Ders Altı İçinde Tanrısal Denge Vardır

Biz bu dizilerle –Yaratıcı Dizisi dediğimizle- güçlenmiş insanlar olmak için kullanabileceğiniz bilgileri vermek üzere gelmekteyiz. Bu alandaki ilişkimizin bir parçası da sevgili dostlar, size bilgiyi sağlamaktır, ama bunu sonradan kullanmak size, ilahi irade yasalarını uygulayan beşeriyete kalmış bir şeydir. Bununla çalışmak, bu yeni araçlarla çalışmak size kalmış bir şeydir. Sonuçta yaratıcılar olmak size kalmış bir şeydir. Daha önce de söylediğimiz gibi, bunu sizin yerinize biz gerçekleştiremeyiz. Daha önce söylediğimiz gibi, sorularınızın tüm yanıtlarını bilmemekteyiz. Son toplantımızda bile, sorular sorulduğunda, bir süreliğine geri çekileceğimizi söylemiştik.

- Bir insana eğer ruh herşeyi bilmesine rağmen herşeyi bilmemektedir deniyorsa orada bizzat cevap arayanın sorumluluk alması istenmektedir. Bu alana bilgisini getirecek olan bu alana bir parçası ile enkarne olmuş varlıktır.-


--0-- Jack'in öyküsü

Şimdi bir an için geri gidelim ve Jack’in ateş duvarından geçtiği dönemde meydana gelmiş olan şeyler hakkında konuşalım. Son toplantımızda buna fazla odaklanmamıştık, çünkü özellikle bu gece bundan söz etmeyi istemiştik.

Bu Jack için – ve sizin için- travmatik bir deneyim olmuştur. Bu ateş duvarı onu kendine çektiğinde ve o bu duvarın içinde avaz avaz bağırdığında, ilk defa bir şeyi kontrol edemediğini, bir şeye hakim olamadığını hissetmiştir. Bu Jack’in ilk kez dehşeti hissetmesiydi. Bu Jack’in, kendi benliğinde bir bölünmenin meydana geldiğini ilk kez hissetmesiydi. O her zaman bir prens, tahtın varisi olmuştu. Seçtiği şey her neyse, onu yaratma özgürlüğüne her zaman sahip olmuştu.

Ama şimdi ateş duvarı bunların hepsini değiştirmişti. Ateş duvarından geçerken, benliğinin özünden yanmıştı ve bu olay krallıkta bulunduğu zamanlarda hiç deneyimlemediği, çelişki ve acı ve üzüntü ve ızdırap gibi tüm şeyleri uyandırmıştı içinde. Bu olay, içinde suçluluk denilen bir şeyi uyandırmıştı. Bu korkunç duvardan yuvarlanırken, ben ne yaptım diye düşünürken, fazla ileriye gitmiş olmanın suçluluk duygusunu hissetti. Herşeyin yerli yerinde olduğu, krallıktaki yuvasında kalmalıydı diye hissetti.

Bu ateş duvarının içindeyken, duvar onu parçalara ayırdı sevgili dostlar. Olmuş olduğu birliği bu duvar parçalara ayırmıştı, ve bir anlamda, bu onun içinde bir savaş yaratmıştı diyebilirsiniz. Bu ateş duvarından geçtiği anlık sürede deneyimlediği şeyler, sonsuza kadar sürmüş gibi gelmişti ona. Krallıkta yaratıcı olan prens Jack, ateş duvarının içindeyken, en derin keder, öfke ve nefretle dolu şeyler deneyimlemişti.

Oh, bazılarınız bunu duymakta çok zorlanmaktasınız, biliyoruz. Ama bütün bunlar uygundu. Bütün bunların olması gerekmekteydi. Ve bunların tümü, sonunda göreceksiniz, sevgilerin en büyüğü ile doluydu.

Prens Jack, ateş duvarında sonsuz bir zaman geçirmiştir. Duvar onu parçalara ayırmıştır. Bu parçalar, bir anlamda, kendini iki alanda yeniden birleştirmiştir.

Parçaların küçük bir bölümü, yeniden biraraya gelerek, evrenden geçip, Dünya denen bir yere düşmüştür. Bu parçalar, insan bedeni içinde kendini yeniden doğurmuştur. Bu insan bedeni içinde, Jack muazzam bir şeyin deneyimini kazanmak amacıyla, yaşamların döngüsünü tekrarlayarak çok, birçok kez Dünya’ya gelmiştir.

Jack’in diğer parçası, parçalanmış olan daha büyük parçası, ateş duvarı bölgesinde biraz daha fazla zaman harcadı. Jack’in bu parçaları, ateş duvarının içinde, karışık ve zorlu bir zaman geçirdi. Ama sonra tekrar biraraya geldiler. Birbirlerini buldular. Birbirlerinin titreşimini buldular. Tekrar biraraya geldiler. Sonra, onları koruması için, kendi çevrelerine, büyük bir enerji örtüsü sardılar. Siz bunu koza olarak nitelendirirdiniz. Ve bir enerji kozası tarafından korunarak, ve daha birçok başka çeşit, görünmez ama sevgi dolu güç tarafından korunarak, Jack’in tekrar biraraya gelmiş bu büyük parçası, bu kozanın içinde uykuya daldı.

Jack’in bu parçaları kozanın içinde bir yandan uyurken, bir yandan da içlerine baktılar. Jack her zaman dışa dönük, yaratıcı, maceracı ve yeni topraklar arayan bir varlık olmuştu. Jack her zaman dışa dönük bir ifade olmuştu, ama şimdi, Jack derin bir uykuda ve içe bakar bir halde, bir kozanın içinde yatmaktaydı. Bu, daha önce hiç yapılmamış bir şeydi. Jack kanalıyla Ruh’un, dışa dönük yaratmaktansa, içe dönüp bakmaya, yeni bir bakış açısından bakmaya ihtiyacı vardı.

Şimdi, birçok hayat yaşayan ve kimliğini unutan ve meleksi özünü unutan, insan Jack’e geri gelelim. O sadece bir insan olduğunu düşünmeye ve buna inanmaya başladı. Oh, Dünya’da geçmiş yaşamları olduğunu bile unuttu. Varlığının sadece doğmak ve yaşamak ve ölmekten oluştuğuna inanmaya başladı. Kim olduğunu bir yaşamdan ötekine unutacaktı. Ve adı, bir yaşamdan ötekine değişecekti. Cinsiyeti, arada bir değişecekti. Çok deneyimlere sahip oldu.

Yaşamının birinde bir gün “neden” diye sorgulamaya başladı. Kim olduğunu sormaya başladı. Babasının gerçekte kim olduğunu sormaya başladı. Ve ona söylenen sözler, içine sinmiyordu. Kiliselerde olanlardan ve spiritüel doktrinlerin hakimiyetini ellerinde tutanlardan duyduğu sözler, içinde onunla titreşmiyordu. Daha fazla bir şeylerin olduğunu biliyordu ve bunu bulmak için de arayışa girdi. Olduğunu bildiği ama parmak basamadığı bir şeyle birleşmek arayışı içindeydi. Bu şeyi tanımlıyamıyordu. Jack birkaç yaşamı, kendini aramakla geçirdi. Bu yaşamları yalnızlık ve inziva içinde geçirdi. O bu yaşamları, arayarak ve mücadele ederek ve başını duvarlara çarparak geçirdi.

Birçok sınav ve kargaşadan sonra, ve bedeninde, zihninde ve ruhundaki acılardan geçtikten sonra, Jack birgün nihayet pes etti. Bir insan olarak yeniden yaşayıp yaşamayacağı ya da ölüp ölmeyeceği umurunda değildi. Ailesini seviyordu ve yolu üzerinde karşılaştığı insanları seviyordu, ama artık pek umurunda değildi. Artık insan olmak umurunda değildi ya da insan olmak tutkusu kalmamıştı. Ve bu üzücü bir şey değildi sevgili dostlar. Bu, üzücü bir şey değildi. Bunun zamanı gelmişti. İnsan olmayı, insanca inançları tutmayı, insanca şartlarda kalmayı bırakmak zamanıydı.

Diğer insanlar, Jack’in aklını kaçırdığını düşündü. Onun için endişeleniyorlardı ve kendi aralarında, Jack’in belki de intihara eğilimi olduğundan, ve onun aklını kaçırdığından söz ediyorlardı. Onlara göre Jack kendine basit bir iş bulup, basit şeylerle ilgilenmeliydi ve böyle kendini bulmak gibi büyük olaylarla ilgili endişelenmemeliydi.

Jack sonunda dışa dönük arayışını kesti. Sessizce oturup, kabul etmeye başladı. Gerçekten dinlemeye ve kendininkinden başka kimsenin söylediklerini izlememeye başladı. Kitaplarını bir kenara koydu. Başkalarının ona söylediği şeyleri bir kenara koydu ve yüreğinde ve zihninde meydana gelen mücadeleleri bir kenara koydu. Gerçekte nelerin olmakta olduğunu Jack ancak o zaman anlamaya başladı. Kozada bulunan ve içine bakmakta olan kendinin daha büyük parçası, şimdi uykusunu bitirmişti. O şimdi içe dönüp bakmayı bitirmiş ve uyanmaya hazırdı.

Sevgili dostlar, kozanın içindeki Jack’in daha büyük parçası uyanmaya karar verdiğinde, o bir bebek gibiydi. Oh, siz Gerçek Benliğinizin, babanız ya da anneniz gibi olduğunu mu düşünmektesiniz? Hayır, o bir bebek gibidir. Uyandığında, yapmak istediği ilk şey, sizinle birleşmektir. Gerçek Benlik uyanıp da kozasından çıkmaya başladığında, sizi aramaktadır. Sizi bulması sevgili dostlar, bizim, içinizdeki Mesih bilincinin uyanması dediğimiz şeydir.

Şimdi, Jack sessizce oturdu, ve uzun bir süre dinledi. Başlarda, başkalarının ona nasıl dinleyeceğini söylediği şekilde dinlemeye çalıştı. Bu pek işe yaramadı. Kendini yeniden arayış içinde, sessiz olmaya çalışmasına karşın, doğru tekniği ya da işlemi zihninde ararken buldu. Sonunda bunları da bıraktığında, başka hiç kimsenin değilde, sonunda kendi yöntemiyle izin vermeye ve dinlemeye başladığında, enerjiyi, sevgiyi, geride bırakılmış parçanın özlemini ve tutkusunu duymaya başladı.

Sonra Jack, bizim burada size bile açıklayamadığımız bir şeyi anladı. Bunu açıklamayı seçmemekteyiz, çünkü bu her biriniz için özel olacaktır. Bu noktadan sonra, Jack’in bir kitapta okuyabileceği bir süreç yoktur. Bu o kadar size özel ve kişisel bir şeydir ki, sınırlar koymak mümkün değildir. Oh, gerçekten biz size yaratıcılar olduğunuzdan söz edebiliriz. Biz size buraya nasıl geldiğinizden söz edebiliriz. Biz size şu anda deneyimlemekte olduğunuz şeylerden söz edebiliriz. Ama tanrısallığınızın uyanma süreci içinizde meydana gelen şey o kadar derin ve kişisel bir şeydir ki, bunu tanımlamaya çalışmamız bile mümkün değildir. Bunu anlayacağınız zaman gelecektir.

Sevgili dostlar, Jack sessizce oturdu ve varlığının içini dinledi ve en derin düzeylerinden izin verdi. Tümden salıverme anlamına gelen düzeyden izin verdi. Sonunda duymaya ve sonunda anlamaya başladı. Sonunda olduğu tümle, sizin Gerçek Benlik dediğinizle bütünleşmeye başladı. Bazılarınızın rehberlerinizle karıştırdığınız, hatta Sananda, Yeshua Ben Joseph gibi dışsal bir enerjiyle karıştırdığınız şey budur. Bunların hepsi size yol göstermek ve sizinle çalışmak ve size sevgi vermek için gelen varlıklardır, ama sevgili dostlar, bütünleşme ve içsel keşif çok daha muazzam bir şeydir.

Sevgili dostlar, bunun dışsal bir varlık olmadığını anımsayın. Gerçek Benliğiniz, kanatları olan meleksi bir varlık değildir. O sizdir. O sizdir ve içerden gelmektedir. Eğer kullandığımız benzetmedeki bazı mecazlara yeniden göz gezdirirseniz, daha fazla anlamaya başlayacaksınız. O içinizden gelmektedir.

--0-- Hatırlatmalar ve derslerin fark ettireceği noktalar

Bugünün dersinden sonra ilerlerken açıklayacağımız şeyler, yeni enerjide yaratıcılar olmanızı sağlayacak pratik uygulamalar ve pratik araçlardır. Eğer temel derslerin (Ders Bir – Altı) özünü anlamadan ilerlemeye kalkarsanız, bu sizi zaman zaman acıtabilecektir. Kendi yaratıcı enerjinizle yüzleşecek, ve bundan da çok hoşnut kalmayacaksınız.

İlk üç ders sevgili dostlar, temel derslerdi. Ders Bir: “Herşeyi olduğu gibi kabul et.” Bu, kısa duvar ve kısa duvarın arkasında durmakla ilgili olan dersti. Bu, dualite ve dramdan çıkıp, kısa duvarın arkasına geçmek ve çevrenizde olup biten her şeyi gözlemlemekle ilgili dersti. Bu dersten anladığınız şey, dualitenin tuzağına ne denli kolay düşüldüğü idi. Kısa duvarın arkasında durmakla, karışıklığın içine atlamak isteğine olan bağımlılığı hissetmenin, ne denli kolay olduğunu gördünüz.

Kısa duvarın arkasında durmakla, yeni bir bakış açısı edinmektesiniz, bunun mutlaka heyecansız bir hal olması gerekmemektedir ama biraz mesafeli bir bakış akışı edinmektesiniz. Meydana gelmekte olan herşeyi gözlemleyebileceğiniz ve diğer insanların ilginç dinamiklerini görebileceğiniz daha elverişli bir noktaya sahip olmaktasınız. Dualiteyi, gerçek haliyle anlamaya başlamaktasınız.


Ders İki; bir temel ders daha: Beşer benliğini kabul et, böylece tanrısal benliğini bileceksin. Bu belki de, daha sıkıcı olan derslerden biridir, ama sevgili dostlarım, bunu kendiniz için anlamaya ihtiyacınız vardır, ve bunu öğreteceğiniz kişiler için anlamaya ihtiyacınız vardır. Eğer insan benliğinizi kabul edememekteyseniz, “GİT”e geri gidin ve yeniden başlayın. Kendinizi kabul etmezde, reddederseniz, sonradan karşınıza çıkacaktır. İnsan benliğiniz sizden kabul bekleyecektir, ve şimdiye göre onu sonradan şifalandırmaya çalışmak daha zor olacaktır.

Dünya’ya bir nedenden dolayı geldiniz. Çok, birçok yaşamdan geçmenizin nedenleri vardı. Tanrısallığınızla bütünleşmeye yaklaştıkça, insan benliğini reddetme eğilimi gerçekten de vardır. Yükseleceğini ve bir daha da Dünya’ya geri gelmeyeceğini düşünen kişiler vardır. Sevgili dostlar, bu kabul değildir! Eğer kendiniz hakkında hissettiğiniz şey buysa, o zaman Kırmızı Çember - kendi ruhsal planını kastediyor - yolunda zorlanacaksınız. Burada ne söylemekte olduğumuzu anlıyor musunuz? İnsan olmanın güzelliği ve sevinci ve sevgisi hakkında bir kez daha düşünün. Onu kabul edin. Kabul etmek zordur, bununla çalışmak için zaman ayırın. Kabul etmenize yardımcı olacak diğer kişilerle çalışın. Eğer arzunuz, bu meydan okuyucu yer olan Dünya’dan çıkıp gitmek ve bir daha da dönmemekse, oh sevgili dostlar, gelecek yaşamlarınızda daha birçok ada sahip olacaksınız demektir!

Ders İki : Beşer benliğini kabul et, ve böylece tanrısal benliğini bileceksin. Bu çekirdek bir derstir. Olduğun herşeyi kabul et. İnsan benliğini kabul et. Jack aynaya bakıp da, güzellik gördüğü, ve sevgi gördüğü, ve aynada Tanrı’yı gördüğü bir noktaya gelmişti. Ne demek istediğimizi anlıyor musunuz? Kendinizi Tanrı olarak göreceğiniz bu noktaya, kendi içinizde gelmek durumundasınız, çünkü gerçekten öylesiniz! İnsanca şartların içinde bulunmak, sevinç dolu, büyük ve sevgi dolu bir şeydir. Bu gece dış çemberlerde bunu gerçekleştirmek isteyen, bu deneyimi arzulayan çok sayıda varlık vardır. İnsan benliğinizi kabul edin, ve böylece tanrısal benliğinizi bileceksiniz. Sonra, tanrısal anda yaşamak gelmektedir.


Ders Üç: Tanrısal anında yaşa. Sevgili dostlar, çok iyi bildiğiniz gibi, geçmişte yaşamak kolaydır. Gelecek için endişelenmek kolaydır. Yaratıcı olarak, siz ne geçmişte, ne de gelecekte bulunacaksınız. Siz anda, tanrısal anda bulunacaksınız. İlginç olan şudur ki, tanrısal an geçmişi de, geleceği de kapsamaktadır. Eğer tanrısal anınızdaysanız, geçmişinizi de şifalandırmaktasınızdır. Muhteşem bir gelecek yaratmaktasınızdır. Tanrısal andayken, aynı zamanda hem geçmişte, hem de gelecektesinizdir, ama aslında, bizim “zamansızlık” dediğimiz şeydesinizdir.

Bu tanrısal anda bulunduğunuzda sevgili dostlar, – sizi bu anda bulunmaya teşvik etmek için- yaşlanma süreciniz büyük ölçüde kısalmaktadır. Eğer hem geçmişte, hem gelecekte ve “zamansızlık” içinde bulunmaktaysanız, böyle olması mantıklıdır. Eğer biyolojinizin yaşlanma sürecini kısaltmayı seçmekteyseniz, tanrısal anınızda olun. Tanrısal anınızda bulunduğunuzda, fiziksel bedeninizin şifalanması, çok daha hızlı olacaktır. Dr.Mindy Reynolds’ın bu akşam sözünü ettiği, yeni makinalarla yapılan çalışma, bunun doğruluğunu kanıtlayacaktır. Tanrısal anınızda bulunduğunuzda, şifalandırma süreci çok daha kısa ve yaşlanma sürecide yavaşlatılmış olacaktır.

Oh, bunlar anahtar derslerdir. Bunları sadece harika enerjileri için okumadığınızı umut etmekteyiz! Bunlar çekirdek ve temel derslerdi. Onlar en heyecan verici olmasa da, en önemli olanlardır. Yaratıcı Dizinin bu ilk üç dersi, kabul etmekle ilgilidir: Herşeyi kabul etmek, kendini kabul etmek, içinde yaşadığın anı kabul etmek. Bunlar, dizinin içindeki kabul dersleridir.

Ders Dört: İnayetle yaratmak. İnayet Fırını, bir durumu alıp da, buna bir çözüm bulmaya başlayabildiğinizi gösteren bir yöntemdir. Bu dersi öğretmek size eğlenceli gelecektir. İnayetle yaratmak demek, insanca düşünce tarzınızın yoldan çekilmesi demektir. Bu, bir an kenara çekilip, uyanmakta olan Gerçek Benliğinizin sürecine başlamasına, uygun çözümleri bulmaya başlamasına sadece izin vermek demektir. İnayetle yaratmak, aynı zamanda, elinizdeki durumla ilgili beklentinizi de salıvermek demektir. Sizin beklentileriniz sınırlıdır. Ve aynı zamanda, yaratılışın, meydana gelebilecek gerçek kapsamını da sınırlamaktadır. Ders Dört, inayetle yaratmak, yeni çeşit bir süreci de başlatır. Süreç, zihinden gelmemektedir. O, yeni bir tarzda yaratmak üzere içinizden gelmektedir. Sonra, inayetle yarattığınızda, yaşamınızda değişikliklerin olmasını beklemez misiniz?

Ders Beş: Değişiklikler bekle ve onları kutsa! Yaşamınızda deneyimlemekte olduğunuz değişiklikler, engellenmişlik hissi ve kızgınlık yaratsa da, uygundur. Eski şeylerin, yeni şeylere, daha muhteşem şeylere yer açmak için çıkıp gittiğini göreceksiniz. İçinizde gerçekte olmakta olan şeylerle bir paralellik vardır burada. İçeriye girmekte olan yeni şey, sizin bir parçanızdır, ateş duvarında bırakılmış olan daha büyük parçanızdır. Şu anda yaşamınızdan çıkmakta olan şeylerin temelinde, eski insanın sınırlılığı vardır. Bilincin sınırlılığı, daha büyük bir enerjiye yer açmak amacıyla, şu anda çıkıp gitmektedir. Bir dizi değişikliğin, fırın tarafından hızlandırılıp da, yaşamınıza yansımamasını bekleyemezsiniz. Eski şeyler, yeniye yer açmak için çıkıp gitmektedir. Sevgili dostlar, inayet fırınını çalıştırmaya başladığınızda, yaşamınızda değişikliklerin olmasını da bekleyin!

--0-- Bir önceki dersin açılımı


Şimdi sizden ricamız, yeni evinize(serbest şuur sirkülasyon sahası) gitmenizdir. Yeni evinizde olduğunuzdan emin olmak için bir dakikanızı ayırmanızı rica etmekteyiz. Eğer dışarda, avluda idiyseniz, şimdi kapıyı açıp, burada, bizimle birlikte olmak için, içeri girmenizi rica etmekteyiz. Şimdi sevgili dostlar, bütün perdeleri ve pencereleri ve kapıları kapamanızı rica etmekteyiz. Gidin ve dışarıdan gelecek rahatsızlıkların bizi etkilememesi için tüm perdeleri ve pencereleri ve kapıları kapatın.

Bizim burada neden söz ettiğimizi anlamayan kişilere; yeni ev, yeni tanrısal insan benliğinin bir simgesi, bir benzetmesidir. Bu sizin yeni evinizdir. Bu sizin kimliğinizdir. Burası, istediğiniz herşeyle dolu, sihirli bir yerdir.Ama şimdilik, perdeleri ve pencereleri ve kapıları kapamanızı rica etmekteyiz. İnayet Fırınının olduğu mutfağa geri gidelim. Oh, ve biz bu gece pişen şeylerin kokusunu bile almaktayız!

Şimdi sevgili dostlar, mutfağınıza girelim. Burada epeyi bir pislik görmekteyiz! Sevgili dostlar, fırınınıza bir dolu şey koydunuz ve sonra onları çıkartma zamanı geldiğinde, unuttunuz, ve fırınınız sorunlarla doldu taştı! Çıkartmayı hatırladığınız sorunlar tezgahın üstünde durmakta, çünkü onlarla ne yapacağınızı bilemediniz! Resimlerle ve cüzdanlarla ve gözlüklerle dolu tepsiler var! Sevgili dostlar, sorunlarınız her yere saçılmış bir halde soğumaktadır, deyim yerindeyse. Burası gerçekten pislik içindedir!

Bu gece bundan söz edeceğiz, çünkü sorunlarınızı İnayet Fırınına koyduktan sonra, onlarla ne yapacağınızı bilemediniz. Şimdi, bir soğuma zamanı olmuştur ve bu uygundur. Biz size şimdiye kadar bu bilgiyi vermedik, çünkü bu dersi başkalarına öğretirken bunu anımsamanızı istedik. Bir soğuma dönemi vardır! Birşeyleri fırından çıkarttığınız zamanla, insan düzeyinizdeki şeylerin gerçekten değişmeye başlaması arasındaki zamanda bir geçiş dönemi vardır. Bildiğiniz gibi, değişiklik meydana gelmektedir. Bu, soğuma sürecinin bir parçasıdır.

Şimdi, daha ileriye gitmeden önce, masanın üstünde duran sorunlarınız hakkında konuşalım. Sorunlarınız sandığınız kadar da karmaşık değildir, sevgili dostlar. Tezgahların üzerinde duran sorun tepsilerine bir bakın. Bütün bu sorunların toplandığı, insanca endişelerin temelde dört sınıfa ayrıldığını görmekteyiz.

İlki, biyolojiyle ilgili olan sorunlardır, yani fiziksel benliğiniz, ağrılarınız ve acılarınız, bedenin hastalıkları, bedenin gereksinimleri. Bunlar bu sorunlardır.

İkincisi, ilişkiyle ilgili olan sorunlardır. Bu, bu aralar çoğunuz için bir sorundur ve olmaya da devam edecektir. İlişkiler esasında dualiteyi temsil etmektedir. Onlar “iki”yi temsil etmektedir. Onun için ilişkiler bu kadar zorlayıcıdır ve sorundur. İlişki sorunlarını fırına koymak isteyen çok kişi gördük – ve az kişi de koymuştur! Ve çok kişi de, başka bir insanı koymadan, ilişkiye olan kendi gereksinimlerini fırına koymuştur. Bu uygun olmuştur, çünkü size anımsattığımız gibi, sadece kendinizle ilgili şeyleri fırına koyun.

Kaynak ve bolluk sorunları da vardır. İnsan olarak ihtiyaç duyduğunuz şeyler vardır ve paranız da genellikle bunları satın almaktadır. Bunlar kaynak sorunlarıdır. Bunlar bolluk sorunlarıdır. Sevgili dostlar, son zamanlarda bu sorunlardan çok, çok gördük fırınlarınızda! Bazıları tekrar tekrar girdi fırına! Bolluk sorunları en zor baş edilecek sorunlardır ve tekrar tekrar fırına konmak ihtiyacında olacaktır. Ama sonunda çözülmeye başladığında, yaşamınızın bu alanında en hızlı değişimleri göreceksiniz.

Böylece, biyolojik sorunlar, ilişki sorunları ve bolluk sorunları vardır. Son olarak sevgili dostlar, kendi değerini bilmek sorunları vardır. Bunlar kimliğinizle ilgili, kendi değerinizle ilgili sorunlardır. Bu sorunlar şimdi doğrudan, ateş duvarından geçtiğiniz zamana bağlanabilir. Siz bu yaşamda çok işlemler ve salıvermeler gerçekleştirdiniz. Başaramadığınız salıvermeler, doğrudan ateş duvarından geçtiğiniz o travmatik zamanla ilgilidir. İçinizdeki bu bilgiyle sevgili dostlar, kendi değerini bilme sorununuzu, kolaylıkla çözmeye başlayabilirsiniz. Bu ateş duvarından geçmekle gerçekleştirdiğiniz şey, Tüm Olan’a hizmet etmek içindi. Siz ateş duvarından, yeni bir alanı, daha önce hiç yaratılmamış yeni bir çemberi keşfetmek için geçtiniz. Burada, Dünya’da olmak için bu şekilde geldiniz. Ruh adına bunu yaptığınız için sizi onurlandırmaktayız. Onun için sizden şimdi ricamız, kendi değerini bilmek sorununu bir kenara koymaktır. Yanlış yaptığınız hiç bir şey yoktu. Siz bunu sevgi ve hizmet aşkıyla yaptınız.

Şimdi, tüm sorunlarınızın tezgahlarda oturduğu mutfağınıza geri dönelim. Şimdi sizden ricamız, bu sorun dolu tepsileri alıp, havaya atmanızdır! Tüm sorunlarınızı alın ve hepsini havaya atın. Birşey farkedeceksiniz – onlar yere geri düşmemektedir. Sorunlarınız havada kalakalmıştır. Havada süzülmektedir. Dönüşmeye başlamaktadır. Bir kağıt parçası ya da bir resim ya da cüzdan gibi fiziksel bir nesnenin yerine, her biri parlak, göz kırpan ışıklara dönüşmektedir. Yıldız gibidirler, çok büyük mutfağınızın tavanında sallanıp durmaktadırlar.

Sorunlarınızı inayet fırınından çıkardığınızda – bu içinizde var olan tanrısal inayettir – onlar sorun olmaktan çıkıp, bu parlak, ışıyan yıldızlara dönüşecektir. (Oh, gerçekten de biz bu gece burada çok mecaz kullanmaktayız!) Siz sonuçları sınırlamadığınız zaman, şeylerin dengeye gelmesine izin verdiğiz zaman, doğal çözümler, ve olmakta olan şeylerin doğal düzeni meydana gelmektedir. (İnayet) zor ve ağır insan sorununu, göz kırpan ışıklı bir enerjiye dönüştürmektedir.

Şimdi sevgili dostlar, bir an için bu sorunları, yeni evinizin mutfağında, asılı kalmış, göz kırpan ışıklar olarak bırakın. Biz sizinle, Yaratıcı Dizisinin Altıncı Dersini paylaşacağız. Bu belki de size vereceğimiz bütün derslerin içinde en sihirli olanıdır. Diğer dersler daha çok pratik olacaktır. Bu en sihirli olandır. Bununla biraz zaman harcayın sevgili dostlar.

--0-- ve gecenin dersi

Ders Altı: İçinizde tanrısal denge vardır. İçinizde tanrısal denge vardır. Bir zamanların sorunu olan tüm bu göz kırpan ışıklar, şimdi kendi dengesini bulmaktadır. Siz sorunlarınızı İnayet Fırınına koyduğunuzda bunları salıverdiniz ve sonra da soğuması için bir kenara koydunuz. Onlar şimdi fiziksel nesnenin ağırlığı olmaktan, elle tutulur nesneler olmaktan çıktı. Siz bu sorunları havaya attınız ve kendi dengelerini bulmalarına izin verdiniz. Bu noktada, onlar göz kırpan, parlak ışıklara dönüşmektedir. Kendi dengelerini bulacaklardır.

Örneğin, diyelim ki, yaşamınızda fiziksel bir sorununuz var. Bunu İnayet Fırınında pişirdiğinizde, ve bedeninizde değişimlerin olmasına izin verdiğinizde, bu sorun doğal bir dengeye gelecektir. Bu doğal denge Tobias ya da rehberlerinizden ya da Yeshua’dan ya da her hangi başka bir varlıktan gelmeyecektir. O sizin kendi varlığınızın içinden gelecektir. Olmasına izin verirseniz, bu sihirli bir dönüşüm işlemidir. Bu, ister bedeniniz, ister ilişkileriniz, ister bolluğunuz ya da kendi değerini bilmek sorununuz olsun, tüm sorunlarınız için geçerlidir.

Şimdi sevgili dostlar, bütün bu göz kırpan, önceki sorunlarınız, mutfağınızda havada süzülmektedir. Onlar uygun dengeyi şimdi bulmuş, önceki sorunlardır. Bu göz kırpan ışıkları alıp, onlardan güzel, ışıklı bir kolye dokumak size kalmıştır. Siz gelecekte, bu ışık kolyesini, daha sonra açıklayacağımız bazı seremonilerde takacaksınız. Bu parlayan ışıkların her biri, çevrenizdeki değerli taşlar gibidir. Bunlarla aynı zamanda hem size, hem de diğer varlıklara, birçok deneyimden geçtiğiniz, ama her deneyimin de bir sevgi ve ışık ve sevinç incisi taşıdığı hatırlatılmaktadır. Her birinin bir nedeni vardı. Siz uygun olduğunu hissettiğiniz bir anda, bu önceden sorun olan şeyleri toplayabilir ve onları ışıktan bir kolyeye dönüştürebilirsiniz. Bu kolye, öğrendiğiniz tüm şeylerin bir anısı olacaktır. Aynı zamanda da, yaşamınızdaki yeni çeşit yaratma tarzına izin vermekle ilgili öğrendiğiniz şeylerin anısı olacaktır.

Ders Altı: İçinizde tanrısal denge vardır. Bu tanrısal dengenin işini görmesine izin verirseniz, önceki sorunlarınız size en uygun yollardan geri gelecektir. Sizin içinizde yeni bir tanrısal denge vardır. Yeni evinizin perde ve kapılarını kapatmanızı rica etmiştik. Bu tanrısal dengenin, sizin içinizden geldiğini anlamanızı istemekteyiz. Rehberlerinizi şimdi yardıma çağırmak uygun değildir. Onlar sizi çok sevmektedir, ama artık enerjinizin içinde değildirler. Tobias ya da dışardan her hangi bir varlığa sormak zamanı değildir. SİZİN içinizde tanrısal denge vardır.

Bu sizinle Yüksek Benliğiniz arasındadır. Yüksek Benliğiniz, pencereden dışarıya bakmakla bulunamaz. O orada değildir. Orada sizi kendi tanrısallığınıza bağlayacak hiç bir şey yoktur şu anda. O dışarıda değildir. Yanıtları dışarıda aradığınızı fark ederseniz, tanrısal varlığınıza olan bağlantı noktasının, geldiğiniz yere olan bağlantı noktasının, gitmekte olduğunuz geleceğin bağlantı noktasının içinizde olduğunu size hatırlatacağız! Sevgili dostlar, bunu anımsayın. Sihirle ilgili olan ve ileride anlayacağınız ders budur. İçinizde tanrısal denge vardır.

Şimdi biz yaratıcı dizisinin ilk yarısının üstünden geçtik. Kabul etmekle ilgili temel dersleri vermiştik. Şimdi de dönüşümü başlatan üç dersi verdik – inayetle yaratmak, yaşamınızda başlayacak değişiklikleri kabul etmek, ve şimdi de, tanrısal bir dengenin olduğunu anlamak. Bunun olmasına sadece izin verin. Bunlar, buradan ilerleyeceğimiz, temel dersleri oluşturmaktadır.

Bundan sonraki altı derste, size pratik araçlar vereceğiz, ama hatırlatmaktayız, eğer birinciden altıncı derse kadar anlamadığınız bir şey varsa, şimdi geri gidin. O bilgeliğe ve anlayışa sahip değilseniz, araçları kullanmaya çalışmak acıtacaktır. Kabul etmeyi öğrenmediyseniz, dönüşüm sürecinde sabırlı olmayı öğrenmediyseniz, sorunlarınızın soğumasına izin vermeyi öğrenmediyseniz, ve tanrısal dengenin içinizde olduğunu öğrenmediyseniz, sonraki dersler acı verebilir.

-Notlar -

Biz dört ve bilyeler hakkında konuşmuştuk. Yeni denge hakkında konuşmuştuk. Bu denge, dördüncü öge içeri geldiği zaman oluşmaktadır. Ders Altı – içinizde Tanrısal Denge vardır. Bu, olmasına izin verirseniz, olmasına izin verirseniz, herşeyin Tanrısal Dengeye geleceğini bilmektir, içsel dinginliktir ve anlayıştır. İçinizde tüm yetenekler ve araçlar mevcuttur – artık dışarıda bir arayışa girmenize gerek yoktur. Bu Tanrısal Dengenin yaşamınızdaki sorunları çözmesine sadece izin vermenize gerek vardır. Bunu da sınırsız bir şekilde yapmak önemlidir. Bu gece (kanallık sırasında) sorunlarınızı havaya attığınızda, bu eylem, salıvermeye sınır koymamanın bir simgesini oluşturmuştur.

Sorunlarınızı havaya attığınızda, onlar havada süzülüp, asılı kalmıştır. Eski Dünya enerjisinde bunlar yere düşecekti –yerçekimi onları aşağı çekecekti- ama biz size empati duyarak, şeylerin değişmekte olduğunu söylemekteyiz. ‘İnayetin’ sorunlarla çalışmasına izin vererek, sınırları salıverin. Şeylerin değişeceğini bilin. ‘Soğuma dönemine’ izin verin ve sonra da sorunları, sanki rüzgara bırakıverin. Onlar değerli taşlara dönüşecektir. Sonra, hazır olduğunuzu hissettiğinizde, bu önceden sorun olan şeyleri toplayın ve ışıktan kolyenizi dokuyun.

-Bir açılım

Bu geceyi şu notla bitirmekteyiz: “dört” hakkında çok konuştuk; “dörtsellik” hakkında konuştuk; “dört konu” hakkında konuştuk; ve “dört bilye” hakkında konuştuk. Bu dört sayısıyla ilgili çok şey vardır. Bu numerolojik bir şey değildir sevgili dostlar. Bu, kutsal bir sayı diyeceğiniz bir şey değildir. Bu, enerji ve bilinçlerde meydana gelen dönüşümlerin sayısıdır. “Dört” sayısı “our (bizim)” titreşimini içerir (çvr. Tobias burada kelime oyunu yapmaktadır; ingilizcedeki ‘dört’ karşılığı ‘four’ sözcüğünün ‘f’ harfini atarak, bizim anlamına gelen ‘our’u kullanmaktadır, sonra yine bunun başına ‘y’ harfini koyarak, sizin anlamına gelen ‘your’ sözcüğünü kullanmaktadır.) ve bu da kendinizle, insan benliğinizle ve yeni uyanmakta olan tanrısal benliğinizle bağlantılıdır. Bu “YOURS (SİZİN)”dir. Ve böylece sevgili dostlar, birlikte geçirdiğimiz bu zaman için size teşekkür etmekteyiz. Ve her zaman olduğu gibi, asla yalnız olmadığınızı size anımsatmaktayız.

Yorumlar

Popüler Yayınlar