Ders Dokuz Kapına Gelen Şeyle Dans Et

--0-- Kanallık hakkında bilgi

Size daha önce de söylediğimiz gibi, burada oturup da Tobias ya da Kırmızı Meclisten olan varlıklara kanallık yapan Cauldre (Geoffrey Hoppe) değildir. Cauldre kanalıyla Tobias size kanallık etmektedir. Biz size sizin kanallığınızı yapmaktayız! Biz sizin deneyimlerinizi ve enerjilerinizi ve düşüncelerinizi ve rüyalarınızı, hayallerinizi alıp, bunları size geri getirmekteyiz. Böyle birlikte olduğumuz zamanlarda, size tamamen yeni olan çok az şey söyleyeceğiz. Söylediklerimiz, varlığınızın içinde sizinle titreşmelidir, çünkü biz gerçekten size kanallık etmekteyiz. Biz bütün bildiklerinizi ve bütün öğrendiklerinizi alıp, bunları sadece farklı bir bakış açısından sunmaktayız. Size kanallık eden biziz. Bu söylediğimizle ilgili olan ve siz kendi tanrısallığınızı edindikçe, yeni evinizde çiçek açmaya başladıkça, anlayacağınız çok şeyler vardır.

--0-- Deneyimi gözlemleyenler, Her zaman gözlemleniyorsunuz

Sizin bu derslerden geçtiğinizi bilerek, yaşamınızda birçok salıverme, sonra kabul etme, ve son olarak da güçlenme (muktedir olma) deneyimlerinden geçmekte olduğunuzu bilerek bugün buraya gelmektedirler.

--0-- Yapılan işin etkileri

Onlar gerçekleştirdiğiniz şeylere hayranlık duymaktadır, aynı bizim duyduğumuz hayranlık gibi. Gerçekleştirdiğiniz çalışma güçlüdür. Muazzamdır. Bu çalışma, Ruha ve Tüm Olan’a en büyük hizmet olarak yapılmaktadır. Ve siz bunu daha görememektesiniz! Siz daha kim olduğunuzu, ya da çevrenizdeki insanlara yaptığınız etkiyi görememektesiniz. Siz, Dünyanızı ve bu gezegenin bilincini nasıl etkilediğinizi daha görememektesiniz. Siz, evreninizi nasıl değiştirdiğinizi ve bizim Yuva dediğimiz yeri nasıl değiştirdiğinizi daha görememektesiniz. Sizin bugün, yarın ve gelecek günlerde gerçekleştirdiğiniz çalışmanın kendisi, çevrenizdeki herşeyi değiştirmektedir. Ve bu gerçekten, sizin geldiğiniz krallığın tüm doğasını değiştirmektedir.

Jack adındaki prensin yolculuğu hakkında, ki bu sizin yolculuğunuzdur, çok konuştuk. (bkz. önceki mesajlar) Buraya nasıl geldiğiniz hakkında, ne kadar maceracı olduğunuz hakkında, kim olduğunuzu unutarak bu bedenlerin içinde Dünya denilen bu yere nasıl geldiğiniz hakkında konuştuk. Siz bugün burada otururken, düşünceleriniz, eylemleriniz ve gerçekleştirdikleriniz, geldiğiniz krallığın doğasını gerçekten değiştirmektedir.

Biz, yaptığınız çalışmanın güçlü doğasını görmemenize şaşmaktayız. Siz sadece bu beden içinde, bir günden ötekine yaşamınızı sürdürmeye çalıştığınızı sanmaktasınız. Sizin gerçekleştirdiğiniz şey, Yuvanın doğasını değiştirmektedir. Spiritüel gözlerinizi açmayı başardığınızda, tüm yaratılışa, sadece içinde yaşadığınız evrene değil, tüm yaratılışa yaptığınız etkiyi göreceksiniz.

--0-- Bir soru

Bize daha önce de şu soru sorulmuştu, “Yaşamlar arasında Yuvaya dönülmekte midir?”

Buna yanıt –bu gecenin ilerleyenin dakikalarında bu soruyu sormaya hazırlanan kişiye yanıt- “Hayır”dır. Siz, Yuvanın niteliklerine sahip olan bir yere geri dönmektesiniz. Orası, ailenizle doludur. Orası, fiziksel bedeninizi terk ettikten sonra yeniden dengelenmenizi sağlamak amacıyla sizinle çalışan meleklerle doludur. Dünyaya geleceğiniz bir sonraki zamana hazırlanma çalışmasıdır bu, ama burası, bir zamanlar Yuva olarak bildiğiniz yer değildir. Yuvaya geri dönecek olsaydınız, Dünyaya bir daha hiç geri gelmezdiniz. Geri gelmek size fazla zor gelirdi. Ve bir de sevgili dostlar, Yuvaya, krallığa şimdi geri dönecek olsaydınız, orayı tanımayacaktınız. Sizin ve diğer insan meleklerin gerçekleştirdiği çalışma, geldiğiniz krallığın doğasını, titreşimini ve özellikle de derinliğini değiştirmiştir.

Tüm yolculuğunuzun anılarına ulaşabileşeceğiniz, yolculuğunuzu anımsayacağınız bir zaman gelecektir. Bu, kullanabileceğiniz bir kütüphane gibi olacaktır. Yuvaya dönmeye gelince, biz sizi çok iyi tanımaktayız!! Biz, sizin maceracı olduğunuzu bilmekteyiz. Yeni enerjiye girdiğinizde, ve 4’ün enerjisine “dörtsel sıçramayla” geçtiğinizde – oh sevgili dostlar, biz sizi o kadar iyi tanımaktayız ki. Siz yeni boyutlar ve yeni yerler yaratmak için yeniden maceraya atılmak isteyeceksiniz. Siz, olduğunuz yerde duramayan varlıklarsınız. Uzun, çok uzun zamandır sizinle birlikte olduğumuz gibi, yeni maceralara atıldığınızda da hemen yanıbaşınızda olacağız.

--0-- Jackin öyküsü bir başka kesitten devam ediyor.

Siz bu Dünya denilen yere gelmeden önce, yapılması gereken birçok hazırlık vardı. Enerjiniz biyolojiyi üstlendi. Siz fiziksel biçimi üstlendiniz. Bunun hazırlığı binlerce yıl aldı. Ama siz buraya fiziksel biçimle gelmeden önce, Dünyayı ruhunuzla, olduğunuz ışık biçiminde ziyaret ettiniz. Evren yapılanmaya başladığında, bu gezegenin niteliklerine alışmak için, maddeyle ifade edilen “iki”nin boyutuna alışmak için ışık bedeninizle Dünyaya yolculuk ettiniz.

Sizin Dünyaya olan bu ziyaretlere gereksiniminiz vardı ve bunlar uzun bir zamana yayılmıştı, ama bu ziyaretler fiziksel bedenlerle yapılmamıştır. Bunlar ışık bedenlerinizle yapılmıştır, çünkü varlığınızı, Dünyanın bu yeni ve yavaş-titreşimli enerjisine alıştırmak zorundaydınız. Siz çok hızlı titreşmeye alışıktınız. Fiziksel bir bedene alışabilmek için çok yavaş titreşmeye alışmanız gerekmekteydi.

Siz buraya ilk, Dünya kıraç bir yerken geldiniz. Hem enerjinizi bu gezegene tohumlamak, hem de yavaş titreşen bir halde dualiteye alışmak için geldiniz. Siz buraya geldiniz ve bilincinizi ve enerjinizi Dünyaya yerleştirdiniz. Deyim yerindeyse, enerjinizi kayalara yerleştirdiniz. Enerjinizi ve bilincinizi toprağa yerleştirdiniz. Yaşamın özü Dünya üzerinde biçimlenmeye başladığında, bu gezegenin yaşayan bir organizması olarak doğmayı deneyimlemek için, titreşiminizi en küçük yaşam biçimlerine yerleştirdiniz. Enerjinizi yüzlerce yılda, Dünya üzerinde gelişmeye başlayan daha ileri yaşam biçimlerine yerleştirdiniz. Bunların hepsi, çok uzun bir zaman sürecinde meydana gelmiştir. Ama sizin çalıştığınız boyutta, bu o kadar da uzun bir zaman almamıştır.

Işık bedenlerinizle Dünya denilen bu yere ilk gelmeye başladığınızda, varlığınıza toprak kadar sert gelmediği için, kendinizi su haline yerleştirmek, size özellikle rahat ve uygun gelmişti. Gezegeninizde gelişmeye başlayan su biçimlerine enerjinizi yerleştirmekle çok zaman geçirdiniz. Sevgili dostlar, en sevdiğiniz yaşam biçimleri arasında balinalar ve domuzbalıkları ve yunuslar vardı. Siz bu yeni yaşam biçimini deneyimlemekle çok zaman geçirdiniz, çünkü bu enerjiye bayılıyordunuz. Bunun oyunculuğuna bayılıyordunuz. Spiritüel bilgeliğinizi bu fiziksel beden içinde ifade etme yeteneğine bayılıyordunuz. Bu varlıklara karşı hala, bugüne kadar süren bir ilginiz vardır.

Bununla ilgili yanılgıya düşmeyin, bir kayayı, yaşayan bir organizmaya, Gaia’ya, filizlenen bir yaşama dönüştüren enerjiyle bu gezegeni tohumlamak için gelen sizlerdiniz.Siz ışık bedenlerle buraya geldiniz ve Dünyanın enerji modellerini oluşturdunuz ve onu yaşayan ve büyüyen, dinamik bir güce dönüştürdünüz. Gaia sizdir, çünkü buraya geldiniz ve bu yeri tohumladınız. Okyanuslar ve göller sizdir, çünkü siz onlarda, daha fiziksel bedene girmeden önce yüzdünüz. Sizi besleyen ağaçlar, çiçekler ve bitkiler….sizdir.

Siz dünyaya geldiniz ve bu gezegenin yapısını ve şekillerini ve mimarisini ve tohumlarını yarattınız. Gaia, yaşayan bir organizmadır. O sizdir. Yıldızlarınıza baktığınız zaman, Gaia’nızın niteliklerine sahip olan başka yerler yoktur. Siz melekler olarak, tohum atmak için oralara (yıldızlara) gitmediniz. Siz buraya geldiniz. Aslında, bu Dünya denilen yerde çalışmanıza herkesin karar vermesinden önce, sizin deyiminizle başka gezegenlere yolculuklar yapılmıştır. Başka yıldızlara ve başka gezegenlere ışık bedenler içinde keşifler yapılmıştır, ama sevgili dostlar, seçilen gezegen, geldiğiniz yer, biyoloji içinde gelmeyi seçtiğiniz yer Dünya’dır.

Siz daha buraya gelmeden önce çok hazırlık yapılmıştır. Dünyaya geldiğinizde, ve enerjinizi fiziksel maddeye ve sonra yavaştan bir bedene yerleştirmeye başladığınızda, sizinle çalışacak bir takıma gereksiniminiz olacağı bilinmekteydi. Bu takımlar, “rehberleriniz” olarak tanınan varlıklardı. Genellikle, sizinle birlikte yolculuk eden iki tane melek vardı. Onlar, sizin gibi fiziksel bir beden üstlenmediler. Onlar ışık bedenlerinde kaldılar. Dünya üzerindeki birçok yaşamınız boyunca hep yanıbaşınızdaydılar. Onlar hep sizinleydi. Rolleri basitti – enerji dengesini tutmak, spiritüel parçanızı tutmak, sizi dengede tutmaktı. Onlar, her zaman size eşlik eden, perdenin öbür yanından gelen haberciler gibiydi. Siz bu meleksi rehber grubu olmadan buraya gelseydiniz, belki de dualiteye, içinden hiç çıkamayacak kadar batma olasılığınız vardı.

Rehberleriniz, perdenin öbür yanına, bize olan bağlantılardı. Onlar sizinle uzun bir süre birlikte oldu. Evet, ve bildiğiniz gibi, onlar gitmiştir, ya da enerjilerini çekme süreci içindedir. Kendi tanrısallığınızı kabul edebilmeniz için, olduğunuz tümü şimdi kabul etmek zamanıdır. Kendi dengenizi şimdi tutabilecek hale gelmeniz, en yüksek dereceli bir övgüdür

Kryon, bu çemberin şimdi toplandığı bu odada birkaç yıl önce, rehberlerin diğer niteliklerini açıklamıştı. İnsan melekler olarak deneyimlerden geçtiğinizde, ve yeni bir anlayışa ya da aydınlanmaya eriştiğinizde, rehberlerin beraberinde taşıdığı kapların, enerjinizle dolduğunu bildirmişti. Rehberleriniz tarafından taşınan bu büyük kapları dolduran enerjiniz, altından sıvı bir ışık gibiydi. Bu kaplar, aydınlanmanız ve yeni anlayışlarınızla dolmaktaydı. Rehberler, sizin dışarıya sızdırdığınız, altın bilgelik ve bilişi içeren bu harika enerjiyi toplardı. Oh, ve şu anda soruyu soran kişiye yanıtımız, evet, siz bunları onlara vermeyi kabul etmiştiniz. Onlar sizden bunları çalmadılar. Bu, bu Dünya yerinde size pek yaramayacak bir şeydi.

Rehberler bu enerjiyi toplardı, sonra, bu kaplar dolduğunda, başka bir grup devreye girerdi. Bu grup, kapları alıp, yerine boş olanları koyardı. Onlar bu bal gibi – altın ve tatlı ve besleyici- maddeyi alır, perdenin öbür yanına geri götürürlerdi. Bu enerji, evreninizin yaradılışını devam ettirmede kullanılırdı. Bu enerji, sizin geldiğiniz krallığa geri dönmek üzere yolunu bulurdu. Sizin burada, Dünyada, aydınlanmalarınız ve anlayışlarınız kanalıyla ürettiğiniz bu bal gibi olan altın enerji, Yuva’nın tüm doğasını değiştirmek ve Tüm Olan’ı genişletmek amacıyla, krallığa yolunu bulurdu. Bu, her hangi bir varlığın, şimdiye kadar verdiği en büyük sevgi armağanıydı.

Bizim “koşucular” dediğimiz bir grup vardı ve olmaya da devam etmektedir. Perdenin sizin tarafıyla, bizimki arasında gidip gelenler, onlardır. Kurye olarak ve enerjilerin uyumlayıcıları olarak hizmet etmeye devam edenler, onlardır. Dualite boyutundan, sizin bilincinizde olan şeyleri alanlar, onlardır. Sonra da, enerjilerin, perdenin öbür yanından size geri gelmesine yardımcı olurlar. Onlar koşuculardır, çünkü enerjiyi sizden alır ve öbür yana koşarlar, ve sonra da beraberlerinde yeni araçları, yeni kapları, ve yeni enerjileri geri getirirler. Bu koşucular bugünlerde çok çalışmaktadır, çünkü sizin gerçekleştirdiğiniz çok çalışmalar vardır! Artık rehberlerle de ortak çalışmamaktadırlar. Bir zamanlar bu koşucular, doğrudan rehberlerinizle birlikte çalışırdı. Rehberler, bir sevgi kolonu gibi daima yanınızda bulunurdu. Koşucular, sevgili dostlar, şimdi doğrudan sizinle çalışmak istemektedir. Bunun nasıl olduğunu size açıklayalım.

Siz enerjilerinizi uyumlarken, ilginç bir şey söyleyeceğiz. Dünyaya geldiğiniz ve fiziksel bir beden edindiğiniz ilk günden, sizinle birlikte oturduğumuz bugüne kadar, kelimenin gerçek anlamını ifade eden bir yaratıcı olamamıştınız. Yaşam süreçlerinizi, grubunuzu (takımı) oluşturan meleklerle, zamanın ilerisine planlardınız. Belirli nesnellikler ve dersler üzerinde çalışırdınız. Bir spiritüel iş planı geliştirirdiniz. Sonra bu Dünyaya geri gelirdiniz. İnsan bedeni içinde geri gelirdiniz. Kendiniz için saptadığınız parametrelerden geçerdiniz. Bir hedefe ulaştığınızda, önceden planlanmış olan bir sonraki hedefe doğru giderdiniz. Gerçek anlamda bir yaratıcı olmak, sevgili dostlar, bu şekilde zordu. Siz bu şekilde, deneyimleyen, öğrenen biriydiniz. Ama yaratıcı olmak zordu, çünkü önceden belirlenmiş parametreler vardı.

--0-- Yaratımın meydana gelmesi

Varlığınızın özünde bir düş kırıklığı, bir kızgınlık vardı, çünkü Dünyaya gelmeden önce, siz gerçekten yaratıcı varlıklardınız. Kendinizi daima dışa dönük ifade etmiştiniz. Sahip olduğunuz bunca yaşam boyunca kendinizi sıkışmış hissettiniz, çünkü bu kutuların dışına çıkamıyor gibiydiniz, ve geçmişte yaptığınız gibi, kendinizi açık ve akıcı bir biçimde ifade edememekteydiniz. Bu değişmiştir. Yaşam kitabınızın tüm bölümlerini tamamlamış bulunmaktasınız. Ve şimdi, yeni kitabınızda, sizin tarafınızdan yaratılmayı bekleyen boş sayfalar vardır.

Yeni evinizde otururken, sevgili dostlar, meydana gelmekte olan çok yeni şeyler vardır. Elinize fırçayı alıp, sınırsız bir darbe yaratmanız, bir eylemi harekete geçirir. Bu, bir enerji ifadesini harekete geçirir. Bu eylem, yankılanmaya ve büyümeye başlayan bir titreşim yaratır. Bu, kendine ait gibi görünen bir güç geliştirir. Siz sınırsız fırça darbesini vurana kadar, herşey nötrdür. Ama ilk sınırsız darbeyi gerçekleştirdiğinizde, herşey başlar. Sınırsız darbeyle, özün çok derin düzeylerinde çalışmaya başlayan titreşimsel bir enerjiyi başlatırsınız.

Bu enerjiler, yeni evinizin içinden yayılmaya başlar, ve sonra, tutku – gülün meyvesi- buna katılır, eklenir. Bu, sınırsız darbenizle yaratılmış olan titreşime ek bir yakıt sağlar. Bu yeni yaratıcı enerjinin, suya atılan taşa benzer bir etkisi vardır. Dışarıya doğru hareket eden dalgacıklar yaratır. Enerji dalgaları yaratır, ve bu enerji dalgaları evinize işler .

Sevgili dostlar, farkettiğiniz gibi, niyeti buna katmadık. Sınırsız darbeyi yaratırken, ya da tutkunuzu buna katarken, belli bir niyetin olması gerektiğini söylemedik. Bunun, açıklayacağımız bir nedeni vardır. Sınırsız darbe, ifadeyi başlatır. Tutku, ifadeye yakıt sağlar. Dalgalar, dışarıya gönderilir. Yeni yaratıcının sevgi titreşiminden oluşan dalgalar, yeni evinizden, yeni evinizi çevreleyen kısa duvardan geçerek dışarıya gönderilir. Sevgi titreşiminden oluşan dalgalar, çevrenizdeki insanlara, çevrenizdeki şehire, yaratılmasına yardımcı olduğunuz Dünyaya gönderilir. Dışarıya doğru giden ve sevgiden oluşan dalgalar ve dalgalar ve dalgalar vardır. Bu sevgi titreşiminden oluşan dalgalara, ne yapmaları gerektiğini ya da ne olmaları gerektiğini neden söylemek zorunda olasınız ki? Onlar, sizin içinizden gelmektedir. Onlar, sizdir.

Bu dalgalar dışarıya yayıldıkça, sadece sizin içinizdeki değil, aynı zamanda dışınızdaki şeylerin de titreşimini değiştirmektedir. Sizden yayılan titreşimler, sonra diğer insanlara erişir. Dünyaya erişir. Göklere ve sulara erişir. İnsanlık bilincine erişir. Bu sevgi dalgalarının niyete gereksinmesi yoktur. Spiritüel denge şimdiden oluşmuştur. Bu sizden gelen dalgalar, “4”ün dengesini, Dünyanızın yeni spiritüel dengesini içermektedir. Onlar kendi içinde dengededir, ve diğer ögelere, ya da diğer titreşimlere, ya da hatta bilinçlere eriştiklerinde, “4”ün dengeli sevgi titreşimi, eriştiği bütün enerjilerin yenilenmesine ve dengelenmesine yardımcı olmak potansiyeline sahiptir. Ancak etkilenmek, ya da etkilenmemek, bu enerjiyi alan (kişilere, şeylere) kalmış bir şeydir.

Sizden ve tanrısal varlığınızdan ve yeni evinizden gelen bu enerji, kendi içinde bütün ve tamamdır. Ona bir beklenti ya da yön ya da her hangi bir şey eklemek için bir neden yoktur. O sizden saf bir biçimde yayılmaktadır. O sizden, tamamlanmış ve sevgi dolu bir biçimde yayılmaktadır. Ona insanca döngülerinizi ve zihninizi yüklemeyin. Onun, sizden en mükemmel bir biçimde geldiğini kabul edin. O sizden zaten mükemmel bir halde gelmektedir.

Şimdi, burada ilginç bir şey meydana gelmektedir. Suya bir taş attığınız zaman, dışa doğru genişleyen dalgaların zamanla gücü azalır. Ve yavaş yavaş yok olurlar. Siz dalgaları, bu fırça darbesiyle yarattığınızda ve saf sevginizi ve tutkunuzu kattığınız bu dalgaları dışarıya gönderdiğinizde, olay farklıdır. Sevgili dostlar, dalgalar gidip de, çevrenizdeki herşeyi etkilediği zaman, dalganın, size geri gelen bir yansıması da olur.

Enerji, mümkün olan en iyi yoldan size geri gelecektir. Sizden çıkan bu sevgi titreşiminden oluşan dalgalara, bizim “koşucular” dediğimiz varlıklar eşlik etmektedir. Koşucular, bu dalgaların uygun yerlere ulaşmasını sağlamaktadır. Koşucular, enerjilerin arasındaki, ara-bulucu, yardımcı varlıklardır. Dalgalar yansıyıp da, koşucuların yardımıyla size geri geldiğinde, ihtiyacınız olan herşeyi, zamanlaması doğru olan herşeyi, ve uygun olan herşeyi size getirirler. O zaman kapınızın, şimdiye kadar hiç duymadığınız bir gürültüyle çalındığını duyacaksınız!

--0-- Gecenin dersi

Sevgili dostlar, dokuzuncu ders: Kapınıza gelen şeyle dans edin.

Yaratıcı Dizisinin Dokuzuncu Dersi: Kapına gelen şeyle dans et. Bu yeni enerjiye girerken, çoğunuz, yeni evinizde bu gümbürtüleri ve vuruşları ve hatta kapı zilinin sesini duymaktasınız. Ama siz saklanmakta ve kapıyı açmamaktasınız! Bazıları da kapıyı açmakta, ama görmeleri gerektiğine inandıkları şeyleri görmemekte ve kapılarında beliren şeyleri tümüyle görmezden gelmektedirler. Kapıyı çarparak kapatırlar ve Ruhun, uygun olduğuna inandıkları paketi getirmesini beklerler.

Sevgili dostlar, Ders Dokuz: Kapınıza gelen şeyle dans edin. Bu uygun olacaktır. Size gelen şey, uygun olacaktır. İkinci çemberde toplananlar, kapınıza gelecek varlıklar olacaktır. Onlar nedenini bilmeden, kim olduğunuzu bilmeden, onları buraya getiren şeyin ne olduğunu bilmeden geleceklerdir. Yüzlerinde belki korku dolu, sinirli, ama herşeyden çok, aklı karışmış ve şaşkın bir ifade olacaktır. Onları sizin kapınıza getiren şeyin ne olduğunu bilmeyeceklerdir. Onlara eşlik eden koşucuları görmeyeceklerdir. Onları size getirenler, sizin koşucularınız ve onların koşucuları olacaktır.

Kapınıza gelen kim ya da ne olursa olsun, onunla dans edin. Bu uygundur.

Kapınıza gelen şeyle dans edin. Birbirini etkilemek zamanıdır. Kendinizle ilgili bildiğiniz herşeyi, öğrendiğiniz herşeyi alıp, bunları uygulamak zamanıdır. Kapınıza gelen şeyle, bu ister bir kişi, ister bir nesne, ister bir düşünce olsun, birleşmek, kaynaşmak zamanıdır. Oh evet, bu yayınevinizden gelen bir çek de olabilir! Kapınıza ne gelirse gelsin, oraya uygun olarak getirilmiştir. Bu, titreşimlerinizi temel alan koşucularınız tarafından size getirilmiştir. Dansa başlamak, birleşmeye başlamak ve enerjinizi buna katmak zamanıdır. Eğer (şeyler) kapınıza getirilmişse, bunu yapmak uygun olacaktır.

Şimdi bazı eski enerji nitelikleri hakkında konuşmak istiyoruz. Bizim “meşe palamutu toplayıcıları” dediğimiz kişiler vardır; yeterli kaynaklara sahip olmadığı korkusuyla, sincapların yaptığı gibi, çıkıp fındık, fıstık ve meşe palamutu toplayarak, bunları eski enerji evlerine getiren insanlar vardır. Bu insanlar, yere eğilerek meşe palamutlarını toplar ve bunları, gelecek uzun kışa hazırlık olarak evlerine getirirler. Onlar gerçekten önlem almaktadır. Ama sevgili dostlar, buna aynı zamanda, bir de korku düzeyi iliştirilmiştir.

Sonra, eski enerjide, bir de “isteyen” insanlar vardır. Onlar, şeylerin meydana gelmesini “isterler”. Onlar şeylerin meydana gelmesini, sadece istekle sağlamaya çalışır. Onlar, isteklerini zorlayarak yaratmaya çalışır. Oh, arada bir bu işe yarar sevgili dostlar, ama genellikle bu insanlar çabaları sonunda yorgun düşer ve hayal kırıklığına uğrayarak sinirlenir. Onlar uygun olmayan bir enerjiyi, pek de uygun olmayan bir biçimde yaratması için zorlamaktadır.

Sonra, “imgeleyenler” vardır; eğer bir şeyi imgeler ve zihinlerinde bunun bir resmini yaratırlarsa, bunun, onlara geleceğini düşünen insanlar vardır. Bu yöntem, buna yeterli enerji akıtıldığında, ara sıra işe yarar.

Ama sevgili dostlar, kendinizi neden yorasınız, neden sinirlenesiniz ki? Şimdi, yeni enerjide bunu yapmanın, daha iyi bir yolu vardır. Sınırsız fırçanızı alın ve buna tutkunuzu katın ve sonra da, şeylerin uygun olarak kapınıza gelmesini bekleyin. Geldiğinde, birbirini etkilemek zamanıdır. Kapınıza gelen şeye enerjinizi ve insanca yeteneklerinizi ve tanrısal yeteneklerinizi de katmak zamanıdır.

Eğer kapınıza bir öğrenci getirilmişse –bu öğrencinin görüntüsünü ya da hareketlerini ya da kokusunu sevmeseniz bile- onunla dans etmek zamanıdır. Yakınlaşın. Samimi olun. Onlar, uygun nedenlerden ötürü size getirilmiştir.

İnsanca yargıları bir kenara bırakın ve herşeyin uygun olduğunu bilin. Eğer kapınıza bir nesne gelirse, o bir nedenden ötürü oradadır. Eğer işinizi kaybederseniz – onun kapınıza gelen bir şey olduğunu bilin. O, bir nedenden ötürü oradadır. Onunla dans edin. Duygularınızı ifade edin. Eğer duygularınız öfke ve acıysa, dans edin ve ifade edin. Burada olduğunuzdan daha kutsal olmak zorunda değilsiniz. Bununla birlikte gelen bir acı olduğunu anlamaktayız. Ama siz dans ettikçe, kendinizi ifade ettikçe, anı kucakladıkça, daha önce sizden saklanan şeyleri keşfedeceksiniz. Kapınıza gelen şeylerle dans edin.

Bu, çoğunuz için bir meydan okuma olacaktır. Siz planlamaya alışıksınız. Siz, şeylerin nasıl görünmesi ve olması gerektiğini ya da nasıl olmasını istediğinizi belirlemeye alışıksınız. Bu, “4”ün öneminde bir paradigma dönüşümü oluşturacaktır. Endişelenmek yerine, planlamak yerine, meşe palamutları toplamak yerine, şeylerin olmasını istemek yerine, sizin için bunu çok basit kılacağız. Sınırsız fırçanızı alın. Bir darbe yaratın. Bu, spiritüel fiziğin en yüksek düzeylerinde, titreşimsel bir etkileşim başlatır. Buna tutku da katıldığında, titreşim dalgaları yayılmaya başlar. Bu dalgalar, hazır olan diğer kişileri etkiler. Bu dalgalar, alıcı hazırsa, yeni evinizin dışındaki şeylerin doğasını değiştirir. Sonra, bu dalgaların yansıması, size uygun olan herşeyi geri getirir. Bunlar, insanlar, ilişkiler, bolluk ya da sağlık olabilir. Dalgalar bunu geri getirecektir. Koşucular bunun, yolunu engellemeye kalkacak şeylere karşın, size geri gelmesini sağlayacak işleme yardımcı olacaktır.

Burada ne dediğimizi anlıyor musunuz? Tanrısallığınızda olun ve uygun olan herşeyin size geleceğini bilin. Ruha yalvarmayın. Bu şeyler için yalvarmayın sevgili dostlar. Bu o kadar basittir ki, size meydan okuyacaktır. Korkularınız ortaya çıkacaktır, ve kapınızın çalındığını bir süre duymadığınızda, bunu yanlış uyguladığınızı sanacaksınız. Burada bir zorluk ya da meydan okuma yoktur. Bunu doğru yapmanın, öğrenilecek bir yolu yoktur. Bu, bu kadar basittir.

Eğer hemen, anında kapınızda bir şey durmuyorsanız, bunun anlamı, dışarıya yayılan dalgaların işini görmekte olduğudur. Sizin için şimdi yeni evinizin rahat koltuğunda oturmak zamanıdır. Kapının çalınmasını bekleyin. Şimdi, gevşemek zamanıdır, endişelenmek değil. Endişelenmeniz, ve tanrısallığınıza olan güvensizliğiniz, dışarıya açılan titreşimleri değiştirecek ve kesinlikle yaratmayı amaçladığınız şeyin en yüksek düzeyini size geri getirmeyecektir. Bunları dışarı yolladığınızda, endişelenmeyin.

Sevgili dostlar, Ders Dokuz: Kapına gelen şeyle dans et. Kapının vurulduğunu duyduğunda, sana bir şey geldiğinde, o şey, en yüksek hayrına ve tüm uygunluğu içinde getirilmiştir. Şimdi senin, onunla etkileşmeye başlamak zamanındır. Senin için şimdi bunun üzerinde çalışmak zamanıdır.

Diyorsunuz ki, “Tobias, kapıyı açtığımızda ve bir şey gördüğümüzde, ne yapacağımızı nasıl bileceğiz?” Biz de size diyoruz ki, sevgili dostlar, bunun yanıtı son toplantımızda açıklanmıştır. Sağ ya da sol ya da hiç bir şey yapmamak seçeneklerine bakınmayın. TÜM’e bakın. Koşucular tarafından getirilmiş bir halde, kişi kapınızda durmaktaysa ve hem siz, hem de kişinin kendi, orada ne aradığına şaşmaktaysa, apaçık, besbelli olanın ötesine bakın. TÜM’ün içine girin. TÜM, anlayışın dördüncü düzeyidir. TÜM, anlayışın daha yüksek bir düzeyidir. O, yanıtları içerir ve siz ne yapacağınızı bileceksiniz. Ne tarz bir dansı edeceğinizi bileceksiniz.

Kapınıza gelen şeyle dans edin. Şimdi, birbiriyle etkileşim zamanıdır. Biz “dans” terimini kullanmaktayız, çünkü bu, anladığımız kadarıyla güzel bir insan ifadesidir ……Cauldre(Medyum) bu sanatta pek başarılı olmasa da! Bu, ögeler arasında güzel bir etkileşim ve ifade tarzıdır. Bu, akmaktadır ve zariftir. Biz sadece “kapınıza gelen şeye göre hareket edin” dememekteyiz. Biz “dans” sözcüğünü kullanmaktayız, çünkü o tam ve güzeldir. O bir sanattır. Sadece dans edin. Etkileşime girin. TÜM’e baktığınızda, nesneyle, düşünceyle, kişiyle, duyguyla……kapınıza gelen her neyse, onunla ne yapacağınızı tam olarak bileceksiniz.

Öğretmenlere, sizlere burada meydan okuyan şey şudur: hergün yaptığınız planları bir kenara koyabilir misiniz? Şeylerin olması gerektiğini DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ biçimlerden kendinizi ayırabilir misiniz? Siz hep hedefe-yönelmiş bir haldeydiniz, ve sizi bu yere getirmek için bu size iyi hizmet etmiştir. Şeyleri hep insan zihninizde planladınız, ama şimdi bunu bırakmak zamanıdır. Oh, bu bazılarınızı zorlayacaktır! Biz burada kendi yaşamlarınıza ait şeylerden söz etmekteyiz. Sizden işyerinizde bu şeylere hala boyun eğmeniz istenecektir, biliyoruz, ama yeni enerjide, bu eski planların yanlışlığını görmeye başlayacaksınız. Bu planların aslında yaşamınızı ne kadar sınırlandırdığını görmeye başlayacaksınız.

Bu planlara ihtiyacınız kalmayacaktır. İstek gücü ve odaklanmak ve imgelemek gibi zor zihinsel alıştırmalara ihtiyacınız kalmayacaktır. Sevgili dostlar, sizi yorgunluktan bitap düşüren budur! Enerjinizin akıp gitmesine neden olan şey budur! Siz sağlıklı olmanızı, oldurmaya çalışmaktasınız. Bu pek de işe yaramamıştır! Siz bolluk içinde olmanızı oldurmaya çalışmaktasınız, ve kendinizi yere yapışmış bir halde bulmaktasınız……yere yapışmış ve meteliksiz!

Yeni enerjide, sevgili dostlar, siz dışa doğru bir titreşim yaymaktasınız, ve onun yansıması, tam da ihtiyacınız olan şeyi geri getirmektedir. O size geldiğinde, onunla dans edin. Bu belki yeni bir iş fırsatıdır. Bu belki, yeni enerjide uygun olduğunu hissettiğiniz, fiziksel bedeninize eziyet eden şeyleri şifalandırmaya yarayacak yeni bir şifa yöntemidir. Bu belki bir eş ve bir ilişkidir. Bu belki, sevgili dostlar, kim olduğunuzla, yaptığınız uzun yolculukla ve Tüm Olan’ın doğasını değiştirmek amacıyla gerçekleştirdiğiniz tüm şeylerle ilgili kendinize bir bakmaktır!

Dokuzuncu Ders, çok kolay olan, ama şeyleri gerçekleştirme yöntemlerinizi yeniden gözden geçirmenize neden olacak bir derstir. Sadece yeni evinizde bulunmak, sınırsız darbelerle yaratmak ve buna tutkunuzu katmak, niyetsiz ve beklentisiz sevgi dalgalarını dışarıya gönderir. Bu, mükemmellikTİR, ve sonra size ihtiyacınız olan herşeyi, mükemmelik içinde geri getirir. Bu ders size meydan okuyacaktır! Bunu bir kez anlamaya başladığınızda, şimdiye kadar onsuz nasıl yaptığınıza şaşacaksınız.

Sevgili dostlar, sevgili dostlar, önümüzdeki üç derste öğrenilecek çok şey vardır. Bir ay boyunca, size bugün verdiğimiz dersle çalışmanızı rica etmekteyiz – kapınıza gelen şeyle dans edin. Önünüzdeki 30 gün boyunca yaşamınıza girecek şey(ler), uygun olacaktır. Yaşamınıza girecek şey, düşünce tarzınıza meydan okuyacaktır. Bunun nesinin uygun olduğunu anlamayabilirsiniz. Ruhun size belki de korkunç şeyler getirdiğini sanacaksınız, ama bununla dans ederseniz, uygun olduğunu göreceksiniz ve bunda düşleyebileceğinizden de öte armağanlar bulacaksınız.

Bu bir kilometre-taşı dersidir. Bu sizi zorlayacaktır. Bu dersi başkalarına öğrettiğiniz zaman, bir uçurumu geçmek, bir güven ve biliş alanına girmek ve tutundukları birçok eski yöntemleri bırakmak, öğrencilerinizi de zorlayacaktır. Ama bu yöntemler, onları yaşamlarında sınırlayan faktörlerdir.

Siz artık bir kontrata sahip değilsiniz. Siz artık bir plana sahip değilsiniz. Siz bu noktada, artık bir yaşam dersine sahip değilsiniz. Sayfalar açık ve boştur. Siz şimdi yaratıcılarsınız. Biz size bu dersi, yaşamınızda gerçekten yaratmaya başlamanız için vermekteyiz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar