Ders Üç Tanrısal Anda Yaşamak

Açıklama: Çalışmanın başında, bu yaşamınızda, doğduğunuz günden bu yana sizinle beraber yolculuk yapan kendinizin veçhesi yeni ilahi benliğe geçiş yapabilmek için kendisine izin verdi.

Ve ondan, yeni bir varlık, yeni bir kişilik, yeni bir ruh doğmaktadır. Şimdi olduğunuz budur.

Oh, burada bulunan ve bunu okuyan sevgili dostlar, yanıbaşınızda oturan bu varlığı kucaklayın! Onların yolculuğu uzun ve zor ve denemekle geçmiştir. Onlar Yuva’ya gitmek üzere hazırdır. Yanıbaşınızda oturan bu varlığı kucaklayın, çünkü o, yaşamınız boyunca sabahları aynada baktığınız yüze sahiptir. Yanıbaşınızda oturanları kucaklayın, çünkü onlar çok şeylere katlandı. Yaşam kitabınızın son bölümünü tamamlayan, erken yılların zorluklarından geçen, zor yollardan en zorunu seçen onlardır – yanıbaşınızda oturan bu siz’dir. Onlar şimdi Yuva’ya gitmek üzere hazırdır. Sevgili dostlar, tüm ruhunuz adına bu kadar çok şeye katlandığı için bu varlığa teşekkür edin!

Şimdi, onların anıları bir süre sizinle olacaktır. Ama ortaya çıkmakta olan yeni tanrısal Benliğe yolu açmak için, enerjileri sizi terk etmektedir. Bildiğiniz gibi, gitmek için bir zamandır beklemektedirler. Siz dürtü ve zorlamaları hissetmekteydiniz, ama bu yeni insan meleğin ortaya çıkabilmesi için tanrısallığınız yeterince uyanmadan gidemezlerdi. Onlar gidişlerini başlatmak için tam bugünü, buradaki enerjiyi ve hatta yılın bu zamanını seçmişlerdir. Gitmeye hazırlandıkları şu anda, sizden istedikleri tek bir şey vardır. Onları onurlandırmanızı, kabul etmenizi ve onlara teşekkür etmenizi istemektedirler. Sunulmuş olan herşeyin ve deneyimlenmiş olan herşeyin, yaşamın eski döngülerini sonlandırmak için sevgiyle yapıldığını anlamanızı istemektedirler. KENDİNİZİ onurlandırın ve KENDİNİZİ sevin!

Yaptıkları herşey ve sundukları, verdikleri herşey için onları kucaklayın. Siz şimdi ilerlemek üzere ve yeni evinizi gerçekten anlamaya başlamak üzere hazırsınız. Yeni evinize, sevgili dostlar, eskiyi beraberinizde getirmek mümkün değildi. Onlar sadece anılardır. Onlar sadece düşünceler ve deneyimlerdir. Ama yeni evinizde bırakmak zamanıdır, olduğunuzu düşündüğünüz eski kişiliğinizi bile.

Şimdi siz biyolojinizin içinden geçtiği değişimlere şaşmaktasınız. Son zamanlarda sahip olduğunuz hislere, belki de aklınızı oynattığınızı düşünerek, şaşmaktasınız. (kendi kendine güler) Yönsüzlük hissine şaşmaktasınız. Hatta diğer insanların sizi neden görmediğine şaşmaktasınız! Bazı zamanlarda neden görünmez olduğunuza şaşmaktasınız! Çünkü siz terk etmekteydiniz. Eski siz, yeni bir tanrısal benlik tarafından yerine konmak üzere gözden kaybolmaya başlamıştır.

Bazen bir sırada durduğunuzda, sanki yokmuşunuz gibi, görmezden gelinmenize şaşmaktasınız. Lokantada siparişinizi unuttuklarına şaşmaktasınız! Sevgili dostlar, bütün bunlar, aynada gördüğünüz eski benliğinizin, en yeni Benliğin enkarnasyonuna (yeniden doğmasına) hazırlık yapmak, yol açmak için kayıp gitmesindendir. Bu yeni Benlik, karma ya da kontrata bağlı değildir. O geçmişe bağlı değildir ve sadece şu anda yaşar!

--0-- Bilgilendirme

Biz sizinle yapmakta olduğumuz bu dersleri ağırdan almaktayız. Size, Ders Bir ve Ders İki ve şimdi de Ders Üç ile, Yaratıcı Dizisi’nin temel enerjilerini sunmuştuk. Dostlar, bunlar sezgisel olarak şimdiden bildiğiniz şeylerdir. Bunlar sezgisel olarak farkında olduğunuz şeylerdir, ama temel oluşturmak amacıyla kavramlar, yeniden ortaya konmak durumundaydı. Bunlar belki de çok heyecan verici dersler değildir, ama gideceğimiz yerin temelidir. Biz Kırmızı Çembere takım halinde dört ders sunacağız, ve her takım da kendi içinde üç ayrı ders içerecektir. Bugün size Ders Üç’ü sunacağız, bu da ilk dörtlüğün sonuncusu olacaktır.

--0-- Üçüncü ders: Yaratımımızın doğasına bakacak olursak

Yaratıcı doğanızı ve şeylerin nasıl yaratıldığını anlamanıza yardımcı olmak amacıyla, esas çemberde, ilk yaratılışta bulunduğunuz zamana geri gideceğiz şimdi. Orada belli yaratıcı güçlere ve yeteneklere sahiptiniz. “Belli” dememizin nedeni, bunların biraz kısıtlı olmasıydı –anlatması zor-, ama ilk yaratılışta mümkün olan yaratılış çeşitlerinin altında var olan parametreler vardı. İlk çemberin kenarına, yaratılışın kenarına geldiğinizde ve geçişi gerçekleştirdiğinizde, ilk çemberin dışında bulunan bu Dünya denen yere geldiniz. Dünya üzerinde yaşamaya başladınız. Dünya üzerinde yürümeye başladınız.

Gerçek yaratıcı yeteneğiniz, gerçek Yaratıcı yeteneğiniz, var olan dualitenin kendisi tarafından sizden saklanmıştı. Bunun bir nedeni vardı. Bu nedenin bir parçası, değindiğimiz gibi, ikinci çemberin, Dünya’nın ve fiziksel evreninizin enerji çemberinin, Tüm Olan’ın dışında olmasındandı. Siz, iki farklı yan olan, “ışık” ve “karanlık” ve “kötü” olarak nitelendirdiğiniz karşıt yanlarla, aynadaki yansımayla, “dualite” denen enerjiyle baş etmektesiniz.

Tüm Olan’ın dışında var olduğunuz için, siz bir anlamda bir boşlukta var oldunuz ve boşluğu realiteye çevirdiniz. Dünyasal çevrenizde yaratabilmek için, geleceğe gitmek zorundaydınız. Bu boşluğa gitmek ve meydana gelecek şeyleri olduracak düşünceleri temel alarak yaratmak zorundaydınız.

Başka bir deyişle, siz hep kendinizi geleceğe yansıttınız. Bu titreşimler, yarınınızın yolunu yaratmıştır. Dünya’ya ilk gelişinizden bu yana, bu şekilde eylemde bulundunuz. Geçmişin anıları tarafından bağlı tutulmaktaydınız ve geleceği de, yarınlarınıza kendinizi yansıtarak yarattınız. Dünya’daki çoğu insanın yaratış şekli budur. Gelecek bu şekilde yaratılmaktadır. Geleceğin realitesi, Dünya üstünde bulunan tüm insanların titreşimsel frekanslarının asimilasyonudur (özümlenmesidir).

Biz daha önce de, Ruh’un, şeylerin sonucunu bilmediğini söylemiştik. Bu, sonuç var olmadığı için, böyledir! Bu, bitiş çizgisini bulmak umuduyla koşmak zorunda olduğunuz, önceden planlanmış bir labirent ya da engelli koşu parkuru değildir. Hayır, gerçekten burada bulunan her biriniz, ikinci çemberdeki her biriniz, boşluk ve hiçbirşeyi alıp, geleceğe giden düşüncelerinizin titreşimsel frekanslarını temel alarak, yeni bir realiteye dönüştürmektesiniz.

--0-- Aaron öyküsü An'da oluş

Biraz daha anlamanızı sağlamak amacıyla, size denizci Aaron’un kısa öyküsünü anlatacağız. Şimdi, krallık için yeni yerler ve topraklar keşfetmesi için, hükümeti tarafından görevlendirilmiş, Aaron adında bir denizci vardı. Ona bir gemi ve mürettebat verildi. Yolculuğu için malzemeler verildi. Bu yeni yerleri keşfettikten bir yıl sonra da dönmesi söylendi.

Böylece Aaron denize açıldı. Mürettebatı ile konuştu ve onlara emirlerini ve beklentileri hakkındaki ayrıntıları verdi. Onlara direklerin nasıl donatılmasını ve yelkenlerin hangi durumda bulunmasını istediğini söyledi. Onlara, gemideki işlerin nasıl yürütülmesini istediğini açıkladı. Denize ilk açıldıklarında, tanıdık topraklardan geçtiler. Denizde açılmaya devam ettikçe, yeni, haritası olmayan topraklara doğru yelken açtılar.

Şimdi Aaron ve mürettebatı, doğa güçleriyle birlikte çalıştılar, bazen de onlara karşı çalıştılar. Onlar, rüzgarlar ve akıntılar ve dalgalarla çalıştılar. Arada bir fırtınalar çıktı ve bunlarla savaştılar. Aaron her gece hangi yöne, doğuya mı, batıya mı, güneye mi, kuzeye mi gideceğini belirlemek amacıyla pusulası ile çalıştı. Bu yeni topraklara giderken, içinden geçtikleri çok sınavlar ve büyük sıkıntılar yaşadılar. Aaron, ilerlemeleri kaydetmekteydi. Bir sonraki günün planını yapmaktaydı. Yol göstermesi amacıyla, devamlı teleskopundan ufuğa bakmaktaydı. Yeni adalarda durup, çevreyi ve enerjileri gözlemlemekteydiler. Yeni malzeme ve yeni kumanya alıp, yeni insan türleriyle karşılaşmaktaydılar.

Tüm bu yolculuk boyunca, Aaron, gerçekte yeni topraklar keşfetmediğine dair huzursuz bir his içindeydi. Geminin gerçekte, çok uzak ve egzotik topraklara doğru yol katetmediği hissine kapıldı. Keşfettikleri yerlerin, aslında sadece geldiği yerin gölgeleri olduğuna dair bir hisse kapıldı. Ama yolculuğuna devam etti. Gemisini hareket ettirmek için rüzgarı kullanmaya devam etti. Mürettebatını, daha fazla çalışması için, zorlamaya devam etti. Geceler ve gündüzler, mücadelelerle dolu, uzun ve zorluydu. Mürettebatın çoğu hastalandı. Bazıları yolculuk sırasında öldü. Adalarda bulunan ve pek de dost yanlısı olmayan kabilelerle savaşlar oldu. Yolculuk zordu ve bedeli ödenmekteydi.

Bir yılın sonunda yuvaya geri dönerken, Aaron beraberinde getirmekte olduğu hazinelere baktı. Yeni çeşit yiyecek ve yeni çeşit mallara baktı ve kendi kendine, “ben hedefe vardım ama bu hiç de tamamlanmış gibi değil, hiç de tamamlanmış gibi değil, çünkü ödenen bedel büyük oldu” diye düşündü. Adamlarından çoğu, onunla birlikte dönmemekteydi. Çoğu hala hastaydı. Çoğu kırgın ve korku doluydu. Ve Aaron’un yolculuğu böyle bitti. Ve hatta, Dünya üzerindeki yaşamı da böyle bitti.

Şimdi Aaron, bir sonraki yaşamına, yine bir denizci olarak döndü. Geri geldi ve çocukluğunda, yeni çeşit bir enerjide, yeni çeşit bir denizci olmasını sağlayacak şeylerden törpülenerek geçti. Aaron büyüdüğünde, yeniden yelken açmaya hazırdı. Ama bu sefer, Aaron’un mürettebatı yoktu. Bu kez yalnız gitmeye karar vermişti. Kendi başına gitmeyi seçmişti. Krallık için çalışmamak, bir hükümet için çalışmamak, yolculuğu kendi başına gerçekleştirmek seçimini yapmıştı. Çıkacağı yolculuğa tam da uygun olan gemiyi kendi başına inşa etti.

Hücresel benliğinde, denizci ve araştırmacı olarak yaşadığı önceki hayatında öğrendiği şeylerin saklı anıları vardı. Aaron yeni gemisiyle denize açıldığında, pusulasını evde bıraktı. Malzemelerini evde bıraktı. Harita ve kağıtlarını evde bıraktı. Ve denize açıldığında, rüzgarlarla mücadele edeceğine, akıntılarla mücadele edeceğine, sadece yelkenleri açtı, ve yeni bir rotaya götürülmeye izin verdi.

Yolculuğunun ilk günlerinde, Aaron sinirliydi ve korkmaktaydı, çünkü yolculuğuna sadece “izin verme”nin, onu felakete sürükleyebileceğini düşünmekteydi. “İzin vermek” belki de gemisini alıp, kayalara çarpacaktı. Ama bıraktı. Güvendi. Rüzgarlar ve akıntılar onu kesinlikle farklı bir rotaya ve farklı bir yöne götürmeye başlamıştı. Aaron her gününü, geçmişteki ilerlemelerini haritaya kaydetmek endişesi olmadan ve geleceğini yönlendirmesi için de pusulasını kullanmak gereği duymadan yaşadı.

Her günü, tüm uygunluğuyla gemisinin gitmesi gereken yere götürülmesine izin vererek yaşadı. Bazen Aaron’un zihninde, rotanın, gidilmesi gereken doğru yol olmadığı düşüncesi beliriyordu, ama Aaron bırakması gerektiğini bilmekteydi.

Aaron anda bulunmayı öğrendi. Zamanı geldiğinde, Aaron kesinlikle yeni ülkelere, çok güzel ülkelere, daha önce hiç düşünemeyeceği şeylerle dolu ülkelere getirilmekteydi. Oh, bunlar, geçmiş yaşamlarında deneyimlediği küçük adalar gibi değildi! Bunlar yeni enerjiye, yeni fırsatlara ve yeni güçlere sahip büyük, yeni ülkelerdi. Gemisinin, sahip olduğu anlayışının ötesinde olan alanlara, ülkelere, keşiflere götürülmesine izin verdi!

Eski enerji araçlarını bir kenara koyduğunda, akıntılar ve rüzgarlarla bu yeni yerlere götürülmekteydi. Bu yeni ülkelerde birçok armağanlar aldı, anlayış ve bilgelik armağanını, Güçlenme armağanını, birlikte-yaratmak armağanını ve dinginlik ve sevinç armağanını aldı. Anayurduna geri döndüğünde, bu armağanları de beraberinde getirdi. İnsanlar onu karşılayıp da, armağanlar hakkında soru yönelterek, onları nereden aldığını sorduğunda, sadece yeni ve çok güzel yerlere gittiği açıklamasını yaptı. Bir tanrısal el tarafından ona yol gösterildiğini ve bunun da kendi tanrısal eli olduğunu bildiğini açıkladı! Bu armağanları, anayurdunda bulunan diğer insanlarla paylaşmak üzere geri getirdi. Ve Aaron’un öyküsü böyle sürer gider.

Bu basittir sevgili dostlar. Basittir! Bunu bu kadar zorlaştırmaya çalışmayın. Ders Üç – Aaron’un yolculuğu sırasında öğrendiği şey – “TANRISAL ANDA YAŞA”dır.


--0-- Hikayeden günlük yaşama dönersek

Evet, bu o kadar basittir ki. Bu çok basittir ve çok da güç içermektedir! Siz çok hayatları, geleceği, boşluktan bir gelecek yaratmakla yaşadınız. Bizim ne söylediğimiz hakkında düşünmek için bir an durun.

Yarınınızın nasıl olacağını düşünerek yaşadınız. Bu uygundu. Ve hala Dünya’da yürümekte olan birçok kişi için de uygundur. Ama siz yeni enerjide yaratanlar olmaya başladıkça, tanrısal anda, şimdi olan anda yaşamanın önemini öğreneceksiniz! Çok zaman, gelecekte yaşamak isteği, yarınınızın nasılını yansıtmak isteği sizi ayartacaktır (baştan çıkartacaktır). Yarınınızla ilgili korkular duymak ve zihninizde senaryolar yaratmak sizi ayartacaktır. Ama yeni enerjideki yeni yaratan olarak, şimdi olan “tanrısal anda yaşama”nın çok güçlü olduğunu anlayacaksınız.

Düşünce ve titreşimleri geleceğe zorlamadan nasıl yaratan olunacağının anlaşılması zor gibi görünebilir! Ama sevgili dostlar, herşeyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrendikçe (Ders Bir), ve insan benliğini kabul etmeyi öğrendikçe (Ders İki), ve “tanrısal anda yaşamayı” öğrendikçe (Ders Üç), aynı Aaron gibi, önceden hiç düşünemeyeceğiniz yerlere gidebileceksiniz. Bunlar “zihninizle” kendinizi yönlendiremeyeceğiniz ve planlayamayacağınız ve haritasını çıkartamayacağınız yerlerdir. Bu yeni yerlere gittikçe, içinizdeki yeni bir gücü anlamaya başlayacaksınız. Yeni bir yaratma yöntemini anlamaya başlayacaksınız. Oh, bunun, önceki iki derse göre sizi çok daha fazla zorlayacağını bilmekteyiz!

Siz geceleri, geleceğe yansıtmalar yaparak, uyanık kalmaktasınız. Geceleri, ne olacak endişesiyle, uyanık kalmaktasınız. Geceleri, yarının nasıl olmasını istediğinizi planlayarak, uyanık kalmaktasınız. “Tanrısal anda yaşa”manın, en hafif ifadeyle, sizi zorlayacağını söylemekteyiz!

Şu anda, tanrısal bir anın nasıl hissedildiğini deneyimlemek için bir dakikanızı ayırın, çünkü siz şu anda, o anın içindesiniz. (duraksama) Tanrısal an şimdidir. Tanrısal anın yargıları yoktur. Tanrısal an, kendi içinde tamamdır. Sadece olmaktan başka, tamamlanması gereken hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Sessiz bir yerdir. Tanrısal an, sevgiyi hissedebileceğiniz bir alan, sevginin tüm varlığınızı yıkadığını hissedebileceğiniz bir alandır. Tanrısal an, geçmiş tarafından geri tutulmamaktadır. Geleceğe planlanmamaktadır. O sadece şimdidedir. Ve herşeyiyle mükemmeldir. Tanrısal an, saniyenin şu kadarı kadar sürebilir. Saatlerce de sürebilir. Örneğin burada sevgili dostlar, bizim tanrısal anımız en az, bugünün çemberinde toplandığımız süre kadardır. O burada her birinizi çevrelemektedir. Bu gerçekten, gereksinim ve isteklerin olmadığı tanrısal bir andır. Siz, olduğunuz tümsünüz.

--0-- Ders Üç An'da olmanın doğası

Şimdi, Ders Üç: “Tanrısal anda yaşa”. Aynı Ders Bir ve Ders İki gibi, farklı yönlere çekilme eğilimi olabilecektir. Gelecekle ilgili endişelenmek, belki de geçmişin zorluklarını düşünmek eğilimi olabilecektir. Gelin, yeni evinizin kısa duvarı arkasında durun, insan benliğinizin mükemmeliyetini kabul edin ve tanrısal anda yaşayın. Oh, ama siz demektesiniz ki, “Tobias, peki bu ne olacak? Peki şu ne olacak? Peki ya bu olursa? Peki ya şu olursa?” Sevgili dostlar, tanrısal anda biraz zaman geçirin ve ne olacağını göreceksiniz!

Bunun fiziğini biraz daha anlamanıza yardımcı olacağız. Siz tanrısal anda bulunduğunuzda, sizden çıkan yeni bir enerji çeşidi vardır. Bu, size uygun olan herşeyi kendine çekmektedir. Geçmişte siz bunları kendinize getirmek için aramak zorundaydınız, bolluğunuzu aramak, hatta mutluluğunuzu aramak, bir eş aramak zorundaydınız. Var olmayan bir gelecek için boşluğa gitmek ve realiteyi oradan yaratmak zorundaydınız. Dünya’da realite bu şekilde gerçekleşmekteydi, ama yeni yaratıcılar olarak siz yeni yöntemler keşfedeceksiniz.

Bunu anlamanıza yardımcı olmak için, burada bir benzetme kullanacağız. İçinizde, iki ucu aşağıya doğru bakan bir diyapazonu (çvr. gitar vs gibi çalgıları akort etmek için kullanılan, bir alet. Bu alete vurulduğunda, titreşim, örneğin mi tonunda ses verir.) sapından tuttuğunuzu imgeleyin. Şimdi, eski enerjide, realitenizde bulunan her bir diapozonun parçası, titreşmekteydi. Diapozonu oluşturan bu parçalar dualitenin bir ya da öbür yanını simgelemektedir. Onun için de iki adet vardır. Onlar ayrı “fazlarda” titreşmekteydi. Onlar farklı frekanslarda titreşmekteydi. Bunun bir amacı vardı, ve bu dualiteyi deneyimleyebilmeniz için böyleydi, ve ışık ile karanlığın etkilerini deneyimleyebilmeniz için böyleydi.

Bunların her birinden çıkan enerjinin ölçümü, aşağı yukarı 1/3’e, aşağı yukarı 2/3’tü. Çatalı oluşturan parçalardan biri, bütünün üçte birlik enerjisi ve rezonansı ile titreşmekteydi. Diğeri, bütünün üçte ikisiyle titreşmekteydi. Bu titreşimsel frekanslar bazı zamanlarda değişmiş ve yer değiştirmiştir, ama dualitenin genel oranı 1/3 ve 2/3 idi.

Temelinde, 2/3’ü karanlık ve 1/3’ü ışık olan yaşamlar vardı. Bu kavramları anlamanız konusunda dikkatinizi çekmek istemekteyiz, çünkü bunlar düşündüğünüz gibi değildir. O iki çatal, amaçlı olarak (ayrı) ses çıkartmaktaydı…. birbiriyle sürtüşmesine amaçlı olarak neden olacak farklı titreşimlere, yine amaçlı olarak sahipti. Oh, ve siz, o zamanlar yaşamın neden bu kadar zor olduğuna şaşmaktaydınız. Bu titreşimsel sürtüşme, –bu ayrı fazlardaki titreşimler- özel olarak deneyim için, anlayış için ve artık sizin için gereksinimi kalmamış bir oyunu, deneyimlediğiniz dualitenin oyununu oynayabilmeniz için kurulmuştu.

Tanrısal anda yaşadığınızda, dualitenin farklı iki bölümünün, ya da diyapazonunuzun farklı iki çatalının ayrı titreşimlerde olmasına artık gereksinim yoktur. Tanrısal anda yaşadığınızda, bu iki çatalın enerjisi artık aynı titreşime geri gelebilir. Onlar, uygun olan aynı titreşim düzeylerinde çınlamaya başlayabilir. Burada artık 1/3 ve 2/3’lük bir dengeye gereksinim yoktur. Denge, bire bir olmaya geri getirilmiştir.

Bu diyapazonun içinizde olduğunu imgeleyin. Onu, varlığınızın bir parçası olarak imgeleyin. O, özellikle ayrı titreşimlerdeydi. Şimdiye kadar, titreşimsel bir sürtüşme vardı. Onun şimdi varlığınızın içinde, kendine ahenkli tonlar seslendirdiğini imgeleyin. Sevgili dostlar, içinizdeki bu titreşimsel dualitenin, ahenge geri gelmesine, sürtüşme ve dualite içerecek tonlardansa, güzel tonları seslendirmek üzere geri gelmesine, şu anda izin verin. Tanrısal anda yaşadığınızda ve dualitenin ahenk, güzellik ve sevinç içinde, birlikte çınlamasına izin verdiğinizde, onlar dengeye geri gelecektir.

Diyapazonunuzun çatalları hala dualiteye sahip olacaktır ama, onlar birlikte şarkı söyleyecektir. Onlar bunu yaptıkça, ikisi arasında ahenk oldukça, siz tanrısal anda yaşadıkça, gereksinim duyduğunuz herşey ve uygun olan herşey size gelecektir. Onlar size gelecektir! Sizin gidip de onları aramanıza gerek kalmayacaktır. Onları realitenize getirmek için, zorlamanıza gerek kalmayacaktır. Siz, yeni bir şekilde yaratıyor olacaksınız. Gerçi hala boşluğu realiteye dönüştürüyor olacaksınız ama, yeni bir şekilde, çok güçlü bir şekilde yaratıyor olacaksınız.

Diyapazonunuzun iki çatalı, DNA’yı, sarmal eğrisini biçimlendiren, bilinen iki DNA sarmalını simgelemektedir. Bir ışık ve bir de karanlık, ya da bir pozitif ve bir de negatif vardır. Birbiriyle uyumsuz, ayrı fazlarda ses vermelerinin bir amacı vardı. Sürtüşmeye neden olan frekanslarda çalışmaktaydılar. Bu, dualiteyi anlamanız içindi. Şimdi, sevgili dostlar, siz tanrısal anda yaşadıkça, bu diyapazonun aynı frekansa geri gelmesine izin verdikçe, bu, hücresel düzeylerinizde meydana gelecektir. Bu sarmalların yeniden birlikte çalışmaya başlaması, DNA’nızın özünde olacaktır. Ve bu oldukça, uygun olan herşey yaşamınıza çekilecektir. Bu oldukça, bedeninizdeki tüm geçmiş yara izlerinin de şifalanmasına yardımcı olacaktır. İçinizde meydana gelmekte olan yaşlanma işlemini tersine çevirecektir. Hem fiziksel, hem de duygusal yaraları saracaktır, ama sizden de tanrısal anda yaşamanızı isteyecektir.

Bilinen başlıca iki DNA sarmalından başka, en az on tane de ikincil sarmal vardır. Her ana sarmalın çevresinde, onu saran iki tane ikincil sarmal vardır. Sonra da, bu sarmal yığınının çevresinde, onu saran ve kuşatan başka manyetik DNA sarmalları vardır.

Siz bu başlıca iki sarmalın, uygun titreşimsel ahenk içinde tekrar biraraya gelmesine izin verdiğinizde, bu, diğer manyetik sarmalların birbirini etkileme ve sarma şeklini değiştirecektir. Bu, bütün sarmalları meydana getirmiş tüm oluşumları değiştirecektir. Tanrısal anda yaşadığınızda – içinizdeki frekansı değiştirdiğinizde – uygun olan tüm şeylerin size getirileceğini anlayın. Şeyleri kendine çeken, yeni bir akıma sahip bir mıknatıs gibi olacaksınız. Şeyleri kendinize o denli çabuk ve o kadar çok enerjiyle çekeceksiniz ki, “Tobias, bütün bu şeyler yaşamıma girmekte ve ben hepsiyle aynı anda baş edemiyorum!” diyeceksiniz. Ve biz de o zaman, bu işlemi nasıl düzenleyeceğiniz hakkında konuşacağız.

Ama bu aralar siz, bu yaşamınızın şeylerini bırakmakla ilgili değişimlerden geçmektesiniz. Bu da, her zaman içinizde olmuş olan tanrısallığınızın, gerçek anlamda öne çıkmaya başlamasına izin vermektedir. Sizin tanrısal anda yaşamanız, tanrısallığınızın öne çıkmasına izin verecektir. Kendinize tanrısal anda yaşamak için izin vermeniz, her zaman sizin bir parçanız olan dualitenin doğasını değiştirecektir. Bu, kim olduğunuzu (belirleyen) iki tarafın titreşimini değiştirecektir. Bu, Dünya üzerindeki yaratma tarzınızı değiştirecektir.

--0-- Güzel bir deneyim sizi bekliyor

Tanrısal anda yaşamak kavramı ile çalıştıktan sonra, enerjileri “okuyabilen”, psişik olan, auraları gören birilerine gidin. Gidin onlara. Onları korkutacaksınız! Onlar size, artık var olmadığınızı söyleyecektir. Çevrenizde bir aura göremeyeceklerdir, çünkü o değişmiş olacaktır. Onlar çakralarınızı göremeyecektir, çünkü çakralar bir çakraya dönüşmüş olacaktır. Sizden korkabilirler! Neler olduğunu merak edecekler. Onlarla, tanrısal anınızda oturun. Onlarla, sevgi dolu bir alanda oturun. Gerçekleştirdiğiniz şeyle ya da oluşturduğunuz kimliğinizle övünmeyin. Ama enerjisel olarak, onların da bu yeni düzeylere geçebileceğini, onlara bildirin.

Sevgili dostlar, tanrısal anda yaşayın. Kimliğinizin frekanslarını, en öz düzeyinizde değiştirin. Aynaya baktığınızda, artık kendinizi tanıyamaz hale gelişinizi izleyin. Diğer insanların sizi artık tanıyamamasını izleyin. Sizin yok olduğunuzu (ortadan kaybolduğunuzu) zannetmelerini izleyin.

Şimdi, bunların hepsi sevgili dostlar, çalışmadır. Sizden, bununla bilinçli olarak, herşeyi olduğu gibi kabul etmek konusuyla bilinçli olarak çalışmanızı rica etmekteyiz. Çevrenizdeki kaosun (karışıklığın) ortasındayken bile kısa duvarınızın arkasında durun. Kendinizi, tüm insanca yanlarınızla kabul edin. Bundan kaçmaya çalışmayın. Aslında, insan olduğunuz için gurur duyun. Tanrısal bir insan olduğunuz için şimdi gurur duyun. Ve şimdi tanrısal anda yaşayın. Gelecekle ilgili endişelenmeyin.

Aaron yolculuğunun ikinci yaşamı sırasında, rüzgar ve yağmurlarla ilgili endişelenmemeyi öğrendi, akıntılarla ilgili endişelenmemeyi, nasıl ülkelere gidebileceğiyle ilgili endişelenmemeyi öğrendi. O tanrısal anda yaşadı. Her günü takdir etti, ve her gün ona yeni bir armağan sunuldu. Her günü, kendi tanrısallığına güvenmekle kendine çektiğini anladı.

Siz bu temel derslerle gayret ve içtenlikle çalıştığınızda sevgili öğretmenler – belki sıkıcı gelebilir, ama buradan gideceğimiz yer açısından bu dersler önemlidir – özellikle “4” rakkamını fark etmeye başlayacaksınız. Şimdiye kadar dualite içindeydiniz. “İki”nin içindeydiniz. “4”ü fark etmeye başlayacaksınız. Gelecekte bunu daha fazla açıklayacağız. Ama anlamanız için, matematiğinizi kullanırsak, 2’nin karesi 4’tür. Dualitenin ötesine geçmekte olduğunuzu, ama dualitenin üstesinden gelmediğinizi anlayın. Dualite dışlanmamaktadır. Siz yeni bir çeşit boyutsallığa geçmektesiniz. “4” rakkamı önem kazanacaktır. Onu görmeye başlayacaksınız. Sizin karşınıza çıkıverecektir. Bu bir hatırlatmadır. Bu, tanrısal anda yaşamak için bir hatırlatmadır. Bu, içinizden değişmekte olduğunuzun hatırlatılmasıdır.

Matematikçileriniz bu aralar yeni bir kuantum teorisi üzerinde çalışmaktadır. Bu, daha açıklanmamıştır. Daha bilinmemektedir, ve (açıklanması) daha birkaç yıl alabilir. Bunda yeni keşifler vardır. Bundan büyük bir olasılıkla, “4”ün dengesinin, çeyrek dairenin ya da dört bölümün yeni bir anlayışını kapsayan, “dörtsel” matematik olarak söz edilecektir.

Bütün bunlar, burada, Dünya üzerinde yeni bir enerjinin olduğunu gösterir delillerdir. Siz dualite içindesiniz. Sizin burada bildiğiniz şekliyle dualitenin üstesinden gelmek zor olacaktır. Dostlarım, tekliğe geri dönmek bile artık uygun değildir. Siz dualite içindesiniz, ama yakında anlayacağınız yeni bir çeşit dualite vardır. 4 rakkamı bunu simgeleyecektir. 4 rakkamı size bunu hatırlatacaktır.

Bütün bunlar çalışmayı gerektirir. Biz gerçekleştirdiğiniz çalışmaları takdir etmekteyiz. Feda ettiğiniz şeyleri ve bıraktığınız şeyleri, zamanı ve enerjiyi ve adanmışlığı anlamaktayız. Siz bu yeni anlayışların yolunu açmaya, yeni enerjinin gelebilmesinin uygun olmasına yardımcı olmaktasınız. Gerçekleştirdiğiniz çalışma için sizi teşekkürlerimizle onaylamaktayız. Ve bunu hafife almamanızı da rica etmekteyiz. Az bir niyet ve çabayla, yaşamınızda çok sağlam, güvenilir sonuçlar, çok dinamik sonuçlar göreceğinizi de anlamanızı istemekteyiz. Size, tekrar karşılaşana kadar çalışacağınız üç temel ders vermekteyiz – herşeyi olduğu gibi kabul etmek, insan benliğinizi kabul etmek, ve şimdi de, tanrısal anda yaşamak.

Sevgili dostlar, burada bulunan ve bu materyelleri okumakta olan öğretmenlerin enerjilerine bakmaktayız. Gözümüzün önünde dönüşümlerin meydana geldiğini görmekteyiz. Eskinin bırakılmasını görmekteyiz. Kararlılık ve adanmışlık görmekteyiz. Bazen anlamak bize zor gelmektedir, çünkü bunu zor ve meydan okuyucu hale getiren dualitenin o kadar çok ögesi vardır ki, ama yine de siz bir şekilde buraya kadar gelmeyi başardınız. Bir şekilde bu noktaya kadar gelmeyi başardınız.

Siz bu yaşama gelmek için yolculuğa başladığınızda….planlama seansı diyeceğiniz yeri terk ettiğinizde…..sizinle birlikte olduğumuz o çemberi terk ettiğinizde ve bu yaşama başlamak üzere Dünya’ya gittiğinizde…..oh, bunun şimdiye kadar gelmiş, geçmiş en zorlu yaşam olacağını bildiğimizden biz öyle çok ağladık, öyle çok gözyaşı döktük ki. Bu yaşam sadece dersler ve deneyimler açısından zorlu olmayacaktı, çok da çabuk geçecekti. O, yaşamınız sırasında o kadar hızlı değişecekti ki. Şeyler çok, çok çabuk değişecekti. Bazen buna ayak uydurmak zor olacaktı.

Bu şekilde buluşmamızın olası olduğunu bilmekteydik, ama bundan bizim bile emin olmadığımız zamanlar oldu. Şimdi bu gruba bakmaktayız. Kimliğinizin en özünden tanrısallığın gerçekten akmasına izin vermeye hazır olan sizler…..size tekrar söylemekteyiz sevgili öğretmenler, biz değiliz. Rehberler değildir. Bunu size veren ya da bunu olduran melekler değildir. Tanrısal bir parıltı vardır. Her birinizden ortaya çıkmakta olan, Mesih bilincinin tohumu vardır.

Bu basit dersleri size, tanrısallığınızı bütünlemenize yardımcı olması amacıyla getirmekteyiz. Bu basit dersleri size, bu yeni enerjide yaratıcı nasıl olunur, yol nasıl hazırlanır, diğerlerinin de geldikçe kullanacakları enerji örnekleri nasıl yaratılır, bunları anlamaya başlamanız amacıyla getirmekteyiz. Onun için size öğretmenler demekteyiz. Sizin, diğerleri ile çalışacağınızı bilmekteyiz. Onlara empati duyacağınızı bilmekteyiz, çünkü siz de bundan geçmiş olacaksınız.

Bu yaşamda siz olan enerji, şimdi gitmeye hazırdır. Oh, o, sizin onu çok iyi hatırlayacağınızı bilmektedir. Hatırladığınızda güleceğiniz ve ağlayacağınız zamanların olacağını bilmektedir, ama sizi şimdi sevgiyle terk etmektedir. Sizi tekrar kucaklamakta ve tekrar teşekkür etmektedir. Bu eski benliğin katlandığı zorluklara ve mücadelelere ve acılara sizin hiç katlanmak zorunda olmayacağınızı bilmektedir. Buna duyulan sevinç vardır. Ve sevgili dostlar, sizin bu geçmiş yaşamınız, yaptığınız herşeyde ve içinde bulunduğunuz her tanrısal anda, hiçbir zaman yalnız olmadığınızı size hatırlatmaktadır.

Ve öyledir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar