Yaşamın içersinde zaman enerjisini okumak

Geçen gün bir arkadaşımın bir hikayesine tanık oldum. Hikaye, kendinize göre sorumluluk almanın sizde yarattığı dışsal kaale almalar ve bu kaale almaların sizde yarattığı işleri bir an önce yapmak için oluşan zaman enerjisi basıncı. Zaman enerjisinin basıncını hissetmek bilinen bir duygudur. Bizde öncelik ve sonralık duyguları vardır ve bu hal içinde bulunduğumuz düzeyde hissidir. Bir şeyden zevk alınca, zaman geçmesin isteriz. Sıkıldığımız bir durum varsa zaman geçmiyor geliyor. Şimdi bu basıncı bertaraf etmenin tek yolu yaptığınız işin farkına varmak ve konu hakkındaki bilginizi olabildiğince geliştirmektir. Olaya dönecek olursak, arkadaşımın kendisine dediğim, bir olaya yaklaşım sergilemek adına öngördüğün bir olgu varsa bu durumda ilgili kişileri ikaz edersin. Eğer senin varsaydığın durum tezahür etmiyorsa burada bir başka süreç devrededir. Belki olay bir hata yani istenmeyen durum ile sonuçlanacaktır.  Velhasıl kelam o zaman bu noktada bir sorun yok, çünkü aynı ortamı paylaştığın diğer varlıkların olguya yaklaşım düzeyleri ve ilgileri farklı seviyelerde.Bu noktada onların olayın dilini çözmeleri için onların hata yapmalarına izin vermek gerekebilir. Belkide bu istenmeyen hata bir başkasının asıl ihtiyacı ile karşılaşmasına vesile olacaktır. Sonuçta yaşanan hadiseler hem önemlidir hem önemli değildir.  Durum bizzat varlığın kendine koyduğu hedeflerle ilgili.

Şimdi bu noktada bir başka kendi içimde yakaladığım hususu paylaşmak gerekirse, ülkemizde çocuklukta verilen eğitim sisteminden beri, taa bir işyerinde profosyonel sunum yapan birisi bile olsanız bile, sürekli olarak neyin, nasıl yapılması gerektiği konusunda sürekli bombardıman altında tutuluyorsunuz. Bu bombardıman bir basınç yaratıyor bir de bunun üzerine size hiçkimse zaman enerjisini nasıl yönetmeniz konusunda bilgi vermiyor. Eksik olan, varlığın zaman enerjisini yönetememesi, yönetemeyince oluşan durum bile varlık üzerinde başka bir basınç yaratıyor, bir de bu halin üzerine, eğer kendinizden uzak bir haldeyseniz çevrenizdekilerin size vermiş olduğu gaz ile tıpkı cemaatin imamı uçurması gibi, n tane basınçla size dayatılan olguların altında kalabiliyorsunuz.

Nerede yanlış yaptım.

Sanırım toplum içinde insanlara zaman enerjisi kavramının varlık üzerinde getirdiği hususlar müşahade edilerek ifade edilse, varlıkta ister istemez bir farkındalık oluşacaktır. O zaman tarih tekerrürden ibaret olmayacaktır. Tarihin açılımı gelişim olarak tanımlanacaktır.  Hal bu ki içinde bulunduğunuz bu hale farkındasızlık eklenince olay iyice çığrından çıkıyor ve garip durumlar meydana geliyor. İşte şimdi bu durum modern insan kaynakları yönetimlerinde zaman enerjisi yönetimi üzerine seminer ve konferansların yapılmasına neden oluyor. Ancak burada başka bir sıkıntı mevcut. Bu sıkıntı zihin tarafından zamanın lineer bir olgu olarak ifade edilip kısıtlanmasıdır. Bu şekilde ifade edilmesi, zihnin kendini ifade etmedeki bir ihtiyacından kaynaklanıyor. Ancak bu halde ifade etmek bize doğru sonuçlar vermeyecektir. Çünkü zihnin sınırlı bir yapısı vardır. Zihnin ötesine geçmek gerekir. Zamanı enerji olarak ifade etmemizin nedeni, enerji diyince aklınıza bir potansiyel gelir. Bu potansiyel bir çok katmandan, veçheden oluşur. Bu potansiyel içinde katmanlar birbiri ile ilişki içindedir. lineer bir durumdan ziyade çok boyutluluk hakimdir. Burada önemli olan alanı oluşturan bireylerin zaman enerji durumları yani zaman enerjisini kullanmadaki hızlarıdır. Bu noktaların tespiti önce varlığın kendisini bilmesinden, kendisini tanımasından geçmektedir. İçinde olduğunuz olaylarda ihtiyaçları tespit ettiğinizde, eksik olan halleri otomatik olarak fark edeceksinizdir. Farkındalık size göreceli olarak boşluk yaratarak olguları daha farklı açılardan ele almanıza neden olabilir, o zaman yapacağınız tek şey kendinize zaman ayırmak için kendinizi serbest bırakmaktır. Peki bunu seçmek istiyor musunuz?  İçinde yaşadığımız zamanlara modern diyoruz, peki gerçekte bu modernlik içinde bize dayatılan tesirleri sorgulamadan kendi içimizde bölünmüşlükleri deneyimlerken kendimize nasıl zaman ayırabiliriz? Bu mudur modernlik, bölünmüşlük mü? Bir insanın kendisini unutturacak kadar bir tesir onu ele geçiriyorsa o varlık için özgür olmaktan bahsedebilir miyiz? İşte bu noktada özgürlük zaman enerjisi içinde sorumluluk almaktan ve elindekiniz ile şuurlu bir yaşamdan geçmektedir. Bunu seçiyor muyuz?  Seçimlerle ilgili güzel bir yazı CC'ında medyumu olan Geofreey Hoppe'un yaratmak hakkındaki yazısını önerebilirim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar