Bir papazın vicdanı ile yaşadığı haller

SORU: Selam Tobias, nasılsın? Öncelikle, bunu sonraki bir tarihte okuyan ya da dinleyen ve ilk adımları atan kişilere bir mesaj ve yürekten gelen bir mesaj göndermek istiyorum, kimseden muhteşemliğinizi onaylamasını beklemeyin, çünkü bunu gerçekten kendinizin onaylaması gerekiyor, ve ben bunu (bunun nasıl olduğunu, ne olduğunu) biliyorum. Zihninizin, spiritüel ego gibi şeyler hakkında kaygılanarak size çelme takabileceğini biliyorum, ama adımı atarsanız… ve titreyip terleyeceksiniz, bu bu gece değiştirdiğim ikinci gömlek…  ama gerçekten, şeytanlarınla yüzleşmek, ne kadar güçlü olduğunla yüzleşmek, ve geçmişte, spiritüel gruplarda yapılan herşeyi unutmak, oldukça özgürleştirici ve korkunç bir deneyim. Ama ben size yalnızca geçmiş olsun dileklerimi göndermek ve o ilk adımı atın, ve bu inanılmaz bir şey demek istiyorum.

Tobias, bazen, bu buraya (mikrofona) ikinci gelişim ve aslında soru sormamalıyım diye hissediyorum, çünkü içimden öyle bir enerji çıkıyor ve öyle çok potansiyel var ki… ve ben sadece… ben… geçen hafta seminerde tutkumu buldum. Dedim ki, “Tobias’a Sor”da bu, eğitimle ilgili olacak, ve karım ve ben bunun alacağı yönü görünce öyle bir sevgiyle dolduk ki – oysa çocuğumuz bile yok! Ve bunu başlatmak için keşke iki milyon dolarım olsaydı, ve ben bunu seçiyorum. Bunu da söyledikten sonra, uzun süredir beni rahatsız eden bir şey var… ve sen herhalde soracağım soruyu biliyorsun, geçen gün ırmağın kenarına oturdum ve bu soruyu sordum… bu bir geçmiş yaşam veçhesi ya da veçheleriydi, bir takım gruplara dahil olmakla ve burada durmakla ilgiliydi, sanki deyim yerindeyse, boynunu cellata teslim etmek gibi bir şey, Geoff ve Linda ve burada bulunan herkes bunu yapıyor gibiydi, ve bunun için tam anlamıyla ölüme gitmek ve işkence görmek gibi gerçekten bölük börçük anılar. Ve sorunun ikinci bölümü… bu tutkuya geri dönüp de onu bu gerçeklikte tezahür ettirmemi sağlayacak bir yöne gitmeme yardımcı olabilir misin?

LİNDA: Peki soru ne?

Hazirun: Soru şu… işte bak yine, bunu kısa kesebileceğimi umuyordum. :) Ve ağzım kuruyor, aman Allah’ım!

TOBIAS: Su?

Hazirun: Yok, idare ediyorum. İyiyim. Geçmiş yaşam veçheleri – daha önceleri bir takım gruplarla çalıştım da acaba, bilmiyorum, yani insanları yanlış mı yönlendirdim ya da işleri berbat mı ettim ya da öyle bir şey? Ve bu, şu anda benim bu alana gelmemi engelleyen en büyük engel mi?
TOBIAS: Eğer bir papaz olduğunu ve büyük insan kitlelerinin önünde durup da işi berbat ettiğini düşünürsen, herhalde öyledir!  Onları yanlış yönlendirdin mi? İsteyerek değil, ama o zamanlar bilincin bulunduğu düzeye göre, evet. İnandığın bazı öğretilerle ilgili ve sonra da, sana doğru gelmediğini bildiğin halde, kitap bunu söylüyor diye ya da bağlı olduğun kurumun yüksek rütbelileri sana bunu yapmanı söylüyor diye bu öğretileri başkalarına öğretmekle ilgili oldukça derin bir vicdan azabı çekiyorsun.

Bu nedenle, burada Tobias ya da Saint Germain’i taklit ederek değil de, senin senden konuştuğunu sağlama almak isteyen bir parçan var. Dogmatik kuralları sıralaman değil de, senin senden konuşman. Böylece buraya, bir grup insanın önüne gelip de başka birinin kelimeleri ardına saklanmak yerine kalbinden konuşman gerektiğinde, gerçek sen’in korkudan ödü patlıyor. Ama bu aynı zamanda, şu anda senle benim enerjisel olarak sözünü ettiğimiz gibi, çok da coşturucu bir şey. Ve bunu gerçekleştirmeye bayılan, kendini paylaşmana bayılan, bu kadar açık ve savunmasız ve gerçek olmana bayılan öyle de bir yanın var ki, o zaman tutkunda olduğunu biliyorsun.

Şimdi, bu grubun önünde şu anda hissettiğin bu enerjiyi – korku, terör – al, ama kalkıp da bir gruba dürüstçe ve kalbinden konuştuğun zaman, bunun tutkun olduğunu da bil. Bunun ayrıntıları seni kaygılandırmasın. Parçaların tek tek nasıl geleceği hakkında kaygılanma. Ama yalnızca şu anki enerjiyi anımsa, o tutku, korku, coşku ve terör bileşimini…  ama, herşeyden de öte, gerçek olmayı anımsa. Teşekkür ederiz.

Hazirun: Teşekkür ederim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar