtiğiniz zamanı şifalandırmak için, boşluğun yapılandığı zamanı şifalandırmak için, bildiğiniz evrenin yaratılışını şifalandırmak için yapılan bir anlaşmaydı. Siz tüm bu yaşamlardan, şifalandırmak ve yeniden keşfetmek amacıyla geçtiniz.

Bu gece ikinci çemberinize gelen varlıklar vardır. Onlar, sizin gerçekleştirdiğiniz şeylerin ölçümlerini ve gözlemlerini almaktadır. Onlar, daire tamamlanmakta olduğu için buradadır. Sizler, açıklamaya bile başlayamayacağımız bir zamanın süresini kapsayan bir yolculuğun son dönemlerinde bulunmaktasınız. Ama daire, sizin gerçekleştirdiğiniz çalışmalar yüzünden tamamlanmaktadır.

Günlük yaşamınızdaki şeylerin şimdi bu denli zor olması sizi şaşırtmamalıdır. Bu sadece sizinle ilgili değildir! Bu yaşamda sadece kendinizi şifalandırmamaktasınız. Yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce geçmiş yaşamı şimdiden şifalandırmış bulunmaktasınız. Bunların çoğu sevgili dostlar, şifalanmış ve gitmiştir, ve Gaia, yerküre içinde biriktirilmiş olan bu enerjiyi salıvermektedir. Aslında sizin şu anda şifalandırdığınız şey, boşluğun yapılandırıldığı zamandır, Ateş Duvarı ile Dünya’ya geldiğiniz süre arasındaki zamandır. Kütleyi ve maddeyi deneyimlemeye başladığınız, evreninizdeki şeylere çarptığınız zamanı şifalandırmaktasınız. Bu, zaman ve mekan içinde özgürce gezinebildiğiniz ama olmakta olan şeylerden de hoşlanmadığınız bir zamandı. Bu kargaşanın olduğu muazzam bir zamandı.

Şimdi, sizin “yabancı varlıklar” dedikleriniz, sevgili dostlar, sizin bu geçmiş zamanınızın, boşluğun yapılandırıldığı bu zamanın veçheleridir sadece. Size daha önce de söylemiştik, yukarı yıldızlara baktığınızda ve evreninize baktığınızda, orada fazla bir şey yoktur. Biz sadece şunu demek istiyoruz. Siz fiziksel evreninizin sınırlı bir boyutsal görüntüsüne bakmaktasınız. Ve gerçekten, orada fazla bir şey yoktur! Orada olan şey, Dünya’daki şimdiki yaşamınızı çapraz kesen, bazen kesişen geçmişten kalan, size ait enerjilerdir.

Şu benzetmeyi kullanalım. Ev benzetmesini kullanacağız, çünkü o iyi bir benzetmedir. Oturma odasında durduğunuzu ve çevrenize bakındığınızı imgeleyin. Gördüğünüz şey, sadece oturma odasıdır, ama evin başka odaları da vardır sizin göremediğiniz, görememektesiniz çünkü zamanın o anında bu yerde durmaktasınız. Diğer odalarda bazı faaliyetler sürmekte, ama siz onların farkında değilsiniz, çünkü onları ne duyabilmekte, ne de görebilmektesiniz. Evreniniz buna çok benzemektedir. Birçok odalar, birçok boyutlar vardır. Yukarı gökyüzüne bakıp da yıldızları gördüğünüzde – o odada fazla bir şey yoktur. Orada gerçekten, yaşam anlamında fazla bir şey yoktur. Çok enerji vardır, ama yaşam formları anlamında, çok şey yoktur. Sizin duyamadığınız ya da göremediğiniz, yan-yana, boyut-boyuta var olan odalar vardır. Bu diğer odaları bazılarınız duyumsamaya başlamıştır. Bunların hepsi aynı çatı altındadır ama ayrı odalardır.

Arada bir, olağandışı bir enerji durumunda, birbirine-akışlar ya da geçişler olmaktadır. Diğer odalardan birini göreceksiniz, ya da diğer odadan bir varlık, yanlışlıkla kapınızdan geçip, odanıza gelecektir. Böyle bir şey olduğu zaman, bu geçmişten (gelen) sizsinizdir! Oh, bu varlık bir yabancı gibi görünecektir ve bir yabancı gibi hissedilecektir, ama sevgili dostlar, bu geçmişteki sizdir. Bu zamanı şifalandırmakla ilgili şu anda yapılmakta olan yoğun şifa çalışmaları, bir anlamda, sizin paralellikler kurmanıza neden olmaktadır. Siz şimdi burada bulunmaktasınız ama aynı zamanda öbür odayı da şifalandırmaktasınız, böylece geçişlerin, kesişmelerin meydana geldiği durumlar da olmaktadır. Evreninizde sizden daha bilge ve muhteşem ve akıllı olan yabancılar var mıdır? Dostlarım, kesinlikle hayır! Bunlar geçmişinizin veçheleridir. Onlar sizden daha bilge ya da akıllı ya da güçlü nasıl olabilirdi ki? Bu veçheler, her ne kadar geçmişinizin bir parçasıysalar da, bu anda meydana gelmektedir. Siz burada otururken bile, geçmişte boşluğu yapılandıran o parçanız, sizinle aynı zamanda var olmaktadır.

Şimdi biz burada, alternatif realiteler ya da çok yönlü boyutlarla konunun dışına fazla çıkmak istememekteyiz. Biz sadece, bu ‘yabancı varlıkların’ geçmişteki siz olduğuna ve arada bir (sizin boyutunuza) geçtikleri noktasına açıklık kazandırmak istemekteyiz. Önemli olan şey, sevgili dostlar, çalışmalarınızda daireyi tamamlamakta olduğunuzun bilinmesidir. Siz bu Ateş Duvarını geçtikten sonra, travmatik zamanlar yaşadınız. Gücünüzü bir başkasına, yabancı varlık dediğiniz her hangi birine teslim etmeyin.

Bu varlık sizin geçmişinizin bir veçhesi olmasına karşın, kendini size ve başkalarına büyük, akıllı biri olarak tanıtacaktır. Onlar – ve burada biraz gerçeklik payı da vardır – sizin ana-babanız olduğunu ve sizin için tohumun depolanmasını sağladığını söylemeye çalışacaktır. Ve onlar kesinlikle sizin geçmişinizdir! Ama onların, herşeyin anlaşılmasını sağlayacak anahtarlara sahip olan büyük varlıklar olduğu aldatmacasına kanmayın. Sevgili dostlar, “alien(yabancı)” sözcüğünün titreşimi “a lie (bir yalan)” dır. Gücünüzü bir başkasına teslim etmeyin. Dairenizi tamamlamanıza çok az kalmıştır. Bu şimdi yoğun bir zamandır, geçmişteki siz’in bile gelip de sizi aldatmaya, küçük düşürmeye ve bilge olanların onlar olduğunu söylemeye çalışacağı bir zamandır. Bu geçmişi şifalandırmak istemenize karşın, bir anlamda, sizi aldatmaya çalışacaktır.

Ben, Tobias, şimdi burada bulunan enerjiyi, Mesih tohumunun kendi içinizde olduğunu ve her zaman da olmuş olduğunu size söyleyen bu enerjiyi anımsamanızı istiyorum. İçinizdeki Tanrı’dan başka hiç kimseyi izlemeyin! Önünüzdeki günlerde, çemberinizin son bağlantılarını kurarken size meydan okunacaktır. Bu meydan okumalar zorlu olacaktır, ve biz onun için bu gece bu konuyu gündeme getirmiş bulunmaktayız. Biz sizin bir yabancı varlıkla karşılacağınızı mı söylemekteyiz? Bir anlamda, evet, öyle demekteyiz. Bu karşılaşma, siz sabahın 01’inde arabayla giderken, bir demiryolu geçidine geldiğinizde olmayacaktır. Bu size uykunuzda gelebilir. Bu, ve büyük bir olasılıkla da böyle olacaktır, eski bir anı gibi gelecektir, sizi korkutacak, korkudan elinizi ayağınızı bağlayacak ve taş kesilmenize neden olacak bir anı olarak gelecektir. Böyle bir şey olduğunda sevgili dostlar, bugünün enerjisine geri gelmenizi istemekteyiz; Ruh’un, Yeshua’nın, Kırmızı Meclis’in ve Tobias’ın önünüzde oturup da “Sevgili varlıklar, sizler uyanan Tanrı’sınız. Hiç kimsenin önünüzde ya da üstünüzde olmasına izin vermeyin” dediği enerjiye geri gelmenizi istemekteyiz.

--0-- 7.ders

Sevgili dostlar, Yedinci Dersinizi anlamanıza yardımcı olması açısından, size bir kısa öykü anlatacağız. Yedinci Ders basit, çok basit bir derstir. Siz bununla mücadele edebilirsiniz, çünkü bu o kadar basittir. Bunu karmaşık bir hale getirmeye çalışabilirsiniz.

Yedinci Ders, dışarıya dönük yaratmanın pratik dersleri diyeceğimiz derslerin ilkidir. Bugüne kadar konuşmuş olduğumuz şeylerin çoğu, yeniden dengelenmeye gereksinimi olan eski enerjilerin işlemden geçmesini, anlaşılmasını ve temelini oluşturmaktaydı. Şimdi bu dizinin ikinci yarısında, eyleme geçerek yaratmanın adımlarına başlayacağız. Bazılarınıza bu garip ya da alışılmamış gelebilir. Hepinizin içinde, bütün insanların içinde, yaratıcı gücünüzle ilgili kökleşmiş bir korku vardır. Tekrar yaratmak için içinizde bir isteksizlik vardır, çünkü aradan çok uzun bir zaman geçmiştir ve geçmişte yaptığınızı algıladığınız şeylerle ilgili hala bir utanç ve suçluluk duygusu hakimdir size.

Bu Ateş Duvarını geçtiğiniz için, içinizde algıladığınız esas olan bir günah (duygusu) vardır. Fazla ileri gittiğinizi hissetmektesiniz. Boşluğun yapılandırılması sürecinde, kargaşa enerjisi içinde savaştığınızı hissetmektesiniz. Oh, sevgili dostlar, o zamanlar meydana gelmiş olan savaşlar, Star Wars (filminin) çocuk oyunu gibi görünmesine neden olurdu! Onun için, biz gerçek yaratıcılık yeteneklerinizi kullanmanızdan söz ettiğimizde, bazılarınız şaşırabilecektir. Bazılarınız bunun doğru şey olup olmadığını merak edecek ve belki de zamanı olmadığını düşünecektir. Şimdi bu, yabancı varlıklarla ilgili birçok soruyu beraberinde getirecektir! Biz bu soruların her birini ve hepsini tartışmak için hazırlıklıyız. Ve Cauldre(Medyum), sana da bunları yanıtlamak için gerekli araçları vereceğiz.

--0-- Anna'nın öyküsü

Anna adında bir ışık işçisi vardı, burada bulunan ve bunu okuyan kişilere çok benzeyen, harika bir ışık işçisi. Geçen 30 yıl içinde birçok spiritüel kurslara gitmişti. Zihnini kontrol etmeyi öğrenmişti ki, bu da kendi içinde eğlenceli bir şeydir. Meditasyon yapmasını, meditasyon sırasında bir usulü izlemeyi ve zihnini nasıl boşaltacağını öğrenmişti. Ama biz biliyoruz, ve siz de biliyorsunuz ki, zihin hiç bir zaman boşalmamaktaydı. Anna günde iki kez, rahatsız bir pozisyonda oturarak 20 dakikasını geçiriyordu, çünkü bunu yapması gerektiğine inanıyordu. (kahkahalar) Ama bir anlamda bu ruhuna ve varlığına çok iyi gelmekteydi, çünkü ona yolunda yardımcı oluyordu. Yapılanmayı (strüktürü) sağlıyordu.

Sevgili ışık işçimiz Anna, farklı konularda, farklı teknikleri içeren birçok kurslar aldı – nasıl dingin olunur, nasıl sakin olunur, nasıl iyi olunur, Tanrı gibi nasıl olunur, Tanrı’ya nasıl itaat edilir, Tanrı’dan nasıl saklanılır. (kahkahalar) Bu kurslar, yol üzerindeki sıçrama tahtaları gibiydi ve onun bu noktaya gelmesini sağladı.

Ama alttan alta Anna merak ediyordu, “Bu kadar çok şey öğrenmeme rağmen ve bu kadar büyümeme rağmen, nasıl oluyor da varlığımı, alanımı etkiliyemiyorum? Nasıl oluyor da ben musluktan gelen suyun akışını değiştirmeye odaklanamıyorum?” O bunu denemişti. Ve işe yaramamıştı. “Nasıl oluyor da bir mumun alevini zihnimle etkileyemiyorum? Çünkü alevin hareketini etkileyen şeyin sadece esinti olduğunu ben de, Ruh da kesinlikle biliyoruz.”

Anna sinirleniyordu, çünkü yaşamında, kontrolü elinde tutamadığını gösteren meydan okumalar ve deneyimler olmaya devam ediyordu. Sadece hayatta kalmak ve içinde spiritüel olarak büyümek konularında iyi gidiyordu. Bakın, onun farketmediği şey, yaptığı tüm çalışma ve harcadığı tüm güçle, içerde bir şeyin yapılandırılmasıydı. Bu eylemler, içerde bir şeyi uyandırıyordu. Ama yine de bunların dışsal realitesini değiştirmemesine sinirleniyordu. Dışardaki şeyler değişmiyordu. Bunun birçok nedeni vardı. Nedenlerden biri, zamanın uygun olmadığıydı. (Şeylerin değişmesi) uygun olmayacaktı. (Değişseydi) – nasıl desek – bir parçalanma ve yanma olacaktı. Zaman pek uygun değildi.

Hepiniz açısından beklenilen çok şey vardı, ve biz bunu anlamaktayız. Anna’nın kendi enerji dengesi – berrak, beyaz ve siyah bilyelerle ilgili konuştuklarımız- onunla hala harika bir oyun oynuyordu. Bu oyunun daha bitmek zamanı değildi. Bir gerçek daha vardı, o da Anna’nın hala gücünü başkalarına vermeye devam etmesiydi. Bir kursa gider ya da bir kitap okur ve bunların takipçisi olurdu. Ve Yaratan takipçi değildir! Bunlar çelişen kavramlardır.

Ama şimdi sevgili dostlar, şimdi zaman uygundur. Söylediğimiz gibi, bugün ikinci çemberde toplananlar, ölçen ve izleyen varlıklar vardır. Zaman şimdi uygun olduğu için, bu onların çok ilgisini çekmektedir. İlk insanların şimdi yaratıcılığını kullanmaya başlayacağını bilmektedirler. Ve bu ilk insanlar da sizlersiniz.

Anna, dışardaki çevresini, dışsal varlığını kontrol edemediği için çok sinirleniyordu. Bir noktada, çoğunuzun yaptığı gibi, bütün kitaplarını, bütün araçlarını attı ve şöyle dedi, “Artık kurs falan yok. Onlar bana bir dolu paraya mal olmaktan başka bir işe yaramadı!” Sevgili dostlar, bu doğru bir anlayış değildir, çünkü söylediğimiz gibi, bu şeylerin hepsi, bütün bu kurslar ve edinilen disiplinler ve teknikler ona gerçekten bir sıçrama tahtası oluşturmuş ve onu aileyle yeniden biraraya getirmiştir. Bu kurslar kanalıyla diğerleriyle karşılaşmıştır. Toplantıların enerjisi, aileyi yeniden biraraya getirmek açısından değerliydi.

Şimdi, Anna, Yeni Ev denilen yeri öğrendi. Bunu pek anlamadı ama bunun güzel bir his verdiğini içi biliyordu. Bu ona uygun geliyordu ve başka hiç bir şey olmasa da, en azından birkaç dakikalığına sessizlik hissediyordu! Böylece Anna, her birinizden şimdi yapmanızı rica ettiğimiz gibi, Yeni Evinde zaman geçirmeye başladı. Kendinizi Yeni Evin enerjisinin içine koyun. Yeni Evinizin şarkısını hissedin. Eğer çok iyi duyamıyorsanız, sadece hissedin. Eğer çok iyi hissedemiyorsanız, orada bir titreşimin olduğunu, yeni evinizde çekirdek bir titreşimin olduğunu sadece bilin.

Anna, dışa dönük yaratmak, yönünü belirleyerek ve güçle yaratmak yeteneğinin yoksunluğundan biraz sinirlenmiş bir halde, eski yöntemlerin çoğunu salıverdiği bir noktaya geldi. Yaratmaya başlamak için gerçekten hazır olduğu bir noktaya geldi.

Yeni Evinde Anna, oturma odasında yerde duran, parıldayan bir boya, parıldayan, harika bir boyayla dolu bir kova ve kovanın içinde de kocaman bir fırça gördü. Bu kovanın orada bulunmasının bir nedeni olduğunu biliyordu, çünkü onu oraya Anna koymamıştı. Yeni Evine en son gittiğinde, böyle bir kova yoktu orada. Ama bu ona bir şekilde doğru geldi. Fırça büyüktü, çok büyüktü, şimdiye kadar gördüğü boya fırçalarının en büyüğüydü. Çevresine bakındı. Yeni evinin içinde çevresine bakındı ve bu fırça ve bu boyayla ne yapması gerektiğini düşündü. Ama korkup geri çekileceğine, yeni evinin o olağanüstü enerjisinde bulunduğu için, sadece kendine sordu, “Bu parıldayan, güzel boyayla dolu kova ve bu kocaman fırçayla ilgili bilmem gereken nedir? “ İçinden bir ses geldi – bir rehberden ya da Tobias’dan değil – ve, sadece bu fırçayı almasını, boyaya batırmasını, ve yeni evinin seçeceği her hangi bir duvarını sınırsız bir fırça darbesiyle sıvamasını söyledi. Anna eline parıldayan boyalı fırçayı alıp da, Yeni Evinin duvarına sınırsız bir “çizgi” çektiğinde, Yedinci Dersi öğrendi.

Ders Yedi: Sınırsız Darbelerle Yarat. Sınırsız darbelerle yarat. Bu basit ama önemli bir derstir. Gelecek 30 gün içinde, yaratmanın ilk gerçek anlayışına adım atacaksınız. Artık bir kurban olmayacaksınız ve artık yaşamınızda meydana gelen şeylere sadece tepki veren biri olmayacaksınız. Siz gerçekten yaratacaksınız. Sizden evinizde oturmanızı, evinizin titreşimini hissetmenizi ve hazır olduğunuz zaman, bu kocaman fırçayı alıp boyaya batırmanızı ve sınırsız bir darbeyle yaratmanızı istemekteyiz. Sadece bir darbe, daha fazla değil. Sonra fırçayı yere bırakın, yere oturun ve yarattığınız o sınırsız darbeyle neler oluyor izleyin. Gözlemleyin. O değişecektir. Şekil değiştirecektir. Kendi dengesini bulacaktır. Siz Yeni Evinizdesiniz, ve bu enerjinin içinde tanrısal bir denge mevcuttur. Yarattığınız ilk şey – ilk sınırsız darbeniz- kendi tanrısal dengesini bulacaktır.

Şimdi, ne yaratmaktasınız? Son toplantımızda insan deneyimlerinin dört alanından söz etmiştik.
- Bolluk olarak da bilinen kaynaklardan söz etmiştik.
- Sağlığınız ve biyolojinizden söz etmiştik.
- İlişkilerden söz etmiştik.
- Ve kendi değerini bilmekten söz etmiştik.
Bu dördünden her hangi birini seçin. Onu yüreğinizde tutun. Sonra da sınırsız bir darbeyle yaratın, sadece bu alanın dengesini yaratın. Siz denge yaratmaktasınız. Belirli bir beklentiye ya da ne kendiniz, ne de Ruh için bir niyette bulunmanıza gerek yoktur. Siz tanrısal dengede yaratmaktasınız. Ama bu kez, sınırsız bir darbeyle yaratmaktasınız. Siz dışa dönük yaratmaktasınız.

Bütün bunların anlamı nedir? Peki şimdi ne olacak? Başta bir korkuya sahip olabilirsiniz. Gerçekte neyi yarattığınızı ve yeni-yaratılışın sonucunda nelerin meydana geleceğini merak edebilirsiniz. Bu korku, Dünya’ya gelmeden önceki zamana dayanmaktadır. Krallığı terk ettiğiniz, Ateş Duvarını geçtiğiniz için duyduğunuz utanca dayanmaktadır. Bu korkuyla yüzleşin. Onunla yeni evinizde oturun. Onu anlayın ve onunla konuşun. Bu korku sizin en iyi dostunuz olabilir, ya da bir yaratıcı için bu korku en kötü düşmanınız olabilir. Bu korku, eğer ele alınmazsa, size geri gelecektir. O size bir yabancı varlık gibi görünerek geri gelecektir. Bunu ciddi anlamda söylemekteyiz. Eğer bu korkunun büyümesine ve güç kazanmasına izin verirseniz, sizi bu korkunun doğduğu yerlere geri götürecektir.

Ders Yedi: Sınırsız darbelerle yarat. Bunun nasıl işleyeceğiyle ya da ayrıntılarıyla endişelenmeyin. Bu oda bu gece, ayrıntılar üzerinde çalışan teknisyenler ve mühendislerle doludur. Siz, yaratıcılar olarak, bununla şimdi ilgilenmek durumunda değilsiniz. Sınırsız darbelerle yaratın. İnce fırçaları elinize alıp, Ruh’a ve Tanrısal Benliğinize bunun nasıl yapılacağını söylemek eğiliminiz olacaktır. Bu baştan çıkartmalara karşı koyun. Yarattığınız bu güzel, sınırsız darbenin önünde oturun. Sadece kendi tanrısal dengesini bulmasına izin verin. Bu basit bir şeydir sevgili dostlar, ama yine de çok meydan okuyucudur.

İlişkilerle ilgili bir konu, bir sorun alın. Ruh’a ya da kendinize bu konunun ne olduğunu açıklamak zorunda değilsiniz. Ayrıntılara girmek zorunda değilsiniz. Bu bir konuyu alın. Onu yüreğinizde tutun. Sınırsız bir darbeyle yaratın, ve sevgili dostlar, tanrısal dengenin, kendi tanrısallığınızın gerisini halledeceğini bilin.

Burada ne olmaktadır görüyor musunuz? Kendi tanrısallığınıza güvenmeyi ve onun işe koyulmasına izin vermeyi öğrenmektesiniz. Geçmişte tüm ayrıntılarla başa çıkmaya çalıştınız! Krallıktan o kadar uzun bir zaman ayrı kalmıştınız ki, her küçük ayrıntıyla başa çıkmak zorunda olduğunuzu hissettiniz. Güvenmek zamanıdır. Tanrısallığınızın uygun dengeyi sağlamasına izin verdiğinizde, evet sevgili dostlar, yaşamınız çok daha kolaylaşacaktır! Güzel darbelerin ressamı olacaksınız. Tezahürün işlemleri başka düzeylerde gerçekleştirilecektir. Ve yaşam çok daha sevinç dolu olacaktır.

Peki neden duvar? Neden boya? Sınırsız darbenizi gerçekleştirdikten sonra yeni evinizin dışına çıkın. Dışardaki şeyler farklı görünecektir. İçerde gerçekleştirdiğiniz çalışma yüzünden farklı görünecektir! Sadece farklı görünecektir. Önceden farkedebildiğiniz şeylerin ötesini görmeye başlayacaksınız. Şeylerin gerçekte nasıl biraraya gelmeye başladığını göreceksiniz. Bir zamanlar üzüldüğünüz ya da acıdığınız, çevrenizde bulunan insanların içini görebileceksiniz. Onların yaşamındaki sevinci görebileceksiniz. İlk, sınırsız fırça darbenizle, içinizde bir şeyi değiştirmiş olacaksınız ve dışarısı farklı görünmeye başlayacaktır.

Hiç kimsenin yaşamını değiştirmiş olmayacaksınız. Sadece kendinizinkini. Size daha önce de söylemiştik, başkalarını fırına koymayın diye. Başkalarını değiştirmeye çalışmayın. Bunu yapmanıza gerek kalmayacaktır, çünkü herşey farklı görünecektir ve siz şimdiye kadar hiç anlamadığınız bir şekilde anlamaya başlayacaksınız.

Ders Yedi: Sınırsız darbelerle yarat. Sevgili dostlar, ayrıntıları doldurmak için ince fırçaları elinize almak arzunuza karşı koyun. Bu sizin için yerine getirilecektir. Sınırsız bir darbeyi yarattıktan sonra, yerde oturun ve o anda yarattığınız o sanat eserini hayranlıkla izleyin. Biz size daha önce İnayet Fırınından söz etmiştik, ve onun içine eski sorunları koymanızdan söz etmiş ve bunu yapmanıza yardımcı olmuştuk. İnayet Fırını eski sorunlar için harikadır. Ama İnayet Fırını aynı zamanda, yarattığınız yeni şeylerin işlemini ve dengesini de sağlamaktadır. Bu yeni evinizin tüm enerji sistemini kapsayan bir şey gibidir. Sınırsız bir darbe yarattığınızda, İnayet Fırınınız enerjileri dengelemekte ve işlemden geçirmektedir. Başka bir deyişle, inayetin, yeni-yaratılışın işlemini yapmasına izin vermek demek, tanrısal dengeyi güvence altına almak demektir. Bu, şeylerin en uygun ve sevgi dolu şekilde tezahür edeceğinin ve dengeleneceğinin güvencesidir. Acaba en uygun ya da aydınlanmış şeyi yaratıyor muyum diye endişelenmek zorunda kalmayacaksınız. Kendi tanrısallığınız dengeyi halledecektir.

Her birinizin içinde, uygun olmayan bir şeyi yaratmak korkusu doğuştan vardır. Bu bugüne kadar çoğunuzun donup kalmasına neden olmuştur. Yaratmaya gönülsüzdünüz, çünkü bunun doğru şey olup olmadığını bilmemekteydiniz. Nasıl yaratacağınızı ve ne yaratacağınızı Ruh’un size söylemesini beklediniz, çünkü bir kez daha uygunsuz bir şey yapmak istemediniz. İnayet Fırını, kendi Tanrısallığınız ve Ruh’un sevgisi, uygunsuz olarak yaratmamanızı sağlayacaktır. İçinizdeki dört bilye ve dengeyle, kötüyü ya da karanlığı yaratmayacaksınız. İçinizdeki sevgiyle, yanlış şeyi yaratmayacaksınız.

Peki şimdi yaratmanız gereken şey nedir? Bu basit bir şeydir. Sınırsız darbenizle siz ilişkilerin yeni bir dengesini, bolluğun dengesini, sağlığın ve kendi değerini bilmenin dengesini yaratmaktasınız. Bu sınırsız fırça darbesini aldığınızda, yeni bir denge yaratmaktasınız. Bu dengenin kaç lira anlamına geldiği ya da yaşamınızdaki şu yeni sevgilinin neye benzeyeceği hakkında endişelenmeyin. Tanrısallık dengeyi halledecek ve uygun olan herşeyi size getirecektir. Şeyleri içerde değiştirdiğinizde, titreşim düzeyini de değiştirmektesiniz. Enerji modellerini değiştirmektesiniz, öyle ki, yeni evinizin kapısından çıktığınızda, görünen şeylerin algılanmasını değiştirmiş olursunuz. Başka bir insanı etkilemeden, realiteyi değiştirmektesiniz. Bu çok ilginçtir. Onun için biz, “Dünya’yı değiştirmek için dua etmeyin. Sadece kendi içinizde uyanış için dua edin” demiştik. Siz bunu yaptığınız zaman, realitenizin göründüğü şekli değiştiriyor olacaksınız. Gelecek derslerde bunun hakkında daha konuşacağız.

Ders Yedi, çok basit, ama dışa dönük yaratmayla ilgili ilk ders : Sınırsız darbelerle yarat. Sözünü ettiğimiz dört alandan birini seçin. Devam ettikçe daha saflaştırılmış ve daha yoğun dersler kesinlikle gelecektir, ama şimdilik bir süreliğine bununla çalışın. Sınırsız darbelerle yaratın.

Ölçümcüler daha burada alan üyelerinin ve Dünya’nın birçok ölçümünü alacaktır. Dünya’nızda olacak dönüşümleri görmeyi bekleyin, demektedirler. Güçteki dönüşümleri göreceksiniz. Gaia’daki dönüşümleri göreceksiniz. Ve bunlar çoğalmaya devam edecektir. Yakın zamanda meydana gelmiş olan Güney Amerika ve Hindistan’daki depremler bir başlangıçtır. Daha fazlası olacaktır ve bu uygun olacaktır. Daha sonra, bu tip durumlarla nasıl başa çıkacağınızı konuşacağız.

Böyle biraraya geldiğimizde, bu gerçekten bir sevgi zamanıdır ve bir yeniden buluşmadır. Biz bu birlikte olduğumuz zamanın zevkini çıkartmaktayız. Biz toplantılarımızın keyfini çıkartmaktayız. Bu enerjiyi alın. Böyle toplandığımız zamanlarda gelen hissi alın. Onu içinizde tutun. İçinizde saklayın. Varlığınızın tüm diğer enerjilerinin bakacağı bir rehber olarak onu orada tutun. Sevgili dostlar, perdenin öbür yanında bulunan ve sizin yararınıza çalışan, sizinle birlikte çalışan, sizinle ilgilenen, çok sayıda varlık vardır.

Gerçekten, siz hiç bir zaman, asla yalnız değilsiniz.

Ve öyledir!

SORU: Sevgili Tobias, yaşantımızda sınırsız darbeyle boyayacağımız sadece dört alan olduğunu, doğru mu anlıyorum, ve bir seferde birden fazla alanı boyamak uygun mudur?

TOBIAS: Biz bu dört alanı, insan yanınıza meydan okuyan şeyleri tanımlamak açısından kullandık. İnsanlarda, meydan okuyan şeyleri abartmak eğilimi vardır. Bunları dört alanda toplamak, bu şeylerin, zihninizin bazen size söylediği kadar da büyütülecek şeyler olmadığını farketmenize yarar.

Sınırsız darbeyi kullandığınızda…..yeni titreşimsel işlemi başlattığınızda….tekrarlıyoruz, belirli bir niyette bulunmayın. Niyete gereksinim duyuyorsanız, sadece tanrısal denge için – ilişkilerin dengesi, biyolojinin ve bolluğun dengesi, ve özellikle de, özdeğerliliğinizin dengelenmesi için niyet edin. Buna başka bir döngü eklemeyin. Belirli bir şey istemeyin. Ruh’a emirler vermeyin ve Ruh’a yalvarmayın. Sınırsız darbeyle yaratırken, yüreğiniz her hangi bir arzuya gereksinim duymaktaysa, bunun sadece dengelenmesini isteyin. Güçlü bir faktöre sahip olan ve doğrudan tanrısallığınızla bağlantılı olan, içine girmekte olduğunuz “dört”ün enerjisiyle dengeleyin.

Yorumlar

Popüler Yayınlar