Ders Sekiz Gülün meyvesini al

--0-- Jack'in öyküsü

Şimdi bu gece, Jack adındaki prensin yolculuğunu anlatmaya devam edeceğiz. Bu aynı zamanda sizin de yolculuğunuzdur. Aslında siz Jack’siniz. Biz bu meseli, sizin yaptığınız uzun yolculuğu açıklayabilmek için kullanmaktayız. Bildiğiniz gibi, Jack krallıkta bir prensti. Yaratmak, genişlemek, daha fazla şeyler öğrenmek ve sevgisini akıtmaya izin vermek ihtiyacını tatmin etmek için birçok uzun yolculuklar yaptı. Uzun bir yolculuk sırasında Jack, ülkenin sonuna vardı. Büyük okyanusa geldi. Bu noktada bir soruyla kaşılaştı, yolculuğuna devam mı edecekti, yoksa krallığa geri mi dönecekti. Ama bildiğiniz gibi, Jack yolculuğa devam etmenin çekiciliğine karşı koyamadı.

Sulara yelken açtı, bizim mecazi olarak su dediğimiz enerjilere, hiç olmadığı, hiç deneyimlemediği bu yeni çeşit enerjilere yelken açtı. Ve sularda süzüldü ve süzüldü ve İlk Çemberin sonu için kullandığımız mecaza, yani Ateş Duvarına geldi. Burası, bilinen şekliyle bütün yaradılışın sonuydu. Geriye doğru kürek çekmeye çalıştı. Ateş duvarına çekilmemeye çalıştı, ama kesinlikle çekildi, kesinlikle çekildi.

Jack Ateş Duvarına girdiğinde, milyarlarca ve milyarlarca parçalara ayrıldı. Bu, onun için çok travmatik bir olay oldu. Ateş Duvarının öbür yanından çıktığında, farklı biriydi. Enerjisinin ve bilincinin daha büyük bir parçası bir “kozaya” çekilmişti. Uzun, çok uzun bir uyku için bir “enerji kozasıyla” sarmalanmıştı. Bunun amacı, içsel bir yolculuğu deneyimlemekti. Bu noktaya kadar Jack hiç bir zaman içine bakmamıştı. O her zaman dışa dönük bir ifade olmuştu, ama Ateş Duvarından geçtikten sonra, bu kozanın içinde yeni bir içsel bakış meydana gelmekteydi.

Ama Jack’in bir parçası kozaya girmedi. Varlığının bir parçası, Ateş Duvarından geçerek bir boşluğa girdi. O hiç-birşeye, tamamen karanlık olana girdi. Ateş Duvarının öbür yanında gözlerini açtığında, Jack kendinin yansımasını gördü. Kendi karşıtını gördü. O artık “iki”ydi. Ve bu da bildiğiniz şekliyle dualitenin başlangıcıydı.

Dualite boşlukta biçimlendikçe, büyük savaşlar çıktı. Ateş Duvarından boşluğa geçiş yapan birçok varlık arasında çok savaşlar oldu. Orada siz ve Jack ve daha birçokları vardı. Yuvaya dönmek için bir mücadele vardı. Krallıktaki Yuvaya dönmek amacıyla, umutsuz bir uğraşla birbirinizin enerjisini almaya çalıştınız. Savaşlar oldu, bunun Yuvaya dönmeyi sağlayacağını ve belki de dönüş için gerekli yakıtı sağlayacağını düşünerek biri, diğerinin enerjisini sahiplenmeye çalıştı.

Savaşlar, sizin şimdi dualite dediğiniz şeyi güçlendirdi. Savaşlar, dualitenin –ikinin enerjisinin- büyüklüğünü ve gücünü arttırdı. Bu büyük savaşların olduğu dönemde, boşluk yeni bir realiteye dönüştürüldü. Tüm yıldızları ve galaksileri ile fiziksel evreniniz yaratıldı.

Savaşlar gittikçe güçlendi. Sizin deyiminizi kullanırsak, hiç bir taraf üstün gelememekte ya da kazanamamaktaydı. Böylece sevgili dostlar, açmaza girilen bir noktaya ulaşıldı. Artık savaşların devam edemeyeceği bilinmekteydi. Jack’in ve sizin ve diğerlerinin ilerlemeye devam edebilmesi için bir şeylerin değişmesi gerekiyordu.

O zamanki yeni ve büyümekte olan evreninizde çok, birçok varlık vardı ve gelinen açmazlık noktasında, bütün taraflar, dualitenin bütün enerjileri kımıldayamaz ya da eylemde bulunamaz bir hale ulaşmıştı. Enerji açılıp, genişleyememekteydi, çünkü herşeyin çekirdeğinde, açılıp genişleme arzusu vardır. Bu, Ruh tarafından o zamana kadar bilinen herşeye, ve Jack tarafından bilinen herşeye ters gelen bir şeydi. Biz bu gece çok mecazlar kullanarak konuşmaktayız.

Sevgili dostlar, evreninizde var olan birçok grup arasında tartışmalar oldu. Bunlar, sizin şimdi sahip olduğunuz fiziksel bedenleri olmayan varlıklardı. Bunlar, enerji ve titreşimlerle tanımlanan ama fiziksel maddeye inmemiş varlıklardı. Biraraya gelerek, dualitenin doğasını gerçekten anlamak ihtiyacını tartışan çok varlık vardı. Onlar toplanıp da tartıştıklarında, iki tarafın savaşmasının pek de bir işe yaramadığını farkettiler. Bunlara bir son vermenin zamanı gelmişti. İlerlemek ve yolculuğun geri kalan kısmına uzanmak zamanıydı.

Birçok varlık biraraya geldi. Bu şimdi sizin meclisler ya da enerjisel aileler, semavi aileler dediğiniz şeyin şekillenmesiydi. Onlar toplandı, ve bu ailelerin en yüksek düzeyinden, dualitenin her iki tarafını da temsil edecek belirli varlıkların, belirli meleklerin titreşimini düşürmek, indirmek için anlaşmaya varıldı. Bu varlıklar, bu düşük titreşimli biçim içinde, sizin şimdi biyoloji olarak bildiğiniz formu üstlenecekti. Maddeyi üstlenecekti. Bunun nedenlerinden biri de, yaradılışın eskisi kadar hızlı meydana gelmesini önlemekti. Yaradılışın oluşumu yavaşlatılacaktı. Deneyimler kanalıyla yaşanacak fırsatlar olacaktı. Dengeyi sağlayacak, takdir edecek ve değerlendirecek fırsatlar olacaktı. Siz yeni biçimlenen evreninizde melekken, neredeyse düşünce hızında yaratmaktaydınız. Bazen de ipin ucu kaçmaktaydı. Bazen sevgili dostlar, hangi tarafta olduğunuzu bile bilemediniz! Kendi enerjinizi nasıl takdir edeceğinizi bilemediniz ve şeyler kontroldan çıkmış gibi görünmeye başladı.

Ruhunuzu maddenin içine sokarak enerjinin yavaşlatılmasına karar verildi. Aynı zamanda, sizi bu noktaya getiren yolculuğu da anımsamamanıza karar verildi. Savaşları anımsamayacaktınız. Ateş Duvarından geçtiğinizi anımsamayacaktınız. Geldiğiniz krallığı anımsamayacaktınız. Bu yeni bir başlangıç olacaktı. Bu sizin ve Ruhun, dualitenin gerçek doğasını, “ikinin” doğasını anlamasını sağlayacaktı. Ateş Duvarından geçene kadar, Ruh her zaman “bir”in ifadesi olmuştu. Fiziksel bir biçimle ve hiç bir şey anımsamadan Dünyaya gelmek, dualitenin gerçek anlayışına izin verecekti.

O zamanda, yeni evreninizde bulunan çok, birçok melek vardı, ve doğal olarak bunların çoğu, Dünya denilen yeni yerin bir parçası olmak istedi. Gönüllü olmak isteyenler sorulduğunda sevgili dostlar, sizler öne çıkan ilk varlıkların arasındaydınız. Siz aslında Dünyaya fiziksel olmayan bir biçimde geldiniz. Enerjinizi, öbür tarafta bulunan çok, birçok varlığın yardımıyla dönüştürdünüz. Enerjinizi, Dünyanın enerji boyutuna girebilmenizi sağlayacak şekilde dönüştürdünüz. Biyolojik bedenle gelmeye başlamadan çok önce, Dünyayı meleksi biçiminizle ziyaret ettiniz. Sizler ve diğerleri buraya, enerji modellerini ve ağını oluşturmak için geldiniz. Buraya dokumaları ve temelleri oluşturmak için geldiniz. Siz bu yeri, hem alışmak, hem de enerjilerin kurulmasını sağlamak için ziyaret ettiniz. Sizin yolculuğunuza katılmayan melekler, size çok yardım etmiştir. Bunun hakkında gelecek oturumlarda daha konuşacağız.

Bir noktada sevgili dostlar, hepiniz Dünyaya indiniz ve sonunda insan bedenini üstlendiniz. Enkarnasyon döngülerine başladınız. Çok farklı insan biçimlerinde Dünyada yürümeye başladınız. Dünyaya bir sefer erkek, bir başka sefer kadın olarak gelmeye başladınız. Bu dualite denen şeyi deneyimlemek amacıyla çok farklı şekillerde geldiniz.

Şimdi, burada bulunan sizler ve boyutların ötesinden Kırmızı Çemberle bağlantı kuran sizler, Dünya üzerindeki döngülerinizi tamamlamaktasınız. O uzun yolu gelen sizlersiniz. Kendinizi şimdi Olduğunuz Tümle birleşmeye hazırlayan sizlersiniz. Sonra da, bu süreçten geçecek diğer kişilerin öğretmeni olmak için Dünya denilen bu yerde kalacak olan da sizlersiniz.


Burada bir kaç dakikalığına rüyalarınızla ilgili konuşacağız, çünkü rüyalarınız artmaya başlamıştır. Bunlar geceleri daha gerçek bir hal almaya başlamıştır. Nelerin meydana geldiğini anlamanıza yardımcı olmaya çalışalım. Rüya görmek, Dünyanın yapılanması oluşturulurken, yarattığınız enerji şekillerinden biridir. Her gün, tekrar bağlantıya geçmek için bir zamana ihtiyacınız olacağı biliniyordu. Bu oluşturduğunuz şey çok ilginç bir enerji dinamiğine sahiptir. Bu zamana ihtiyacınız olacağını biliyordunuz. Rüyalarınızda birçok yere yolculuk edebilir ve birçok, diğer varlıklara bağlanabilirsiniz.

Şu anda gördüğünüz rüyaların çoğunda, Dünyaya gelmeden önceki zamana gitmektesiniz. Boşluğun realiteye dönüşmesine yardımcı olduğunuz, savaşların olduğu zamana geri gitmektesiniz. Meydana gelmiş olan şeylerin çoğunu çözümlemeye çalışmak amacıyla şimdi geceleri, oraya geri dönmektesiniz.

Bunu açıklaması biraz zordur sevgili dostlar, ama bugün burada otururken bile ve insanca yaşamınızı sürdürürken bile, ve uzun yolculuğunuzun çemberini tamamlama noktasına gelirken bile, siz aynı zamanda bu diğer yerlere geri gitmektesiniz. Dünyaya gelmeden önceki zamanlara geri gitmektesiniz. Evrenin daha yaratılmakta olduğu zamana geri gitmektesiniz. Geceleri gözünüzü kapayıp da, rüya halinize geçtiğinizde, bir parçanız geriye yolculuk yapmaktadır.

Zaman ve mekanda yolculuk yaparak, çözümlemek amacıyla geçmişinize gitmektesiniz. Geçmişteki ruhunuza, şimdi artık bir araya gelindiğini, birliğin olduğunu söylemektesiniz. Bir ilerleme vardır. Savaşların devam etmesine gerek yoktur, çünkü siz bir sonraki kapıdan açılan yolu buldunuz. Bu çelişkileri bitirmek, bu kargaşayı bitirmek zamanı olduğunu kendi benliğinize söylemek için geri gitmektesiniz. Siz şimdi’de, aynı zamanda geçmişe çözüm getirerek bulunmaktasınız.

Burada ilginç bir şey meydana gelmektedir sevgili dostlar, sevgili Shaumbra. Çok ilginç. Siz geceleri rüyalarınızda yolculuk ediyorsunuz. Ateş Duvarından geçtikten sonra ve Dünyaya gelmeden önce meydana gelmiş zamana, boşluğun yapılandırıldığı ve büyük savaşların olduğu zamana geri dönüyorsunuz. Siz oraya yolculuk yaparken, geçmişteki bilinciniz de, sizin şimdiki zamanınıza yolculuk etmeye çalışıyor! Ve birbirinizle bazen tam ortada karşılaşıyorsunuz!

Son toplantımızda, yabancı varlık dediğiniz varlıkların, aslında kendi geçmiş yaşamlarınızın veçheleri olduğundan konuşmuştuk. Geceleri karşılaştığınız varlıklar bunlardır, çünkü siz eski bir şeyi çözümlemek amacıyla geriye gidiyorsunuz. Onlar da, kendi “şimdi” zamanlarındaki kargaşayı çözümlemek için ileriye yolculuk ediyor. Rüyalarınızın bu kadar yoğun olması şaşılacak bir şey midir?

Bir rüyadan uyandığınız zaman, zihniniz rüya deneyiminize simgesel bir yorum getirmektedir. Olmuş olan şeyin berrak bir görüntüsünü geri getirememektesiniz. Bir dizi simgeler vardır ve bunlar genellikle de, şimdiki yaşamınızdaki insanlar ve olaylarla ilgilidir. Şu anda çevrenizde olan insanları, aile üyelerini ve birlikte çalıştığınız kimseleri rüyalarınızın içine katarsınız. Bu neden böyledir sevgili dostlar? Çünkü şimdi yaşamınızda olan kişiler, perdenin diğer tarafında olan tanıdıklarınız, geçmişte savaştığınız varlıkların ta kendisidir! Onun için onların bu gece burada bulunması önemlidir. Burada meydana gelmekte olan şeyde o kadar çok mükemmellik vardır ki! Onlarla geçmişte savaşırken, şimdide de anlaşmazlıklar vardır. Onlarla geçmişteki durumları çözümlemeye çalışırken, şimdiyi de çözümlemeye çalışmaktasınızdır.


Bu, karışık bir şekilde birbirine dolanmıştır. Bugün burada, perdenin diğer tarafında olanlar, sizi gelecek sefer gördüklerinde, çok garip bakacaklardır, çünkü sizin bildiğinizi bilecekler, ama kendilerinin nasıl bildiğini bilemeyeceklerdir! Varlığınızın en derin yerinde, bu şeyleri çözüme ulaştırmak, bunları tekrar birliğe geri getirmek ve sonra da daha çok genişleyerek, Yeni Dünyanın yeni enerjisinde ilerlemek arzusu vardır. Şimdi buna akıtılmakta olan çok fazla enerji vardır. Bu süreçlere yardımcı olan ve insan biçiminde olmayan, neredeyse sayısız varlık vardır.

Gerçekte kim olduğunuzu bilmeden ya da gerçekte meydana gelen şeyleri anlamadan burada oturmaktasınız! Bazılarınız, yaşamınızın az bir değeri olduğunu düşünmekte. Bu yaşamda fazla bir şey başarmadığınızı düşünmektesiniz. Başarısız biri olmaktan korkmaktasınız. Sevgili dostlar, Biz, yeni enerjiyi üstlenen ilk kişiler olduğunuzu ve aynı zamanda geçmişi de şifalandırdığınızı bilmekteyiz. Evreninizde ve galaksilerinizde meydana gelmiş anlaşmazlıkları çözmektesiniz. Bunlar sizin tahmin edemeyeceğiniz boyutsal düzeylerde meydana gelmiştir. Siz bunları çözmek için, bunları biraraya getirmek için, dualiteden geçip, dörtsel yeni enerjiye girmek için çalışmaktasınız. Dörtsel enerji dengededir. Bu sizin maddesel dünyanızın yaratılış enerjisidir. Biz onun için sizi bu kadar derinden onurlandırmaktayız. Onun için sizin bilge ve merhametli öğretmenler olacağınızı bilmekteyiz.

--0-- Sekizinci ders


Sevgili alan üyeleri, Yaratıcı Dizisinin Sekizinci Dersi, yakında diğer insanlara öğreteceğiniz önemli bir derstir. Sekiz güzel bir derstir – ve onunla ilgili yapılması gereken fazla bir ev ödevi de yoktur! Şimdi her birinizden yeni evinize girmenizi rica etmekteyiz. Tanrısal Benliğinizin, varlığınızın tanrısal halinde oturun. Dersi açıklamadan önce size kısa bir öykü anlatacağız.

--0-- Catherina'nın öyküsü

Yeni evinin İçsel Odasında oturan kişi aileden biri, bizim alan üyesi dediğimiz biridir. Adı Catherine’dir. Bu gece biz onu ziyaret ettiğimizde, Catherine ağlamaktadır. Çok üzgündür. Kim olduğundan pek emin değildir. Kendisiyle baş başa kaldığı anlarda, Catherine hem kendine, hem de Ruha, Yuvaya gitmek zamanı olduğunu söylemiştir. Artık yaşamında ne bir amaç, ne de bir anlam görmektedir. Catherine çok gözyaşı dökmektedir, çünkü anlamamaktadır. Ruha tekrar, tekrar yanıtları sormuş, ama çok az şey duymuştur. Gelen yanıtlar sadece parçacıklar, sadece zerrecikler halindedir. Tamamlanmış ve bütün yanıtlar değildir. Bizim Catherine olarak adlandırdığımız ve aileden, Shaumbra’dan olduğunu bildiğimiz kişi, depresyon olarak etiketlediği bir halle savaşmaktadır. Bir tıp doktoruna gitmiş, ve depresyonunu atlatmak için haplar almıştır. Ama sevgili dostlar, içindeki bu derin hislerle, bu üzüntü hissiyle hapların bile başa çıkamadığını görmüştür.

Catherine bu gece hıçkırıp ağlamaktadır, çünkü çok çeşitli şeyler denemiştir. Olmanın ve rol yapmanın ve iyi olmanın ve doğru şeyi yapmanın çeşitli yollarını denemiştir. Ama bunlar sanki yaşamında pek de işe yaramamıştır. Anlamamaktadır ve biraz da Ruhun onu yüzüstü bıraktığını hissetmektedir. Oh, rehberlerinin son birkaç yıldır gittiğini, içinde bilmektedir. Onun için çok anlamı olan bir işi kaybetmiştir. Bu işin yerine bir başkasını koymuştur ama yeni işi ona hiç de anlamlı gelmemektedir. Günlük çalışma yaşamında ona önemli gelen şeyi kaybetmiştir. Düşünceleri ve inançları yüzünden, kendi ailesinden bazı kişiler ondan kaçınmaya başlamıştır. Onunla konuşurken, sanki gereksiz yere konuşuyorlarmış gibi bir tavır almaya başlamışlardır. Bu konuşmalar, eskiden olduğu gibi anlamlı ve sevgi dolu değildir ve Catherine bunun nedenini anlamamaktadır.

Catherine son zamanlarda, fiziksel olarak tükenmiş bir haldedir. Enerjisi düşüktür ve o bunun nedenini anlamamaktadır, çünkü şifacılara gitmektedir. İnsanın enerjisini yeniden-yapılandırmasını sağlayan kişilere gitmektedir. Bu, kısa bir süre için işe yaramakta, ama haftalık ya da aylık dönemlerde kalıcı olmamaktadır. Catherine anlamamaktadır; onun için de yaşlar gözünden akmaktadır. Catherine dediğimiz, aileden olan, hepimiz olan kişi, ilerlemenin bir anlamı, amacı olduğunu ya da her hangi bir arzusu olduğunu hissetmemektedir. Hiç bir şey yapamayacağını, bir kitap bile okuyamacağını, televizyon bile izleyemeyeceğini düşündüğü zamanlar vardır. Catherine tüm istek ve hislerinin onu terk ettiğini düşünmektedir. Eskiden sahip olduğu umut enerjisine artık sahip değildir.

Şimdi burada Catherine’i anlatmayı bir an bırakalım ve neler oluyor, onu konuşalım. Bu zamanda çoğunuza neler olmakta, onu konuşalım. Siz eski enerjiden çıkıp da yeniye girmeye başladıkça, içinizin derinliklerinde yer etmiş olan birçok şeyi bırakmaktasınız. Size çok yakın olan, çok sevdiğiniz şeylerin birçoğunu bırakmaktasınız. Bunu yapmak, bir boşluk yaratmaktadır. Bu, bir boşluk yaratmaktadır. Catherine ya da siz, geri gidip de, önceden bildiğiniz şeyleri yakalamaya ve onun üzerine kurmaya çalıştığınızda, bu sınıflarda öğrendiğiniz şeyleri, ortaya çıkmakta olan tanrısal bir insan olarak öğrendiğiniz şeyleri alıp da, bunları eskiye uygulamaya çalıştığınızda, bunlar işe yaramamaktadır. Eski ile yeni, yağ ve su gibidir. Büyük bir boşluk alanı yaratmaktadır.

Daha önce de değindiğimiz gibi, siz fiziksel, duygusal ve spiritüel olarak daha duyarlı olmaya başlamaktasınız. Ama daha herşey içeri girmemiştir. Siz hala eskiye tutunurken, bu yeni enerjilerin içeri girmesi zordur. Oh, evet, gerçekten de çoğunuz sabahın üçünde, bazılarınız da dördünde uyanıp da (kahkahalar), şimdi kim olduğunuzu merak ettiniz, yaptığınızın ne olduğunu merak ettiniz. Siz bu belli zamanlarda birkaç nedenden dolayı uyanmaktasınız. Bunlardan bir tanesi, Dünyaya gelmeden önceki zamana geri gidip de, dualite enerjilerinin çözümlenmesini sağladığınız, sizin rüya, bizimse realiteler dediğimiz bir diziyi tamamladığınızdandır. Siz bu yolculuklardan, karabasan hisleriyle, bazen de büyük bir stres hissiyle geri gelmektesiniz. Bu sizi uyandırmaktadır. Bizim sizi bu deneyimlerden özellikle uyandırdığımız zamanlar da vardır, çünkü işe gitmeden önce, en az birkaç saat dinlenmeye ihtiyacınız olduğunu bilmekteyiz!

Sevgili dostlar, insan olarak yaşadığınız hayatı düşünerek, kim olduğunuzu merak ederek, hangi yöne gitmeniz gerektiğini merak ederek sabahın üçünde ya da dördünde uyanmaktasınız. Çoğunuz için bulabileceğiniz en iyi çözüm, bırakmaktır, bırakmaktır. Biz sizin şöyle söylediğinizi duyduk, “Hangi yöne gideceğimi bilemiyorum. Bundan sonraki adımımın ne olacağını bilmiyorum. Artık neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmiyorum; onun için de bırakıyorum, salıveriyorum.” Sevgili dostlar, bu kesinlikle uygun olan şeydir. Siz bıraktıkça, salıverdikçe, gerçek kimliğinizin, Ruhun, olduğunuz Tanrının sevgi dolu ellerine düşmektesinizdir. Bıraktığınızda, alevlerle dolu bir çukura düşmemektesinizdir. Bundan korkmanıza karşın, cehenneme düşmemektesinizdir. Siz, olduğunuz Tanrı’nın sevgi dolu ellerine düşmektesinizdir.

Yaşamınızda kararlar almak, farklı olacaktır. Siz her gün kararlar alıp, seçimler yapmaya alışıksınız. Genellikle de üç seçimden birini yapardınız. Sola dönebilirdiniz, sağa dönebilirdiniz, ya da hiç hareket etmezdiniz. Seçenekleriniz, ışığa gitmek, karanlığa gitmek, ya da olduğunuz yerde kalmak olurdu. Seçenekleriniz, ilerlemek ya da gerilemek ya da hiç biri olurdu. Bugüne kadar günleriniz bu seçeneklere göre kararlar almakla geçti. Şimdi yaşamınıza girmekte olan yeni bir yol vardır. Siz bıraktıkça, bunu da berrak bir şekilde görebileceksiniz, ve bunu daha önce neden göremediğinize şaşacaksınız.

Yeni enerjide seçenekler ışık ve karanlık ve nötr olarak; positif, nötr ya da negatif olarak; sağ, sol ya da orta olarak sınırlandırılmış değildir. Yeni bir seçenek vardır. Buna, TÜM diyelim, T-Ü-M-Ü.

Size bambaşka bir seçenek sunulacaktır, ve bu bir biliş alanından gelecektir. Bu yeni çeşit bir seçenek, diğerlerinden üstün olan bir yanıt olacaktır. Bu bir biliş olarak gelecektir. Sağı, solu ya da ortayı seçmek gibi zihinsel bir alıştırma yapmayacaksınız. Bu üstten içeriye gelecektir. Bu, TÜMÜ olacaktır. Bu, TÜM Olan olacaktır. Bu size bir seçenek gibi gelmeyecektir. Bu sadece bir biliş, tanrısallığın bilişi olacaktır. Ve siz sonra o yöne doğru hareket edeceksiniz. Eski enerji insanı olarak, seçim yapmak konusundaki mücadelelerinize dönüp bakacaksınız. TÜM, size tamamlanmış ve herşeyi içeren ve bütün olarak görünecektir. TÜM, sevgi dolu görünecektir, oysa önceki seçenekleriniz sadece kısmen çözüm getirmiş gibi görünecektir.

Kararlar almanın yeni bir yolu olacaktır, ama bunun meydana gelebilmesi için olması gereken başka bir şey vardır. Yaşamınıza girecek başka bir şey olacaktır. Şimdi, hıçkırarak sessizce oturan, bundan sonra ne yapacağını düşünen, bundan sonra nereye gideceğini düşünen Catherine’e geri geliyoruz. O şu anda, sağa mı ya da sola mı dönsün ya da olduğu yerde kalsın mı diye düşünmektedir. Yaşamında sadece bu seçeneklerin olduğunu sanmaktadır. O TÜMÜ daha görmemiştir. Diğer seçeneklerin üstünde oturan, bu parlayan bilişi görmemiştir. Yukarıya göz atmamıştır. Onun için de yaşamı ona gerçekten boş gelmektedir. Yaşamı ona gerçekten zor ve bir mücadele gibi gelmektedir, çünkü TÜMÜ görmemiştir.

Catherine hayal kırıklığı içinde, ve belki de, yanıtları alamadığı için odaya girdiğinden daha fazla hayal kırıklığı içinde, İçsel Odasında kalkar ve odayı terk eder. Yeni Evinde dolanmaya başlar. Uzunca bir süredir Yeni Evinde yaşamasına karşın, onun ne kadar boş olduğuna şaşar. Oh, orada bir fırın vardır elbette. Mutfaktaki tezgahın üstünde hala sorunlarla, konularla dolu tepsiler de durmaktadır. Ama diğer odalarda fazla bir eşya yoktur. Bir de parlak bir ışık vardır, ama o daha bu ışıkla birleşmiş değildir. Gerçekten de bir titreşim duymuştur, özellikle de salıvermeyi gerçekleştirdiğinde. Bu mırıltıyı, uğultuyu, bu sessiz müziği, Ben, Tobias’ın sözünü ettiği bu titreşimi duymuştur, ama onunla daha tam olarak birleşmemiştir.

Catherine Yeni Evinde dolanır durur, Ruhun yanıtlarla gelmesini dileyerek, bir odadan ötekine girer çıkar. Rehberlerinin gittiğini bile bile, onlardan geri dönmelerini ister. Onlarla pazarlık eder. Onlara daha nazik davranacağına ve onca iyiliği istemeyeceğine söz verir, yeter ki onlar Catherine’nin enerjisine geri gelsinler. Kendini çok üzgün ve çok yalnız hissederek, yeni evinde dolanır durur. Uzun bir yürüyüş için dışarıya çıkmaya karar verir. Belki de Yeni Evinin dışında, dualitede, günlük yaşamında, sokaklarda gözden kaçırdığı bir şey vardır. Belki de önemli bir uyarıyı kaçırmıştır. Belki oralarda, ona bir mesajı olan bir insan vardır!

Önkapıya doğru giderken, gözünün ucuyla bir parıltı algılar. Bir şey Catherine’in dikkatini çeker ve onu yolundan alıkoyar. Catherine sağa ya da sola, hatta o anda bakışının odaklandığı yere bakmamaktadır. Onun yerine, bu şeylerin ötesine bakmaktadır. TÜM denilen bir yere bakmaktadır. Şimdi onun insani boyutuyla birleşen bu yeni boyutta, şimdiye kadar gözden kaçırdığına inanamadığı bir şey görür. Bu şey, Yeni Eve ayak bastığı andan beri oradadır. Masanın üzerinde, bir vazonun içinde, KRİSTAL bir GÜL durmaktadır.

Bir oturum sırasında sizinle bunu onbir ay önce konuşmuştuk. Siz Yeni Evinize girdiğinizde, içerde tek bir şey vardı, ve o da kristal bir güldü. Size bu kristal gülün, bir meyveye sahip olduğunu söylemiştik. Bildiğiniz tüm güllerden farklı olarak bu gül, bir meyve vermiştir.

Catherine bakışını, genel olandan (tipik olandan) TÜME çevirdi. Sonra güle yaklaştı, ve içini bir biliş kapladı. O noktada, “Bu gülle ne yapmalıyım?” sorusuyla mücadele etmemekteydi, çünkü TÜME bakmaktaydı. Güle dokun, güle dokunma, ya da hiç bir şey yapma diyen belirgin seçeneklerin ötesine bakmaktaydı. O TÜME bakmaktaydı, ve bu biliş içinde de ne yapacağını bilmekteydi. İnsani zihninin, dualitenin alışılmış işleminden geçerek, seçeneklerle mücadele etmesine izin vermedi. Gülün meyvesini almak, onu ağzına koymak, yutmak ve böylece onu varlığına getirmek zamanı olduğunu, sezgisel olarak bilmekteydi.

Sevgili dostlar, Yeni Evinizdeki gülün meyvesi, yeni enerjide var olan tutkudur!

 

DERS SEKİZ – GÜLÜN MEYVESİNİ AL. Gülün meyvesini al. O, geride bıraktığınız tutkudur. O, Dünya denen yere geldiğiniz zaman geride bıraktığınız tutkudur. O, krallıktayken, İlk Çemberdeyken sahip olduğunuz tutkudur. O, Ateş Duvarından geçerken bile hep beraberinizde taşıdığınız tutkudur. Ama Dünyaya geldiğinizde, bu tutku geride kalmıştır. O geride kalmıştır. Tutkunuzun, tanrısal tutkunuzun yerine insan egosu dediğiniz şey konmuştur. Yaşamınızı bunun üzerine kurmuştunuz. Tutkularınız, insan doğasına ait şeylere dönüşmeye başlamıştı. Diğer insanlara tutkularınız vardı. Yiyeceklere tutkularınız vardı. Dünya üzerinde gerçekleştirdiğiniz belirli çalışmalara ve yaratıcı ifadelere tutkularınız vardı. Ama tutkularınız insanca şartları temel almıştı, bir spiritüel varlık olarak doğuştan hakkınız olan şeyi değil!

Gülün meyvesini aldığınızda, tanrısal tutkunuzu geri getirirsiniz. Catherine odada oturmuş ağlarken, gözden kaçırdığı şey neydi? Böyle bir boşluğu neden hissetmekteydi? Çünkü o, eski insanca tutkularını, tamamlanmamış tutkuları salıvermişti. İçerde hiç bir şey kalmamıştı. Yüreğinden gelen hiç bir şey kalmamıştı. Bir boşluk vardı.

Sevgili dostlar, Dünyaya geldiğinizde ve biyolojiye girdiğinizde, kendinizi daha da fazla parçalara, çakra dediğiniz parçalara ayırdınız. İnsan biyolojinizin içinde bu çakralardan yedi tanesini, ve eterik bedeninizde de beş tanesini taşıdınız. Söylediğimiz gibi, bunlar şimdi tek bir tane olmak üzere birleşmektedir. Onlar birbirine bağlanmaktadır. Eterik bedeninizde olanlar ve fiziksel bedeninizde olanlar bir olmak üzere, “tek çakra” olmak üzere birleşmektedir.

Kristal gülün meyvesini aldığınızda, geride bıraktığınız bir tutkuyu geri getirirsiniz. Bunu yaptığınızda, bedeninizin enerjisinin yenilendiğini hissedeceksiniz. Amacınızın yenilendiğini hissedeceksiniz. Amacınızın yenilendiğini hissedeceksiniz. Bu önemli ögeyi, tanrısal tutkuyu varlığınıza geri getireceksiniz. Ego üzerine kurulmuş olan insanca, eski, tamamlanmamış tutkular (sizi) terk etmiştir. Onun için Catherine kendini eksik hissetmekteydi.

Siz gülün meyvesini varlığınıza aldığınız zaman, bu bizim şimdi tanımlayamayacağımız, insanca sözcüklerle açıklanması mümkün olmayan bir tutkuyu alevlendirecektir. Bu, sizin şu anda alışık olmadığınız bir enerjiden gelmektedir. Bu, kendi başınıza sahip olacağınız bir deneyim olacaktır, ama sizi dolduracaktır. İçinizden gelen yeni bir parıltı hissedeceksiniz ve bu sizden dışarıya yayılacaktır. Bu daha önce deneyimlediğiniz hiç bir şeye benzemeyecektir. Bu, insan zihninden yaratılabilinen bir şey değildir. Ego tarafından üretilemez. Bunu insanca (zihinsel) düzeyde kontrol etmeye çalışacak kişilere söylüyoruz – işe yaramayacaktır. Bu, TÜM dediğimiz bu yerde bulunmaktadır. Ve her birinizin kullanımına hazırdır.

Burada, Sekizinci Dersteki sözcükleri çok dikkatli seçmekteyiz. Sizden bu enerjiyi almanızı rica etmekteyiz. Işık işçileri olarak sizin almak konusunda pek iyi olmadığınızı bilmekteyiz! Temelden başlayıp, herşeyi yaratmak ve herşeyin mücadelesini vermek zorunda olduğunuzu sanmaktasınız. Şimdi burada sizin olan bir armağan verilmektedir size. Bu evinizde bulunmaktadır. Bu, onbir ay önce hakkında konuştuğumuz bir şeydir. Bu, almanız için size verilmektedir. Bu sizin spiritüel tutkunuzdur. Almanız ve içinize kabul etmeniz için size verilmektedir. Bu size bir yenilik getirecektir, ama bu yenilik, sizin alışkın olduğunuzdan farklı bir yerde olacaktır.

Sevgili dostlar, siz değişmektesiniz. Eski enerjinin eski temelleri üzerine kuramazsınız. Siz yeni enerjiye adım atmaktasınız. Krallıktan beri, Ateş Duvarından geçip de buraya gelene kadar beraberinizde taşıdığınız bu tutkuyu geri getirin.

Tutku, sevgili dostlar, ifade edilen sevgidir. TUTKU İFADE EDİLEN SEVGİDİR. Tutku sizin önceki zamanlarda hep sahip olduğunuz bir şeydi, çünkü siz hep dışa dönük bir ifadeydiniz. Jack her zaman dışa dönük bir ifadeydi. Ruh her zaman, sizin bir parçanız kozaya girene kadar, dışa dönük bir ifadeydi. Dünyaya geldiğinizde, bu tutkuyu bir kenara koydunuz. Bu, yarattığınız modellerden bir tanesiydi. Siz dualiteyi yarattınız. Siz bir çeşit bellek kaybını yarattınız. Siz aynı zamanda gerçek tutkunuzu, tanrısal tutkunuzu da geride bıraktınız. Siz yaşamlarınızı, tanrısal tutkunuzla kıyaslandığında küçük kalan istekler ve gereksinimler ve insanca tutkular üzerine kurdunuz.

Şimdi, bildiğiniz gibi, sevginin ifadesini simgeleyen gülün dikenleri de vardır. Sevgili dostlar, bu tutkuyu eski enerjinizle, eski insan yöntemleriyle kontrol etmeye kalkarsanız, sizi acıtacaktır. Dikenler bunun için oradadır. Bu yeni tutkuyu, sadece eski enerji insanının yöntemlerini yeniden yaratmak için kullanmaya kalkarsanız, sizi acıtacaktır. Bu tutku ve onunla birlikte ifade bulan sevgi, yeni enerji için tasarlanmıştır.

Yeni tutkunun uygun kullanımıyla ilgili sorularınız varsa, yanıtları TÜMde arayın. Yanıtları, daha önceleri aradığınız yere göre daha üstte ve kuşatıcı olan yerde arayın. Eğer çok emin değilseniz sevgili dostlar, sadece sessiz bir anda oturun. O size gelecektir. Bir biliş yanıtına sahip olacaksınız. Bu, yeni tutkunuzun alevlenmesini sağlayacak ve sizi yeni yaratma yollarına götürecektir.

Ders Sekiz – Gülün Meyvesini Al. Her zaman sizin olmuş olan bu tutkuyu, yeni enerjide, eskide değil, yeni enerjideki yaşamınızı yenileyecek bu tutkuyu şimdi içinize alın. Eğer beklentileriniz, sadece eski enerji benliğinizi büyütmek ve güçlendirmekse, bunun uygun olmadığını gülün dikenleri size anımsatacaktır. Tutku, sizin için yeni enerjinin yakıtı olacaktır. Bu sizin ve Catherine’nin yenilenmesi olacaktır. Bu, onun yaşamına, şimdiye kadar hiç bir yaşamında deneyimlemediği bir bütünlük ve anlam yükleyecektir.

Bu basit bir derstir. Bunda az ev ödevi vardır sevgili dostlar; ev ödeviniz sadece yeni evinizin girişine gitmek için uygun ve sessiz bir zamanı bulmak ve içinde kristal gülü barındıran vazonun titreşimini hissetmektir. Sonra hazır olduğunuzda, TÜM size rehberlik ettiğinde, sadece bu gülün içindeki meyveyi alın ve içinize kabul edin. Bu, varlığınızın içinde bir dizi yeni, fiziksel değişimleri başlatacaktır; bu değişimlerden bazıları rahatsızlık verebilecekse de, bu sadece kısa bir dönem için olacaktır. Bu, bedeninizin ve enerjisel alanınızın duyarlılığını arttıracaktır, ve siz aynı zamanda, apaçık olanın ötesini görmeye başladığınızı da fark edeceksiniz. Biz “görmek” terimini kullandığımızda – Cauldre buna açıklık getirmemizi istemektedir- “görmek”, sezmek, algılamak anlamındadır. Bazıları öteyi gözleriyle görebilir. Diğerleri öteyi, tek çakralarından görebilir. Diğerleri sadece sezgisel bir bilişe sahip olabilir. Ama siz daha önce gördüğünüzün ötesini “görmeye” başlayacaksınız. Bu, gittikçe artan bir şekilde olmaya başlayacaktır. Ve tekrarlıyoruz, bedeninizin duyarlılığı bir süreliğine artarsa şaşırmayın, çünkü bedeniniz sadece yeni enerjiye alışmaya çalışmaktadır. Bunların hepsi, sizin içinden geçtiğiniz süreçler ve değişimlerdir.

Ders Sekiz – Gülün Meyvesini Al. Bu basit bir derstir. Kapınıza gelmiş olan insanların önünde oturacağınız bir gün gelecektir. Bu dersi onlara açıklayacağınız bir gün gelecektir. Ve bu ders onlara o kadar basitmiş gibi görünecektir ki. Ama anlamayacaklardır. Sizin neden söz ettiğinize şaşacaklardır. Bütün bu güller ve meyveler ve dikenler ve tutkulardan oluşan ve anlamadıkları bu mecazlara şaşacaklardır. Sizin yüzünüzde kocaman bir gülümseme olacaktır, çünkü siz de “anlamadığınız” bir alanda oturmuş ve sonra bu yeni tutkunun varlığınıza girmesini deneyimlemiş olacaksınızdır.

Sevgili dostlar, bu zamanı ve alanı sizinle paylaşmak bir onurdur. Bu gece size çok basit ama çok güçlü bir ders vermekteyiz. Bu, yaratıcı olmanızı sağlayacak anahtar derslerden biri olacaktır. Tanrısal tutkunuz olmadan, sınırsız darbelerle birleştirilmiş tanrısal tutkunuz olmadan, üzerinden geçeceğimiz diğer derslerle birleştirilmiş tanrısal tutkunuz olmadan, yeni enerjide nasıl yaratabilirsiniz ki? Dersler, sizin gerçekten yeni enerjideki yaratılışı anlamanızı sağlayacaktır. Bu dersler, sonuç olarak, yeni enerjiye giren diğer kişilerin öğretmeni olmanızı sağlayacaktır.

Sizin bu zamanda çok değişimlerden, çok birçok değişimden geçtiğinizi bilmekteyiz. Bunun sadece işlemin, sürecin bir parçası olduğunu anlayın ve siz bu süreçten geçerken, bizim taraftan çok, birçok varlığın sizinle çalıştığını anlayın. Ama sonuç olarak, bu size kalmış bir şeydir.

Gerçekleştirdiğiniz herşey için sizi derinden sevmekteyiz. Bu gece, ikinci çembere katılanlar –şu anda yaşamınızda bulunan ve geçmişte de yaşamlarınızda bulunmuş olan varlıklar- gerçekleştirdiğiniz şey için size teşekkür etmektedir. Onlar, öğretmen olduğunuzda size gelecek ilk kişilerin arasında olacaktır. Sizi candan sevmektedirler. Sevgili dostlar, asla yalnız değilsiniz.

Ve öyledir!


--0-- Sorular bölümünden önce buradaki tebliğin yeniden derlenmesi

TOBIAS: Ve öyledir sevgili dostlar, sorularınızı yanıtlamak için bu zamanda gelmekteyiz. Bu, sizinle bire-bir konuştuğumuz bir zamandır. Bu, çok ama çok keyfini çıkarttığımız bir zamandır. Bu, sizinle daha rahat bir etkileşimde bulunduğumuz bir zamandır.

Birkaç dakikalığına bu gecenin mesajı hakkında (bkz. “Gülün Meyvesini Al – 10 Mart 2001) konuşmak istiyoruz, onu biraz daha açıklamak ve anlamanızı sağlamak amacıyla. Söylediğimiz gibi, bu sizin için ve bir gün öğreteceğiniz kişiler için anlaması en önemli olan, en karmaşık (kompleks) ve zor derslerden biri olacaktır. Anımsarsanız eğer, yeni eve ilk girdiğinizde, bu yeni yerde sadece tek bir şey vardı. Burada geçmişten getirilen sadece tek bir şey vardı, yeni evinizin gerisi boştu. Geçmişten buraya getirilen tek şey, kristal bir güldü. Gül bir meyveyi barındırmaktadır, ve o meyve “tutku”dur.


Prens Jack krallığı terk ettiğinde, tutkuya sahipti. Krallıkta bulunduğu tüm günlerde tutkuya sahipti. Bu onu ateşleyen şeydi. Bu onu ilerleten şeydi. Bu, onun yeni yerlere yolculuk yapmasına neden olan şeydi. Jack Ateş Duvarından geçtiğinde birçok parçalara ayrıldı, ama yine de tutku her bir parçasında hala mevcuttu.

Jack Ateş Duvarının öbür yanında gözlerini açtığında, tutku hala içindeydi. Tutku, öncekine göre çok daha derin ve çok daha parlaktı. Gözlerini açıp da karşıtını gördüğünde ve savaşlar başladığında, bunlar tutkunun, dualitenin her iki yanında da ortaya çıkmasından meydana geldi. Tutku, dans gibiydi. Tutku, ilerlemeye devam etmenin nedeniydi.

Tutku, sevginin ifadesidir.

Ruh tutkuyla doludur.

Ruh tutkuDUR.

Ruh sevginin ifadesidir.

Sevgi, bir sükunet ve sessizlik, dinginlik ve huzur alanında oturur.

Sevgi, herşeyin olduğu gibi kabulüdür ve Benliğin olduğu gibi kabulüdür. Tutku sevgiye katıldığında, bir ifade başlar, bir arayış başlar, bir yolculuk başlar.

Jack’in ve sizin sahip olduğunuz şey buydu. Krallıkta, kral ve kraliçenin tahtının üzerinde sevgi ögesi oturur, ama onlar sakin ve sessizdir. Onlar kendi içlerinde bütündür, tamamdır. Tutku, sevgiye ayak katar (ayak olur).

Dünya denen bu yere geldiğinizde, birçok yeni durumu kabul ettiniz. Kim olduğunuzu ve nereden geldiğinizi unutmayı kabul ettiniz. Sizi bu yere getiren yolculuğu unutmayı kabul ettiniz. Bildiğiniz enerjisel beden yerine, biyolojik bir beden edinmeyi kabul ettiniz. Ve, krallıktan beri beraberinizde taşıdığınız bu spiritüel tutkunun enerjisini geride bırakmayı kabul ettiniz.

Önceki dersleri okumamış olanlara, bunları atlayıp da ilerlemek isterseniz, bu şeyleri anlamayacağınızı anımsatmak isteriz. Geri gidip, en başından okumak önemlidir, çünkü biz burada bir kavramdan ötekinin üzerine kurmaktayız.

Dünyaya geldiğinizde sizi terk eden spiritüel tutku geri gelmektedir. O sizin için hazırdır ve Sekizinci Dersle birlikte onu yeniden almak, kabul etmek zamanıdır. O yeni evinizdeydi – siz onu sadece gözünüzden kaçırdınız. Siz onu sadece gözünüzden kaçırdınız. Onu içinize geri aldığınızda, yeni enerjide size yeni bir yakıt, yeni bir bütünlük ve sevginin yeni bir ifadesini sunacaktır.

Catherine’nin (bkz. Ders Sekiz – Catherine’nin öyküsü) ve sizin kendinizi boş, depresif ve ağır bir duygusallık içinde hissetmeniz, şaşılacak bir şey değildir. Dünya üzerindeki zamanlarınız boyunca oluşturduğunuz insanca tutkularınız – sizin ego dediğiniz şey- gitmektedir. O, kendine has ölümüyle gitmektedir. O yavaş yavaş gözden kaybolmaktadır.

Geçmişte ilgilendiğiniz şeylerle, artık ilgilenmemektesiniz. Sizin için daha önce önemli olan şeyler, artık önemini yitirmiştir. Bu ilginin sizi terk etmesi, sizde bir şeylerin eksik ya da yanlış olduğu anlamına gelmemektedir! Bunun anlamı, bu eski, yaşlı insan egosunun şimdi geçiş yapmaya hazır olduğudur. Onun yaşamınızı kontrol etmesiyle ilgili endişelenmeniz gerekmemektedir! Ego, “kötü” bir şey olarak tanıtılmıştır. Oysa değildir.

Ego, Dünya üzerindeki tüm yaşamlarınızda önemli bir öge olmuştur. O bugüne kadar Dünya enerjisinin temelini oluşturmuştur. Siz bıraktıkça, o da bırakmaktadır! O bırakmaktadır! O, kendine ait bir yaşamı ve kontrolü olan bir canavar değildir. Eski enerjideki psikologlar, egonun tüm gücü elinde tuttuğuna, sizi kontrol ve manipüle edebildiğine inanmışlardı. Biz yeni enerjide bunun mümkün olmadığını, gerçek olmadığını söylemek için buradayız.

Siz yeni enerjide olmak için bir vaatte bulundunuz ve bunu yaptığınız için, egonuz, ruhunuz ve insanlığınız, kenara çekilmeye hazırdır. Onun için son zamanlarda içsel düzeylerinizde derin değişimler hissetmekteydiniz. Sizinle birleşmek için gelen şey, Dünyaya gelmeden önce sahip olduğunuz tutkudur. Bu sizin spiritüel tutkunuzdur.

Dünyaya gelmeden önce bulunduğunuz yerde, bu spiritüel tutkunun size geri geleceği bilinmekteydi. O, uygun zamanda, bilgeliğe sahip olduğunuzda, araçlara ve anlayışa sahip olduğunuzda size geri gelecekti. O şimdi size geri gelmeye hazırdır! Bazı kişilere bu tutku şaşırtıcı miktarda bir enerji olarak – neredeyse bir sarsıntı gibi geri gelecektir. Çoğu kişi için bu, yavaş, ama güzel bir açılım işlemi olacaktır. Gül, gerçekten de bir açılım işlemidir. Onun güzelliği, çok daha büyük bir şeyin ortaya çıkışını açmaktadır.

Bu tutku size uygun olarak geri gelecektir. Sonra da, sevgili dostlar, artık pozitif, negatif ve nötr gibi eski seçeneklerinizle karşılaşmayacaksınız. Yanıtlarınız için her zaman sınırlı seçeneklere sahip olmuştunuz. Siz her zaman sola mı, sağa mı ya da ortaya mı gitmeli kararını vermekle karşılaştınız. Bu değişecektir. Bu bir süre içinde değişecektir, ama değişmeye şimdi başlayacaktır.

Sağ, sol ya da orta yerine; pozitif, negatif ya da nötr yerine; ışık, karanlık ya da nötr yerine, yeni bir biliş olacaktır. Bu, bizim TÜM dediğimiz yeni yanıttır. Çözüm, sizin şimdiye dek hiç bakmadığınız bir yerden gelecektir. Aynı, gülün hep orada olması, ama sizin onu görmemiş olmanız gibi. Bu biliş yeni bir yerden gelecektir.

Yeni yeri hemen göremezseniz paniklemeyin, ya da korkmayın. İçsel odanızda oturun, dingin bir yerde oturun. İsterseniz, gülü içsel odanıza beraberinizde götürün. Onun güzelliğini takdir edin. Gül bir anlamda sizin ruhunuzdur, spiritüel ruhunuz, dünya üzerindeki günlerinizde hiç bilmediğiniz ruhunuz.

Bu çok güçlü ve belki de aklınızı karıştıracak bir derstir. Bunu anlaması biraz zaman ve sabır isteyecektir. Bu çok, çok güçlüdür ve biz – bu gece ikinci çemberde bulunanlar- sizin bununla çalışmaya başlamanız konusunda heyecanlıyız. Bu sizin için bir dizi çok güzel ve sevinç dolu değişimleri başlatacaktır.

SORU: Tobias, ben yeni evime ilk girdiğimde, harikulade parçalar vardı. Duvarlarda, ancak en deli rüyalarımda görmeyi isteyeceğim görüntüler vardı. Orada aile ve arkadaşlarla paylaşılan, dingin, ahenkli, sonsuz ve koşulsuz sevgi dolu bir yaşam vardı. Mutfakta, altın paralarla dolu kazanların durduğu raflar vardı ve tezgahın üzerinde de parayla dolu birçok cüzdan ve çanta vardı. Ama fiziksel yaşamımda ben arkadaşların bağışları ile yaşamakta, yaşantımı bir partnerle paylaşmamakta, bir işi ya da gelir sağlayacak kaynağı kendime çekememekte, yetersiz şartlarda ve adıma bir dolardan az bir parayla yaşamaktayım. Realiteler arasındaki bu büyük farkı dengelemeye insan nasıl başlar ya da dengelemeyi ümit eder ve herşeyin bana uygun olarak getirileceğine insan nasıl güvenir?

TOBIAS:
Bu, bu gece için uygun bir sorudur. Eksik olan ögelerden biri de, bu gece üzerinde konuştuğumuz tutkudur. Yeni evinde seni bekleyen bolluğun, bu tutkunun yeni yakıtına ihtiyacı vardır. Sen bu tutkuyu alıp kabul ettiğin zaman, o yeni evinde bulunan herşeyi tutuşturacaktır. Bu sözünü ettiğin şeyler gerçekten yaşamına girmeyi beklemektedir. Seni uyarıyoruz, ve diğer herkesi de uyarıyoruz, bu zihinsel bir işlem değildir! Bu zihinsel bir işlem değildir. Bu, eski enerji insan zihniyle tasarlanamaz; (bunu yapmaya kalkarsanız), gülün dikenini kesinlikle hissedersiniz!

Sadece meyveyi alın. Sizin olan, krallıktan gelen ve doğuştan sahip olduğunuz bir hak olan bu tutkuyu alın, kabul edin. O, sadece evinizde değil, ama evinizden dualite dünyanıza çıktığınızda da tüm bu bolluğu tezahür ettirmeye başlayacak enerjiyi, ışığı ve yakıtı sağlayacaktır. Bu bu kadar basittir. Bu kadar basittir.

Sen sevgili dost, boşluktan bolluğa gitmeyi deneyimlemek için çizginin en kenarına kadar geldin. Bu, senin diğerlerine öğreteceğin şeylerden biri olacaktır. Sen bir yaratıcı olarak, tutku ögesiyle birlikte herşeyi yaşamına nasıl getirebildiğini öğreteceksin! Sen aynı zamanda diğer insanlara, herşeyin her zaman, onların düşündüğü gibi olmadığına da rehberlik edeceksin. Bu noktada beklentilerin olmasın. Beklentilerin olmasın. Sadece tanrısal bir bilişe sahip ol. Sana bu sorun için teşekkür etmekteyiz!

SORU: Tobias, bize biraz daha tanrısal tutku hakkında konuşabilir misin. Bu belli bir şey için hissedilen bir tutku mudur? Nereden gelmektedir?

TOBIAS: Bu tutku sizin esasınızdan, Tanrı’nın krallığından gelmektedir. Bu sizin doğuştan sahip olduğunuz hakkınızdır. Dünyaya gelene kadar size eşlik etmiştir. Tanrısal tutku burada tanımlamaya çalışmayacağımız bir şeydir, çünkü, bunu sana göz kırparak söylüyoruz, insanların sözlerimizi fazla irdelemek eğilimine sahip olduğunu bilmekteyiz. Onun için de bu gece burada çok basit bir mecaz kullandık; gülün meyvesiyle ilgili. Her ne kadar Cauldre bu geceki kanallık sırasında kendimizi yeterince açık ifade etmediğimizi düşünmekteyse de, biz fazla irdelemenizi engellemek amacıyla sözlerimizi çok dikkatli kullandık. Biz size bir işlem vermedik, biz size yapılacak bir şey vermedik. Biz sadece, bunu alın, kabul edin ve deneyim sizin olacaktır dedik.

Soruna yanıtımız şudur, senin Tanrısal Tutkunla, kendine has ve bireysel bir deneyimin olacaktır. Sana, bunu zihinselleştirmemeni, sadece deneyimlemeni önermekteyiz.

SORU: Tobias (gülün) meyvesi nedir? Ve tekrarlarmısın, onu nasıl fark edeceğiz, nasıl bir parçası olacağız? Teşekkür ederim.

TOBIAS: Bir önceki soruya verilen yanıt, senin sorunun da yanıtıdır! Biz burada bir an durup, hepinizle birlikte güleceğiz! Gülebildiğiniz için çok mutluyuz.

İnsanların bir eğilimi vardır……eski enerjide, analiz etme, zihinselleştirme, inceleme ve düşünme eğilimi vardır. Bu insan egosunun bir özelliğidir. Tanrısal tutkunuzun –burada uygun sözcükleri bulmaya çalışmaktayız- insan egonuzdan tamamen farklı bir şey olduğunu göreceksiniz.

Tanrısal tutku, izin vermekten gelir. Olmaktan gelir. Bilmekten gelir. O, zihinden gelmez, yedi çakranın birinden gelmez. O sizin ruhunuzdan gelir, çünkü o gerçekte ruhunuzdur! O yaşamınıza girdikçe, her biriniz bireysel, size has bir deneyime sahip olacaksınız. Tanrısal tutku zorlanamaz ve kontrol edilemez. O sadece vardır.

Tanrısal tutku size hayal ürünü gibi görünecektir, ama bizim bakış açımızdan, onun tam burada bulunduğunu size söyleyebiliriz. O tam buradadır ve o sizin doğuştan sahip olduğunuz haktır. O sizin doğuştan sahip olduğunuz haktır! Bu meyvenin neye benzediğini, tadının nasıl olduğunu, ya da kaç kalorisi olduğunu bize ya da kendinize sormayın. Sevgili dostlar, zamanı geldiğini hissettiğinizde onu sadece alın, kabul edin. (Dinleyicilerden birinin zihninden geçirdiği bir soruyu yanıtlar) Ve evet, daha fazla fiziksel değişimlerden de geçeceğinizi bilin. Şeylerin hızla çevrenizde döndüğünü hissedeceksiniz. Buna karşılık, içinizde uzun zamandır hissetmediğiniz yeni bir sevinç ve neşe türü fark edeceksiniz. Tutku, sevgini ifadesidir.

SORU: Tobias, “kundalini” enerjisinin bu çalışmayla ilişkisi nedir?

TOBIAS: Yeni enerji tutkusu, bir anlamda kundalinidir. Tutku, içinizden yükselir. Tutku, kim olduğunuz titreşiminin yakıtı haline gelir. Tutku, biyolojinizin yenilenmesine yardımcı olur. Tutku, birlikte dans eden ve kundalininin doğasına benzeyen DNA sarmallarının içine girer. Yeni enerjinin kundalinisi, gülden gelen tutkudur.

Yorumlar

Popüler Yayınlar