Ders Dört İnayetle Yarat

Herşeyi olduğu gibi kabul etmek, kısa duvarın arkasında durmak ve eylem içindeki dualiteyi izlemek ve gözlemlemek için, çok kararlı olduğunuzu (görmekteyiz). Sonra, insan benliğinizi kabul etmek dersi gelmiştir. Kendi spiritüel benliğinizi oldukça kolay kabul edebildiğinizi bilmekteyiz. İnsan benliğini kabul etmek zordur. Ve sonra sevgili dostlar, daha da zor bir ders gelmiştir – tanrısal anınızda olmak, tanrısal benliğiniz olmak. Oh, biz tanrısal anında olmayı seçenlerin, niyetlerini yüksek sesle ifade edişlerini gördük. Önemli olan –kısacık bir an da olsa – dünün kaygıları olmadan tanrısallıkta bulunmanın nasıl bir şey olduğunu hissetmenizdir. Çünkü bildiğiniz gibi, dün geçmişte kalmıştır. Geçmiş yaşamlarınız olarak bildiğiniz bütün kişilikler, bütün veçheler gitmiştir. Şu anda geçmişte olmak, hiç bir amaca hizmet etmemektedir. Sizin bildiğiniz şekliyle Yaşam Kitabı sonlanmıştır. Son bölüm sizin tarafınızdan yazılmış ve kendi ellerinizle imzalanmıştır. Ve yeni günlerinize giden tüm sayfalar şimdi açık ve yaratacağınız şeylerle doldurulmak üzere hazırdır.

Biz sizinle, yaratıcı nasıl olunur, yeni enerjinin gerçek yaratıcısı nasıl olunur, bunu konuşmak, tartışmak ve birlikte çalışmak için buradayız. Gerideki esas (orjinal) çemberde olduğunuz yaratıcılar gibi değil. Hayır, siz yeni yaratıcılarsınız. Bu sadece sizin yaşamınızla ilgili değildir. Bu, sizden sonra, sizi izleyen herkesle ilgilidir. Tanrısal anda olmak, belki de buraya kadar olan derslerin içinde en zor olanıdır. Ve Cauldre’nın(Medyumun) bize söylediğine göre, bazen dualite oyununu oynamak eğlencelidir. Tanrısal andan bazen çıkmak, eğlencelidir. İkisi arasında oynamak, eğlencelidir.

--0-- Yaratım

Sevgili dostlar, çok uzun bir zaman önce, ama sandığınız kadar da uzun değil, siz ilk çemberde, esas yaratılışta bulunmaktaydınız. Siz, yaratan birer ilahi irade yasasıydınız. Burada bunu betimlemesi biraz zordur, ama esas yaratılışta dualite ögeleri yoktu. Siz bir birlikle yaratmaktaydınız. Bütünüyle yeni boyutlar yaratmaktaydınız. Siz derinlik ve genişlik ve aradaki tüm şeyleri yaratmaktaydınız. Siz, Ebedi Varlığın enerjisiyle nasıl yaratılacağını bilen, en yüksek öncülerdiniz. Siz bununla eğlendiniz, oynadınız ve bunu dolu dolu deneyimlediniz. Ve Tanrı, sizin Tanrı’nın yaratılışı içinde oynamanızı izlemeyi sevmekteydi. Siz esas çemberde oynarken Tanrı gülmekteydi. Siz Ruh’a çok sevinç verdiniz. Çok yaratıcıydınız. Siz hep yaratmaya devam ettiniz ve bu yarattıklarınızla da yeni düzeylere gittiniz.

Burada anlaması ne kadar zor olursa olsun sevgili dostlar, siz öyle bir ifade, öyle bir tutku -hala içinizde olan bir tutku – ve ustalıkla yarattınızki, gerçekten yaratılışın sınırlarına vardınız. Bunu anlamanın zor olduğunu bilmekteyiz ve belki de (sözünü ettiğimiz bu şeyler) şimdiye kadar size öğretilenlere meydan okumaktadır.

Yaratılışın sınırına vardığınızda dostlarım, ne sizin, ne de Ruh’un daha önce deneyimlemediği bir şey meydana gelmiştir. Bu, birlikten dualiteye geçişti. Siz bunun kenarındaydınız. O zamanlar insan bedeninde değildiniz. Sizin ışık bedeni diyeceğiniz bir bedendeydiniz. Ama değişimler hissetmeye başladınız. Siz alışagelmedik bir şeyi ve çok rahatsızlık veren bir şeyi hissetmeye başladınız.

Ve bu dualiteydi. Siz ilk çemberin kenarında yaratmaya ve deneyimlemeye devam ettiniz. Ve sevgili dostlar, bu çok meydan okuyucu ve zor bir zamandı. Ruh’tan ayrı olduğunuzu hissettiğiniz ilk zaman budur. Artık tek bir uyumun olmadığını, karşıt dualitenin olduğunu ilk hissettiğiniz zaman budur. Bunların hepsi, sizin seçtiğiniz deneyimin bir parçasıydı. Burada bir yanlışlık yoktu. Burada yaptığınız şeylerde bir yanlışlık yoktu.

Güvensizlik gibi şeyler deneyimlemeye başladınız. Kızgınlık ve nefret gibi şeyler deneyimlemeye başladınız. Bunların hiçbiri size doğru ya da uygun gibi gelmemiştir, çünkü siz bunları önceden hiç bilmemekteydiniz. Değişmekteydiniz. Dönüşmekteydiniz. Siz, kelebek olmak üzere kozadan geçen ünlü tırtıldınız. Siz ilk çemberi terk etmekte ve bir yerine ikiyi (dualite) deneyimlemekteydiniz.

Ruhunuzun şimdiye kadar içinden geçtiği en travmatik ve zor şeylerden bazılarını deneyimlediği yer, ilk çemberin kenarındaki bu bölgedir. Eğer cehennemin neye benzediği hakkında bir anlayış varsa, cehennem orasıydı. Eğer gerçek savaş ve dövüş varsa, bu oradaydı, ve bu sizi çok derinden acıtmıştır. Bu, orada bulunan sizin ve diğerlerinin daha önce hiç hissetmediği ya da deneyimlemediği bir şeydir. Uyumsuzluk vardı, ve bir yere kadar da enerji yıkımı vardı.

Ama dostlar, bunların hiç birinin bir yanlışlık olmadığını anlayın. Sizin keşfedenler olacağınıza dair, yaratılışın daha önce hiç keşfedilmemiş yerlerine gideceğinize dair, Ruh’la yapılan bir anlaşma vardı. Siz yeni bir şey öğrenecektiniz, ve hiç biriniz, ne siz, ne de Ruh, ne de her hangi birimiz, bunun ne olacağını bilmemekteydik. Şimdi ona dualite denmektedir. Bunun arkasında o kadar çok enerji, o kadar çok odaklanma, Tüm Olan’ın kenarındaki bu deneyimde o kadar yoğunluk vardı ki, bu sizi ikinci yaratılışa, ikinci çember denilen yeni yere tam anlamıyla fırlatıp atmıştır. Burada, Dünya’da olabilmek, sizi tırtıllıktan kozaya geçirmiştir.

Şimdi, ilerdeki oturumlarda konuşacağımız ve sizin şaşacağınız fizik (kuralları) söz konusudur burada. Ama sevgili dostlar, siz Dünya’ya gelmeden önce, ikinci çemberi yaratmadan önce, çok zor bir deneyimden geçtiniz. Buraya, Dünya’ya geldiniz ve bir yaşamdan ötekine gelmeye başladınız.

Size daha önce de söylemiştik, bu karma fikrini biz pek sevmemekteyiz. Bu sözü kullanmayı pek sevmemekteyiz. Çünkü karma değildi. Karma değildir. Nedir peki sevgili dostlar? İlk çemberin kenarında deneyimlediğiniz her olay ve deneyim için, Dünya üzerinde anlamaya çalıştığınız, açıklamaya ve şekillendirmeye ve başa çıkmaya çalıştığınız, paralel bir deneyime sahip olmaktasınız.

Ayrılık: Dünya’ya gelmeden önce, yaratılışın kenarında meydana gelmiş olan şeyleri anlamanızı sağlamak amacıyla, ayrılıkla ilgili deneyimlere sahipsiniz.

Acı: İlk yaratılışı terk etmeden önceki o yerde, o bölümde meydana gelmiş şeyleri anlamanızı ve açıklamanızı sağlayacak, acıyla ilgili deneyimleri burada, Dünya’da bulmaktasınız.

Dengesizlik: Yaratılışın kenarında meydana gelmiş şeyleri anlamanızı sağlayacak deneyimleri, insan olarak, diğer insanlarla deneyimlediğiniz şeylerde, örneğin duygularınızdaki dengesizlikte bulmaktasınız.

Size ne söylediğimizi anlamakta mısınız? Burada, Dünya’da yanlış yaptığınız hiç bir şey yoktur! Uzun zaman önce, gerçi çok da uzun değil ama, meydana gelmiş bazı şeyleri anlamanızı sağlayacak, ve Ruh’un anlamasını sağlayacak deneyimleri seçmiştiniz. Siz Dünya’yı ve dualite ögelerini, dualitenin fizik kurallarını kullanmaktasınız. Siz madde ve kütleyi, anlamanıza ve Ruh’un anlamasına yardımcı olması için kullanmaktasınız. İlk çemberin kenarında deneyimlediğiniz şeyleri yeniden yaşamanızı sağlayan, anlamanızı sağlayan fiziksel bedenler kullanmaktasınız. Dünya üzerindeki deneyimleriniz, esas Yaratılıştaki deneyimlerinizle ilişkilidir. Siz şimdi bunları, daha derin bir anlayış ve açıklama için dualite ve madde içinde sahnelemektesiniz. Bu karmayla ilgili değildir, bu daha çok, başka bir zamanda, başka bir yerde meydana gelmiş birşeyin yeniden sahnelenmesiyle ilgilidir.

--0-- Taylorun öyküsü

Taylor adında bir melek vardı. O Dünya’da çok, birçok kez yürümüştür. Taylor bir yaşamında, hırslı bir krallığın, hırslı bir ülkenin, hırslı bir savaşçısıydı. Beklentiler umurunda değildi. O sadece bir savaşçı olmak istiyordu. Kan ve savaş deneyimlemek istiyordu. Dualite ve öfke deneyimlemek istiyordu. O bu deneyimleri ruhuna getirdi, ve bu deneyimler orada uzun, çok uzun bir zaman kaldı.

Ve bir sonraki yaşamında Taylor, çocuklarına ve kocasına karşı çok iyi davranmayan bir anneydi. Başka erkeklerle olan birlikteliğin tadını çıkartıyordu. Ailesinden uzak olmanın tadını çıkartıyordu. Bunun için kendini suçlu hissediyordu ve bu ona ağır geliyordu. Ama yine de bunu yapmaya devam etti ve bunu yapması, çocuklarının çok acı ve zorluk çekmesine neden oldu, ve kocasının da, gitmek için, intihar etmesine neden oldu. Bu olay, Taylor’un ruhu tarafından, onun yaşam kitabına konmak üzere, hep anımsandı ve taşındı.

Bir başka yaşamda Taylor, sağlığa zararlı koşullarda az ücretle işçi çalıştıran bir iş adamıydı. Taylor, genç insanlardan ve fakir insanlardan, onları ucuza çalıştırarak çıkar sağlamaktaydı. Ama bu insanlar Taylor’ın umurunda değildi, sadece cüzdanı ve zenginliği umurundaydı. Taylor bu zenginliği başkalarıyla paylaşmadı. Hiçbir bağışta bulunmadı, sadece kendine sakladı ve zenginliğini arttırarak, ölümsüzlüğüne bir anıt dikmek istedi. Ve bu, ruhuna ve varlığına ağır geldi, ama o aldırış etmedi ve devam etti.

Bu yaşamda Taylor, ona kötü davranan bir ana-babanın çocuğu oldu. Gençliğinin erken yıllarında alkolik oldu. Olmaya da devam etti, titreşimini öyle düzeylere düşürdüki, bunu anlamak bize bile zor gelmektedir. İçti ve karanlığa girdi. Titreşimleri düşmüştü ve sevginin ne olduğunu unutmuştu. Pek mutlu bir yaşamı yoktu. Ana-babasını suçluyordu. Birlikte çalıştığı diğer insanları suçluyordu. İçmesi, sağlık sorunları doğurmuştu. Bu da içinde daha fazla acı yaratmıştı.

Taylor şimdi Kırmızı Çemberde ve artık içmemektedir, çünkü yolunun üzerinde ona esin veren bir kitap okumuştu. Biraz buna benzer toplantılarda bulunmuştu. Ona yardım eli uzatan başka insanlar oldu. Onu kucaklayan ve ona sevildiğini söyleyen başka insanlar oldu. Varlığının içindeki tüm suçluluk duygularının bırakılmasına, salıverilmesine gerek olduğunu anlaması için, ona zaman ayıran insanlar oldu.

--0- Öykünün açılımı


Şimdi bakın, her birinizin anlamasına yardımcı olmak amacıyla bugün size Taylor’ın öyküsünü anlatmaktayız. Bu gerçek bir öyküdür. Yaşamınızda ve karşılaştığınız her insanın yaşamında, gözlerinizde ve herkesin gözünde göreceğiniz çok önemli bir şeyi anlamanızı sağlamak için anlatmaktayız bunu. Bakın, Taylor bu zor yaşamları seçmiştir. O bunları uzun bir zaman önce seçmiştir. Ruh’un, en aşağı düzeylere inecek birisine ihtiyacı olduğunu bilmekteydi.

Birisinin, dualitenin bu büyük havuzunu keşfetmek için en alt ve en derin yerlerine atlaması gerekmekteydi. Oh, “Ben ışıkla doluyum ve batmam. Ve ben güneş ışığını toplarım, onun için de özelim” diyen birisi olmak kolaydır. Meydan okuyucu yolu seçmek zordur, sevgili dostlar. Siz alkolik olmayı, karabasanların içinde en kötü karabasanı yaşamayı ve en meydan okuyucu şeylere sahip olmayı kabul ettiğinizde, derine atladınız.

Ve siz bunun sadece karma olduğunu sandınız. Siz borcu kendinize ödediğinizi sandınız. Sevgili dostlar, borcu kendinize ödemek, kulağa bile mantıklı gelmemektedir. Siz ve aile olan, alan üyesi olan diğer Taylorlar, her birimiz tarafından derinden sevilen sizler…..karanlıkla ışığın derinliklerini keşfetmek amacıyla, yaşamlarınızda zor deneyimler seçtiniz. Bu şeyleri yapmakla çok hizmetlerde bulundunuz. İlk çemberin kenarındaki enerjisel deneyimleri yeniden sahnelemekle, Ruh’un yeni bir şeyi gerçekten anlamasını sağladınız.

Bunun birçok soruyu beraberinde getireceğini bilmekteyiz, örneğin “Bir başkasını öldürmek doğru mudur, çünkü ben gerçekte Ruh’a yardım etmekteyim?” gibi teorik soruları. Sevgili dostlar, bu grupta olanlar ve bunu okumakta olanlar, bu noktada böyle bir şeyi yapmak eğiliminde, hiç olmayacaktır. Geçmişte bunu yeteri kadar gerçekleştirdiniz. Yaptığınız şeyler için kendinizi onurlandırın. Seçtiğiniz zor yol için kendinizi onurlandırın. Ve özellikle de, bir başkasının gözlerine baktığınızda ve şimdi kendi gözlerinizde görmekte olduğunuz ışığı belki göremediğinizde, onların hala dualite denen bu büyük şeyin keşfedilmesine yardımcı olduğunu anımsayın. Dualitenin iki tarafı vardır, bir ışık, bir karanlık, bir pozitif ve bir de negatif. Birisinin, her iki tarafın da derinliklerini keşfetmesi gerekmektedir.

Şu anda çocuğunu ve onların geçtiği zorlukları düşünen (sana söylemekteyiz) : onların gerçekte neler yapmakta olduğunu anla. Anlayabildiğin zaman, hissedeceğin şey merhamettir. Sevgili dostlar, burada, Dünya’da deneyimlediğiniz şeyler, yaratılışın kenarında deneyimlediğiniz şeylerin açıklanmasını ve anlaşılmasını sağlamaktadır. Ve siz bunu çok iyi başardınız.

Daha önce de değindiğimiz gibi, şimdilerde gördüğünüz rüyaların çoğu, yaşamınızda olan terörün ve karabasanların çoğu, bu yaşamla ilişkili değildir. Bunlar diğer yaşamlarla bile ilişkili değildir. Bu terörün nereden geldiğine şaşmakta mısınız? Sevgili dostlar, şimdi size gelmekte olan deneyimlerin çoğu, ilk çemberi terk etmeden önce yaşadıklarınızla ilişkilidir. Bizim ikinci yaratılış olarak adlandırdığımız şeyin dokumasını yaratmak için, siz bunları –rüyalarınızda- başka bir şekilde deneyimlemektesiniz. Bu sizin evreninizdir, sizin Dünya’nızdır, Tüm Olan’ın bir uzantısıdır.

Şimdi, yolunda ilerlerken Taylor içmeyi bıraktı, ve Taylor, kendi içinde bir tanrısallık olduğunu öğrendi, ama bunun büyük bir bölümü psikolojikti. Bunu yüreğinde pek iyi anlamadı, çünkü hala suçluluk duymaktaydı. İlk çemberi terk ettiği için hala suçluluk duyduğunu biliyor muydunuz? Sonra da, zorlukları olan bunca yaşamı ve bunca deneyimi seçtiği için suçluluk duydu. Ama kelebek, kozadan çıkmaya başladıkça, yeni bir bilgeliğe sahip olmaya başladı.

Taylor’ın yaşamında hala sorunlar vardı. Hala meydan okumalar vardı. Ve o, Kırmızı Çember materyellerinden çok şey okudu. Herşeyi nasıl kabul edeceğini anlamaya başlıyordu. Ona çok zor gelmesine rağmen, insan benliğini nasıl kabul edeceğini anlamaya başlıyordu. Kendi insan tarafının, utanılacak bir şey olduğunu düşünüyordu. İnsan tarafının tanrısal olduğunu, insan tarafının evrene ne kadar çok şey verdiğini daha anlamıyordu. Zor olmasına rağmen, az ve araları da açık olmasına rağmen, Taylor tanrısal anında durmaya başlıyordu. Tanrısallıkta bulunmak için, hergün bir dakikasını ayırmaya başladı. Ve o bunu çok seviyordu, bu an o kadar sıcak ve altın gibi hissediliyordu ki. Ama sonra suçluluk onu ele geçiriyordu. Bu tanrısal anı hak etmediğini hissediyordu ve tanrısal an yok oluyordu.

Ama Taylor, öğrenmek ve büyümek için niyet etti. Yaşamında para ve ilişkiler ve sağlık ve kendine güvenle ilgili meydan okumalar olmaya devam ediyordu. Bunlar çok zorluydu ve Ruh’a sövdüğü zamanlar vardı. Yaşamında pek de büyük bir fark yarattığını görmediği için, bu yeni enerji Dünya’sıyla ilgili şeyleri terk edeceğini söylediği zamanlar oldu. “Bunların hepsi sadece laf. Bunlar da, Dünya’daki diğer insanların sahip olduğu, diğer inançlardaki, diğer laflar gibi. Bunların hepsi sadece laf. Bunların hepsi sadece uzlaşma amaçlı.” Çok hayal kırıklığına uğradığı, sinirlendiği zamanlar vardı.

Yaşamının, çok derinden inanmak istediği bir noktasına gelmişti. Bir sonraki düzeye geçmek istiyor ama nasıl yapılacağını bilmiyordu. Ve kafası o kadar karıştı ki ve kendini o kadar kayıp ve altüst, ama herşeyden çok, o kadar ihanete uğramış hissetti ki, bir gece yere yığıldı ve hıçkırmaya başladı, ve “Daha ileriye gidemem. Ruh, ne yapacağımı bilmiyorum. Bana yol gösterilmesini istedim. Meleklerimi çağırdım. Rehberlerimi çağırdım ve ne yapacağımı bilmiyorum” dedi. Şimdi, Taylor, Ruh’un sizin yerinize bir şey yapamayacağını ve rehberlerin de gittiğini söyleyen sözleri pek iyi okumamıştı.

İçinde ortaya çıkmak isteyen, onunla konuşmak isteyen bir şey vardı, ama Taylor tanrısal anından çıktığında bu şey, bunları gerçekleştiremiyordu. Taylor bütün bunlar için endişelenirken, bu olamıyordu. Ama hıçkırarak yere yığıldığında bir şey oldu. Bir şey ortaya çıktı. Bu, dışardan değil, içerden gelen bir ses gibi bir şeydi. Bu ortaya çıktı ve onunla konuşmaya başladı, ve ona dedi ki,

“Ben inayetim. Ben, içinde var olan tanrısal inayetim. Ben herşeyi halledeceğim. Ben herşeyi dengeleyeceğim. Ben herşeyi çözümleyeceğim, ama ben senin içinden geliyorum ve benim adım inayettir.”

Varlığının içinden gelen bu tanrısal inayet enerjisini hissederek, uzun bir zaman yattığı yerde kaldı. Ve bir şekilde de bunun doğru olduğunu hissediyordu. Kendini ve sorunlarını her hangi bir varlığa, bilmediği ya da anlamadığı bir Tanrı görüntüsüne teslim etmemişti. Onları, varlığının içinden gelen inayete teslim etmişti. O günden sonra anlamaya başladı. İnayetin gücünü anlamaya başladı.

Ve bu gece sizinle konuşacağımız şey budur, içinizdeki inayet. Sevgili dostlar, kitaplarınızın ve diğer öğretmenlerin size söylediğinin tersine, inayetten düşmek diye bir şey olmadığını anlayın. Cennetten atılan bir Lüsifer hiç olmamıştır. Bunların hepsi birer mecazdır, benzetmedir. Siz, yaratılışın sınırlarını deneyimlediniz. Siz, daha önce hiç yapmadığınız bir şeyi deneyimlediniz.

Ve buna dualite denmiştir. Bu, sizi ikinci yaratılışa göndermiştir. Sizi, yaratılış sınırlarının ötesine gönderecek bir enerjiye gereksinim vardı. Bu dualite, bu anlaşmazlık, sizi şimdi bulunduğunuz yere, Dünya denilen ikinci yaratılışa fırlatacak enerjiyi yaratmıştır. Bu sanki, nereden geldiğinizi bile size unutturacak kadar büyük bir güçle patlayan roketlerin gücünü hissetmek gibi bir şeydi. Ama inayetten düşmek diye bir şey yoktu. Biz buna, birden ikiye atılmış bir adım, Ruh’a ve arkanızdan sizi izleyecek olan bizlere duyulan sevgi yüzünden atılmış bir adım olarak bakmaktayız.

--0-- "İnayet Fırını”

İnayet Fırını. Sevgili dostlar, bu bir simgedir, aynı zamanda da kendi inayet enerjinizin realitesidir. Her birinizden, başka insanları içermeyen, kişisel yaşamınızda sizi zorlayan bir durumu düşünmenizi rica etmekteyiz. Bu ister bollukla…ister genel bir korkuyla…ister bir sağlık sorunuyla….ister yalnızlık hissiyle ilgili olsun, bu kendinize ait bir durum olsun. Biz sizden burada bir dakikanızı ayırıp, son zamanlarda size meydan okuyan bir durumu, bu durumu simgeleyecek bir şeyi düşünmenizi istemekteyiz. Örneğin bu bir bolluk sorunuysa, bunun simgesi cüzdanınız ya da çek defteriniz olabilir. Bir sağlık sorunuysa, simgesi bir fotoğrafınız olabilir. Bu zor durumu simgeleyen bir sembol düşünün şimdi.

Ve evet, çoğunuz burada ne yapacağımızı bilmektesiniz bile. Sizden, büyük, güzel, cam kapılı bu inayet fırınına ve tabandan tavana olan bu mekanik şeye yaklaşmanızı istemekteyiz. Sizi zorlayan durumun simgesini bu fırının içine koymanızı istemekteyiz. Onu içine koyun – evet, ızgaranın üstüne.

Simgeyi onun içine koyduktan sonra, İnayet Fırınının kapağını kapatmanızı istemekteyiz. Hiç bir şey söylememenizi, hiç bir niyette bulunmamanızı, hiç bir sözcük sarfetmemenizi, buna hiç bir enerji yüklememenizi, hiç bir dua okumamanızı istemekteyiz. Şimdi yukarıya sola doğru bakmanızı rica etmekteyiz, ve orada bir düğme göreceksiniz, İnayet Fırınınızın tek düğmesini. Orada “BAŞLA” yazmaktadır. Başlama düğmesine şimdi basmanızı istemekteyiz.

Şimdi, bu sorun İnayet Fırınınızda pişmekteyken – bu sahip olduğunuz zor durum – biz size bu araçla ilgili birkaç şey söyleyeceğiz. Öncelikle, yaşamınızda bu inayet aracı ile çalışmaya başladığınızda, onu sadece kendiniz için kullanın. Onu sadece kendi kişisel durumlarınız için kullanın. Daha sonraları, ama yakında değil, onu başka insanların durumuyla da uygun bir şekilde kullanmayı öğreneceksiniz. Ama şimdilik, bu sadece sizin içindir. Bu, kendi yaşamınızda, kendinizle ilgili her hangi bir konu, ya da sorunla ilgilidir. Siz eğer çocuğunuzla ilgili endişelenmekteyseniz, on(ların)un enerjisini bu fırının içine koymak için bu, uygun zaman değildir. Bu sadece sizinle ilgilidir.

Ayrıca sizden, fırının içine bir seferde yalnız bir konuyu, bir zorlamayı, bir kavramı koymanızı istemekteyiz. Bazılarınızın herşeyi birden onun içine koymaya çalıştığını görmekteyiz! (kahkahalar) İnayet Fırınını kullanmayı öğrenirken, bir seferde yalnız bir konu. Ayrıca, sizden bu tek şeyi, İnayet Fırınında, 24 saatlik bir süre boyunca tutmanızı, sizin zamanınızla, 24 saat tutmanızı istemekteyiz. Ayrıca, bu sürenin sonunda, onu fırından çıkartacağınızı da anımsamanızı istemekteyiz! Bu konu piştiğinde…..sizin tanrısal inayetinizin enerjisine bırakıldıktan sonra, ancak ondan sonra bir başka şeyi içine koyabilirsiniz. Ama her seferinde sadece bir şeyi ve 24 saat bekleyin, ve sonra onu çıkartın.

Şimdi, bu kavram basit gibi gözükse de –belki de basmakalıp-, bunda çok büyük bir güç olduğunu söylemekteyiz, çünkü Dünya’nın Yeni Spiritüel Enerjisinin Sınıfı’ndaki Dördüncü Ders, “İnayetle Yarat”tır. Ders 4 – İnayetle Yarat. Bugün bu fırın simgesi, içinizden gelen tanrısal inayetle nasıl çalışacağınızın anlaşılmasına yardımcı olmak amacıyla verilmiştir. Bir konuyu İnayet Fırınına koyduğunuzda neler olacağını, deneyimleyeceksiniz.

Şimdi Taylor’e geri gelelim. O, İnayet Fırınına cüzdanını koydu, çünkü o ara mücadele ettiği bolluk sorununun simgesi buydu. Ve o cüzdanını, hiç bir beklentisi olmadan koydu. Hiç bir beklentisi olmadan, anlamakta mısınız sevgili dostlar? Oh, sizin dua etmeye ve büyülere (sihirlere) ve niyete ve beklentilere alışık olduğunuzu bilmekteyiz. Bunlar iyiydi, ve onlar sevgiyle doluydu ve sizi bu noktaya getirmiştir. Ama sevgili dostlar, biz şimdi yeni bir alana geçmekteyiz. İnayet Fırınında niyete gereksinim yoktur. O kendi başının çaresine bakmaktadır.

Taylor cüzdanını hiç bir beklentisi olmadan ve hiç bir şey istemeden, fırının içine koyduğunda ne olduğunu bilmekte misiniz? Onun İnayet Fırını, dualitenin derin uyumunun (ahenginin), yeni ve kutsanmış bir enerji yaratmasına izin vermiştir. Taylor’ın İnayet Fırını, onun mali durumuna denge getirmiştir. Taylor’ın İnayet Fırını, onun yaşamına bolluk enerjisini, uygun ve dengeli bir şekilde getirmiştir.

Şimdi, Taylor için, bunların tümünü zihninde yaratmaya çalışmak, zor olurdu. Bu, yemek yeyip de, bedenin onu nasıl işleyeceğini zihinsel olarak kontrol etmeye çalışmak gibi bir şey olurdu. Siz sadece yemeği yer ve oluşuma izin verirsiniz. Bu “hazımsal inayet”tir. Ve aynı şekilde, sevgili dostlar, İnayet Fırınınıza bir şey koyduğunuzda, o kendi başının çaresine bakar. Burada doğal bir denge vardır. Burada, yeni enerjinin içinde meydana gelen, doğal bir uygulama, tamamlanma vardır.

Taylor, İnayet Fırınına cüzdanını koyduktan ve bütün bir gece pişmesine izin verdikten bir hafta sonra, işini kaybetti. Hiç aklınıza gelir miydi!? (kendi kendine güler) Ve o, bazılarınızın da merak edeceği gibi, ne olduğunu merak etti, ama bir yandan da inayete güvenmekteydi. İşinin aslında bolluğuna engel olduğunu bilmekteydi. İşi onu bağlı ve sınırlı tutmaktaydı. İşi, artık ona uygun olmayan deneyimler sunmaktaydı ve sunduğu şeylerden biri de bolluk sınırlamasıydı. Böylece o cüzdanını inayet fırınına koyduğunda, işi de kesinlikle değişmiş oldu.

İşini kaybetmek, başlangıçta ona korku saldıysa da, Taylor, korkuyu da İnayet Fırınına koydu. O içinden geçmekte olduğu şeylerle ilgili korkusunun da inayet tarafından halledilmesine izin verdi. Bir yeni durumdan ötekine bunu yaptıkça, Taylor tanrısal inayetin, uygun dengeyi ve çözümü bulmasına izin verdi.

Sevgili dostlar, Taylor kendine güvenmeyi öğrendi. O sorunlarını bir meleğe ya da rehbere ya da Ruh’a yüklememekteydi. O, tamamlanmanın kendi içinde olmasına izin vermekteydi. Ve gerçekten bu Dördüncü, “İnayetle Yarat” Dersinde, siz de, şimdi içinizde var olan inayetin güzelliğini, akışını, dengesini ve sevgisini öğreneceksiniz. Siz şimdiye kadar tanrısal inayetinize güvenmediniz. Ama bu zamana kadar Dünya’nın enerjisi de, bu enerjiden gerçek olarak yararlanılmasına uygun değildi. Ama şimdi bu enerji sizindir.

Daha önce de söylemiştik, bu araçlarla çalışın… Biz size sadece kendi içgörülerimizi, kendi bilgeliğimizi sunabiliriz. Biz sadece size kendi grup bilincinizi geri yansıtabiliriz, ama çalışmayı sizin yapmanız gerekmektedir. Sizi zorlayan durumları alın ve İnayet Fırınınıza koyun. Ve evet, şu anda sorulmakta olan soruya yanıt olarak, eğer bir çözüm görmüyorsanız ve hala endişeleriniz varsa, bir durumu tekrar, tekrar fırına koyabilirsiniz. Eğer Taylor bolluk sorunuyla endişelenmeye devam etseydi, başka bir gün cüzdanını tekrar fırına koyabilirdi. Ama söylediğimiz gibi, bir günde, bir konu.

Ders 4, yeni enerjide uygulanacak yaratılışa temel olacak bu ders, “İnayetle Yarat”tır. Daha dinamik basamaklara geçmeden önce, sizin inayetle nasıl yaratılacağını anlamanız ve öğrenmeniz gerekmektedir. Bu İnayet Fırınını şimdilik sadece kendiniz için kullanmanızı yine anımsatmaktayız. Bunun gibi olacak gelecek toplantılarımızda, grup ya da aile durumlarını etkilemekle ilgili konuşacağız, ama şimdilik, bunu kendi varlığınızda kullanın. Bu, -ve siz bunu kullanmayı seçerseniz, doğru olduğunu göreceksiniz- çok, çok güçlü bir araçtır. Biz bunu burada fırın olarak, bir öyküyle, bir benzetmeyle sunmaktayız, ama bu araç, yaşamınıza denge ve çözüm getirmesi açısından pratik bir yoldur.

Ders 4: İnayetle Yarat. Şimdi sevgili dostlar, bugün bu dersle ilgili söylenecek daha fazla bir şey yoktur. Bu oldukça basittir. Yapmanız gereken tek şey, sahip olduğunuz aracı hemen kullanmaya başlamaktır. Bu çok güçlüdür.

Gelecek derslerde, bunların tümüyle nereye varacağız diye sormaktasınız. Biz sizinle, yeni enerjide gerçek yaratıcılar, kendi yaşamınızın yaratıcıları, yeni Dünya’nın yeni enerji örneklerinin gerçek yaratıcıları olmanız için çalışmaktayız. Bu sadece sizinle ilgili değildir. Bu, yeni enerji dokumasının, dokunuşunu yaratmakla ilgilidir. Gerçekleştirdiğiniz çalışmanın kendi, gelecek günlerde deneyimleyeceğiniz dersler, bunların tümü bu yeni dokumayı yaratmakla ilgilidir.

Şimdi, yaşamınıza giren zorlayıcı, meydan okuyucu bir şey olduğunda, “Ey Ruh, bunu şimdi neden karşıma çıkardın” demeyin. Bunu kendinize yine kendinizin çektiğini, ve yeni enerji Dünya’sının dokumasını yaratmak üzere, sevgi dolu bir ruhla bunu kendinize çektiğinizi anımsayın.

Sevgili dostlar, size olan sevgimiz ölçüsüzdür. Biz bu toplantılar kanalıyla, öncelikle Dünya’ya geliş nedeniniz hakkındaki anlayışları sunmaktayız. Biz size, Dünya’yı seçmenizin, bu mücadeleleri seçmenizin nedenlerini sunmaktayız. Ve biz size, bunların tümünün, Ruh’a iyilik ve hizmet amacıyla yapıldığı mesajını sunmaktayız. Yaptığınız ve uygunsuz ya da yanlış olan tek bir şey bile yoktur. Siz bu bilgeliği anlamaya başlayacaksınız. Siz benliğinizin derinliğinden verdiniz. Ve şimdi bir kez daha benliğinizden verdiniz. Siz Yuva’ya dönmemeyi seçtiniz. Onun yerine, bu yeni enerjinin öncüleri olmayı seçtiniz. Onun için sizi derinden sevmekteyiz, ve onun için hiç bir zaman yalnız değilsiniz.

Ve öyledir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar